- Demokrasi, lütfen, diyor. Büfenin dar aralığından bir ses: - Kalmadı. Genç, yeniden soruyor: - Kalmadı mı, gelmedi mi? - Tükendi efendim, tükendi. - Yarın gelir mi? - Kimbilir, diyor büfeci, belki. - Yani Demokrasi'nin yarın geleceği kesin değil demek istiyorsunuz. Büfecinin canı sıkkın: - Yani kardeşim, sen de şunlardan birini seç işte. Bak hepsi var, hürriyet, milliyet, cumhuriyet, sabah, günaydın...
Sayfa 27 - Telos yayıncılık - birinci basım - 2001
"kimbilir kaç yalnızlık eskittiler yoksa bir büyü mü baktığın zaman hem bir çoktular hem bir tektiler yorulmuş bir yanlışı yaşamaktan epeyce kadın gizlice erkektiler."
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
hep yanıldık mı kimbilir inanmak gelmiyor içimden
#Yarım Kalanlar 3#
Sana dair içimde birikenleri döküyorum bu satırlara Olur ya eğer bir gün düşlediklerimiz gerçek olmazsa Yeryüzünde nereye gidersen git beni asla unutma Bir sevgiliden çok daha fazlası olmak istedim sana hep Elinden tutup bulutlara yürümek Yüzündeki çizgileri parmaklarıma işlemek Gözlerinden, sakladığın o derinlere inmek Kader dedik tanışmamıza Kalbimizin kapılarını açtık birbirimize Hiç şüphesiz tamamlandıkta Eminim ki seninle güzel günler kapıda.. Sonsuz olsun senle olacak Hayatımın her köşesi senle dolacak Başka bir yolu yok sonsuzluk ancak Birbirimizden en güzel armağan olacak Hayatım senle dolu hayalim sensin Seninle başladığım her günüm eşsiz Beni ömrüne işle koşulsuz şartsız Olmasın tek bir günüm geçmesin sensiz ... Seninle ilgili çok güzel düşüncelerim var. Korkuyorum kaybetmekten seni. Hayatımdan gitmeni istemiyorum. Kimbilir belki de seni dertlerimle çok fazla sıkıyorum. Herkesin derdi kendine sonuçta. Ama madem bir elmanın yarısıyız o halde sende olan her şeyin başımın üstünde yeri var. ... A.U
Kimbilir
Hangi kokuşmuş, çürümüş çağda yaratmışlardı bu kumalığı? Kim yaratmıştı? Kuma olmaktan, insanın ruhuyla, bedeniyle tutsak olmasından daha küçültücü şey var mı dünyada? Zavallı kadınlar, mezarlarınızdan kalkın! Kızlıkları ellerinden zorla alınmış kadınların, aşağılanmış kadınların ruhları, kalkın! Kalkın, kötü dünyaları, pis dünyaları titretin! Ben çağırıyorum sizi, ben, sonuncunuz! Ben, başkaldıran kuma!
Sayfa 111Kitabı okudu
Güneşin kelimeleri yuvarlayarak konuştuğu bir sabah. manzara kesat. radyoda eski bir şarkı. şarkı eski ve tuhaf. kedilerin hasılatı topladıkları bir çöplük. kavga, kıyamet şimdi fotoğraf çekilsek gözlerimiz bulutlu çıkar. baharın en hırpani kadrosu arkamızda; uçurtmalar, kediler ve aşk. şimdi her fotoğrafta defolu bir kelebek uçar. şimdi her fotoğraf bizi dışlar, nisansız ve insansız bir sabah. ne yapsa, anlamaz insanın dilinden yağmur. ne yapar açamaz kilitlenen aşkları bu zavallı çilingir, ücra günler büyük harflerle başlar. insan ıslansa biraz aklından kuş sürüleri mi taşar? bıraksak biz belki bir fesleğen anlar. marifetli bir şişenin dibi bizi yedi renge boyar. tenimiz sefil. oysa aklımız ağrır bir çocuk balkondan sarksa, ölüm pejmürde elbiseyle ayaklansa... otobüsler suskun yüzümüz gaste kağıdından bu sabah zam, kira, kaza, yakıt, umut. gözlerimiz denizler altında yirmi bin fersahta. güneş kimbilir hangi uzaklarda? kimbilir nerde şimdi o rezil, polikarya?
Didem Madak
Didem Madak
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.