‘İnsan kendini bir başkasına nasıl anlatır ya da kendini bir diğerine nasıl emanet eder bilmiyordum ama hikayelere inanıyordum, masallara, mesellere, efsanelere, dervişlere, seyyahlara. Hikâyeler değişmiyordu, yalnızca ben ben gittikçe küçülüyor, mini minnacık oluyordum, derdimi anlatacak kimseleri bulamıyor, kendi içime sesleniyor, avazım çıktığı kadar bağırıp sesimi içimin çölünde duyurmaya çalışıyordum. Ama kime ? Perdeyi aralayıp acaba Zühre Yıldızı’nı görür müyüm diye göğe baktım uzun uzun.’
Bu şehitler kime gülebilir, bu şehitler gülse gülse emaneti teslim almaya gelen Azrail'e gülüyordu. Bu gülüşler Azrail'in arkasındaki özne olan Rabb'e gülüyordu. Şehitlere son bir bakış ile üzerlerini örttüler.
.Bana makamımı, mülkümü, sevdamı veren Allah'tır
.Asrın tarzına değil, Allah'ın farzına uyan kazanacak
.Sen duanı et gerisini Rabbine bırak! İman et De ki: Ya Rab, gözü bende, gönlü sende olsun. Ondan sonrasını boş ver
.Cennet istiyorsan istenen gibi, cehennemi istiyorsan istediğin gibi yaşa!
.Madem ruhun cenneti arzuluyor, çıkar şu
Galiba emanet edilebilecek bir sırrı, emniyet edecek en son bir sözü vardı.
Fakat kime söylemeli? Nehir merhametsiz! Ağaçlar hissiz! Bulutlar arasında büsbütün kurtulmaya çalışarak ışık yayan ay kayıtsız!
"Münafığın üç alameti vardır."
Kimde bu üç özellikten biri bulunursa münafıklardandır. Terkedip tövbe etmezse, münafık sıfatından kurtulamaz ve kamil bir müslüman olamaz. Oruç tutup namaz kılsa bile kendini müslüman sanmasın."
Üç özellik şunlardır:
إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ وَإِذَا اؤْتُمِنَ خَانَ
1. Yalan söyler.
2. Sözünde durmaz.
3. Emanete hiyanet eder.