Aynı zamanda bu resim bana birdenbire Raif Efendi'yi de izah etmişti. Şimdi onun sarsılmaz sükûnetini, insanlarla münasebetlerindeki garip çekingenliğini gayet iyi anlıyordum. Etrafını bu kadar iyi tanıyan, karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heyecanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına imkân var mıydı? Böyle bir adam, önünde bütün küçüklüğüyle çırpınan birine karşı taş gibi durmaktan başka ne yapabilirdi? Bütün teessürlerimiz, inkisarlarımız , hiddetlerimiz , karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır. Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?
Etrafını bu kadar iyi tanıyan, karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heycanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına imkanı var mıydı? Böyle bir adam, önünde bütün küçüklüğü ile çırpınan birine karşı taş gibi durmaktan başka ne yapabilirdi? Bütün teessürlerimiz, inkisarlarımız (Düş kırıklarımız.), hiddetimiz, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır. Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?
ABDURRAHMAN'IN KALBE DOKUNMASIDIR (4)
döndüğüm o boşluğu kalbim bildim Abdurrahman -
İntifasını kaybetmiş kuşların tesellisidir dünya
Saçlarından asılmış rüzgar medeniyetleri....
Koşmayan atların varlığı gibi depreşen naz
Yaşamaktan ezberlenmiş bir kitap gibi Yazgıdan geçirir
KEMAN
Derin bir uykudan uyanır gibiydim. Gözlerimi açmadan evvel iyice kendime gelmeyi bekledim. Etrafa bakındım. Bulunduğum yer tanıdık değildi. Neredeydim? Ne olmuştu bana? Bir türlü çözemiyordum. Yattığım yatağın hemen yanı başında bulunan pencere bir koruluğa bakıyordu. Ama ne ev ne de bu koruluk bana aşinaydı. Karnıma bir sancı girince
Korku'yu okurken gerçekten korkuyordum. Yoo yoo, gerçekten o şantaj yapılan kadın gibi korkuyordum. İnanılmaz bir mobingle karşı karşıya kalmıştım. Beni kitabı okumaya iten de bu olmuştu. Ben de korkuyorum belki bunu okursam geçer diye düşünmüştüm. Geçmedi. Ben de kadınla aynı hisleri yaşadım. Durup düşünmeme izin verdim nerelerde benziyoruz diye... Stefan Zweig'i çok severdim. İçime işleyebilen bir yazar. Sanki yazılarınla hiçbir şey olmuyormuş gibi ama ne çok şey oluyor. Bazen sadece bir günü anlatıyor ama siz sanki onunla bir ömür yaşıyormuşsunuz gibi öyle uzun geliyor ki. Yazarların da sesi olduğuna inanmışımdır hep, bu yazarın sesini seviyorum. Duygu yoğunluklu, az diyaloglu, az karakterli uzun hikayeler... Hep bir yerlerinde içimi unutuyorum...
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103.1k okunma
Aynı zamanda bu resim bana birdenbire Raif Efendi'yi de izah etmişti. Şimdi onun sarsılmaz sükûnetini, insanlar
ile münasebetlerindeki garip çekingenliğini gayet iyi anlıyordum. Etrafını bu kadar iyi tanıyan, karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heyecanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına imkân var mıydı? Böyle bir adam, önünde bütün küçüklüğü ile çırpınan birine karşı taş
gibi durmaktan başka ne yapabilirdi?, Bütün teessürlerimiz, inkisarlarımız, hiddetlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin
anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır. Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak
mümkün müdür?
Sonuç ne olursa olsun, ben kendi payıma, hiç olmazsa burada anlattıklarımı, bu yeryüzünde, kimi ayrıntı ve yorumlarıyla en doğru dürüst biçimiyle, üstüne üstlük yalnızca seninle paylaşacağımı çok iyi biliyorum. Bu da insana, inan ki, müthiş bir yalnızlık ve terk edilmişlik duygusu veriyor. Arada sırada, işimden evime buruk bir sevinçle döndüğüm, bir akşam yemeğini bilmem kaçıncı kez ertelediğim, televizyon izleyemediğim, onca sevdiğim plaklarımı dinleyemediğim, kimden gelirse gelsin, bir telefon sesine muhtaç olduğum zamanlarda da hissediyorum bu korkunç birbaşınalık çıkmazını.