Ölen ile ilgili
Susuyorum artık içim derin deniz Tümcenin sonu hep uçurum Yorulunca sığınacağı limanda yorulmuşsa Kime gidecek insan
Sayfa 74 - Telmih KitapKitabı okuyor
İnsanın hikayesi, onu beklediği değil aradığı yerdeymiş.Meğer hikaye ancak bulmak istediğinde anlatırmış kendini. Mesele kime kulak vereceğini bilmekmiş.
Reklam
"İyi bir meslek sahibi olmak" cümlesi nasıl bir anlam içerir, herhangi bir meslek kime ve neye göre "iyi" sıfatını hak eder? Kazanılacak ücret mi, toplumdaki saygınlık mı ya da insanlara faydalı bir iş kalemi olması mı, nedir iyilikten kasıt?
Her zaman seni üzecek birileri olacaktır. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek.
Kimin kime karşı kendini borçlu hissettiğinin bir önemi yoktur, borçlu olma kavramı, sevgi dolu gerçek bir ilişkinin önüne geçer.
Reklam
Kime "altın kalpli " deriz sahi?Herkese karşı ve asla yalpalamadan iyi olmak, iyi kalmak mümlün mü?
Gülme, Gülme; Ağla Gönül!
Bir garipsin şu dünyada, Gülme, gülme; ağla gönül! Derdin dahi çoktur senin, Gülme, gülme; ağla gönül! İşi gücü cevri cefa, Dünya kime kıldı vefa? Hani Muhammed Mustafa?
Zenginin zengin diye derdi olamaz. Fakirin fakir diye. Gencin genç diye. Yaşlının yaşlı diye. Kime hak lan bu dert dediğiniz şey? Niye sormuyor kimse birbirine derdini? Niye dinlemiyor?
"Mustafa Kemal'e dağ yolundan gelen bu ihtiyacın arasındaki hem düşündürücü, hem hoş bir konuşma başlar. İhtiyar ,Çukurova'dan dönmektedir. Paşa sorar: _Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi? Hayır , oralarda iyi geçinmistir. Çocuklarda çalışkandır . Ama kulağına bu sözler çalınmıştır _ Son günlerde işittim ki, İstanbul'daki ırzı kırıklar, bizim Erzurum'u Ermenilere vereceklermiş . Geldim ki görem , bu namertler kimin malını kime verirler?.. Mustafa Kemal'in ruhunda yolların kasveti, yolların insansızlığında uyandırdığı minnetle........ ......... ....... ....... Bu milletle neler yapılmaz ki?"
Sayfa 90 - Remzi YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Bonjouuuuuuur
“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.” sözünün Tolstoy’a ait olmadığı söylenir... İspata gelince ait olduğu da, ait olmadığı da ispatlanamaz :) Sözün kime ait olduğundan ziyade her hikaye bir kişinin farklı davranışı tercih etmesiyle başladığını söyleyebilir miyiz! Elbette söyleyebiliriz. Bugün hatırlanması gereken tek gerçek var ki: Herkes yanlış yapsa da; doğru doğrudur. Herkes doğruyu yapsa da; yanlış yanlıştır... Günaydın, iyi haftalar ❤️
Sümerler ne demiş? "Madem ki biliyorsun, neden öğretmiyorsun? Boş vakitte çürüyorsun, neye yaradın? Bazı insan çok okur, okur, okur. Çok okuyorum der ama okuma seninle gidecek, okumadan kime ne faydan var? Paylaşmazsan kime ne faydası var? "
Sayfa 118Kitabı okudu
İnsanın hikayesi, onu beklediği değil aradığı yerdeymiş. Meğer hikâye ancak bulmak istediğinde anlatırmış kendini. Mesele kime kulak vereceğini bilmekmiş.
Tanrı merhametliyse, insan yokken de merhametli miydi? Hiçbir şey yokken de merhametli miydi? Eğer merhametliyse, o halde kime merhametliydi? Merhamet gösterecek hiçbir şey yaratılmamışken, merhametli olma özelliği bir anlama sahip midir? Eğer Tanrı, varlığı yarattıktan sonra merhamet sahibi olduysa bu, merhameti sonradan öğrendiği anlamına gelir ve bu durumda daha öğreneceği birçok şey vardır diye düşünmek absürt olmayacaktır. Bu durumda Tanrı öğrenen, eksiğini gideren ve evrimleşen bir varlığa dönüşür ve bu, Tanrı'nın henüz gelişimini tamamlamamış bir ergen olduğunu söylemekten farksızdır. Aksi halde, tıpkı bir ergen gibi davranıp kızdığı varlıklara zarar vermeye kalkışmazdı ya da pohpohlanmaya aç, ilgisizlikten kırılan bir genç gibi ona en ufak bir iltifat edeni diğerlerinden ayırmazdı. Görüleceği gibi, duygulara sahip ya da bizim gibi davranışlar sergileyen bir Tanrı, ezeli ve ebedi, sonsuz ve mükemmel bir Tanrı olmaktan epey uzaktır.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.