Galiba emanet edecek bir sırrı, teslim edecek son bir sözü vardı. Fakat kime söylemeli? Nehir merhametsiz! Ağaçlar his­siz! Bulutların arasında büsbütün kurtulmaya çalışarak ışık saçan ay kayıtsız!
FATİH SULTAN MEHMET HAN KONUŞUYOR Beşyüz yıl önce bana kılıcımın hediyesi olan bu ülkenin semâlarında, bugün nail olduğum "ba'sü ba'de'l-mevt" sırriyle etrafıma bakıyorum. İstanbul, asırların değiştirdiği bir şehir. Evlâdım taşra mülkünün vârını ona harcamışlar. Onun şimdiki binalarının ihtişamı yanında Topkapı sarayımız,
Reklam
Babam anlayabildiğim kadarı ile kendinden başını kaldıramayan, kendine bir mezar gibi gomülü, kurtlarını ve böceklerini de kendisi besleyen bir adamdı. Niye böyleydi denir mi bilmem. Ben acaba neden böyleyim ve diğerleri neden böyleler, herkes neden böyle? Bu böylelik kimden miras, nerden atlama, kime atlayacağını ve mirasi bırakacağını daha doğmadan nerden biliyor ve bırakan bıraktığını nerden tanıyor, biliyor, kendi illetini ya da zarafetini ona teslim edip yeryüzünde kaybolmasın diye geçip gidiyor? Babam kendi emanetini teslim etmek isteseydi acaba ben bunu yüklenebilir miydim? Bilmiyorum. Ben zaten hiçbir zaman hiçbir şey bilmedim. Yüklenebilir miydim ya da babam bu denkleri kendi eşyası ve yükü olarak bana daha iyi yerleştirebilir miydi, ben de ister istemez taşıma durumunda kalır mıydım? Aklıma geliyor da, neden hiç aklımdakiler başımda, başımdakiler aklımda değil? Yoksa buna hayat mı deniyor? Gelmiyordur da ben bunu aklımı beğenmek için çekip sözde aklımın yanına koyuyorumdur, herhalde böyle oluyordur. Babamın bana emanet etmek istedikleri kendinin değildi. Miras değildi. Beni kendi içinden çıkmadığı bir kabuğa, orayı makul ve makbul ve güvenli bularak sokmaya çalışıyordu. Bende bunu anlayacak akıl var mıydı? Herhalde yoktu, zaten olsa bu kabuğa girerdim. Demek istediğim buna galiba ben mani olmadım, olamazdım da, yaratılış ve miras kiminse ve bunu kime vermek istiyorsa o mani oldu. Mani olmak bazen koruyup kollamak, illeti sahibine sıvamak, bazen de bir hayat akışının devamı kimdeyse ona vermek oluyor, böyle anlıyorum. Buna eminim, kimse yaptım ve kazandım demesin.
Sayfa 106Kitabı okudu
200 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
aşkı tarif etmek için doğru kelime yok bence. okuduğum her kitapta, dinlediğim her şiirde, izlediğim her filmde çok farklı anlamlar yükleniyordu aşka. bende pek olumlu intibalar bıraktığı söylenemez bu korkunç hissin. necdet'le tanıştıktan sonra bir kez daha emin oldum ki aşk zarar ziyan ve insanın kendine yazık etmesinden başka bir şey
Zavallı Necdet
Zavallı NecdetSafvet Nezihi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,386 okunma
Biz insanların birbirimizi incitme konusundaki cömertliğine üzülüyorum sadece. Her öpücüğün ve hatta sözcüğün, emanet ettiklerimizde bir ağırlığı olduğunu unutmasak, basit meraklar uğruna başkalarının hayatlarında yangınlar çıkarmasak keşke. Ama kime anlatıyorum… Tek ısırık uğruna cennetten kovulmuş bir ırktan böylesi bir diğerkâmlık beklemek abesle iştigal değilse ne?
...galiba emanet edecek bir sırrı, emniyet edecek en son bir sözü vardı fakat kime söylemeli? Nehir merhametsiz! Ağaçlar hissiz! Bulutların arasında büsbütün kurtulmaya çalışan ışık yayan ay kayıtsız!
Sayfa 174 - Ren KitapKitabı okudu
Reklam
871 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.