Gâfil olma aç gözüni hâlüne bak öleni gör
Kürelik itme dünyede yazuklarun dileni gör
Niçe yatur düşübeni ılan çıyan üşübeni
Sünükleri çagşabanı çüriyüben ulanı gör
Kimi âh idüp kılur zârı günehdür elinde varı
Göçmiş yatur kara yiri miskînleri güleni gör
Sorma hâlin kimisine varma Irahman'suzına
Kim isine gövdesine ulşup yeni yolanı gör
Kanı Muhammed Mustafâ hüküm itdi Kâf'dan Kâf'a
Dünye kime kıldı vefâ aldanuban kalanı gör
Aldanma mâla davara kulluk eyle Hakk'a yara
Seviyile bile vara bâkî yoldaş olanı gör (*)
Yûnus bu sözleri çatar halka ma'ârifet satar
Kendüsi ne kadar dutar söyledügi yalanı gör
Rabbin için günde bir saat bırakılır mı? Verilmez mi bir saat be! Rabbin için! Bir saat istiyor ya!
Patronun günlük on saate bin lira verip ciğerini satın alır.Sen de rahat rahat satarsın! Ama namaza gelince ay kılamam vay kılamam!!
Rekat başı bin lira verseydi Allah?Peki sen Allah’a mı tapıyorsun yoksa paraya mı? Senin Rezzak’ın Patronun mu Yoksa Allah’ın mı?
Allah’ın dediğini yapmıyorsan ama patronun dediğini kusursuz yapıyorsan…Elini vicdanına koy,Kime tapıyorsun?
İmandan sonra en önemli hakikat namaz!! Bu mudur kulluk ya? Bu mudur vefa?
Halâ namazımız yoksa nasıl olacak bu iş?
Nasıl olacak?
İlk emir "Oku!" Ama beyimiz hâlâ bir tane dinî kitap okumuyor!
Nerede sorun? Kabri mi tam bilmiyoruz? Ben size anlatayım.
En çok susadiğın günü hatırla kardeşim! Ramazan'da cayır cayır
için yanyor! Onu bir milyonla çarp! Cehennemin dibinde
susayacaksın! Sana irin verecekler irin! İtihap! Diyeceksin ki: "Kabir
sıktı, çok daraldım!"
İşte o zaman zincir daha çok sıkıp bedenin daha çok genişleyecek!
Seni şurada alsam, iki yüz yıl yaşatsam, her yerini ince ince
paramparça etsem... Bütün sevdiklerine karşında en pis işkenceleri
etsem ve bunu sana seyrettirsem.. Cehennemin çay molası değil!
Kime külhanbeylik ediyorsun? Sanki kulluk emir değil de
lütfedilmiş!
"Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti. Ya'kûb da: Oğullarım! Allah sizin için İslâm dinini seçti. Sakın başka türlü değil, sadece müslüman olarak ölünüz, dedi.
Yoksa Ya'kûb'a ölüm geldiğin zaman siz orada mıydınız? O zaman Ya'kûb oğullarına: benden sonra kime kulluk edeceksiniz? Diye sormuştu. Onlar da: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshâk'ın ilâhı olan tek Allah'a kulluk edeceğiz; biz ancak ona teslim olmuşuzdur, dediler."
[ Bakara sûresi (2), 132-133 ]
Umumiyetle şöyle dediğin olur:
"Kime muhabbet besliyorsam bir de bakıyorum ona karşı hissettiğim muhabbetim daim olmuyor.
Aramıza ya gıybet giriyor, ya ölüm, adavet, ya da malın mülkün telef olup elimizden çıkması."
Şöyle denir sana bu sözler ağzından dökülürken:
Ey Hakk'ın manevi manada sevgilisi, Nazar-ı Rabbaninin tecelligahı ; ey kendisini seven de kendisinin sevdiği de kıskanılan! Bilmez misin ki; Allah Azze ve Celle Gayür'dur.
Seni sadece kendisi için halk etti, halbuki sen başkasına ait olma peşindesin. Şu ayet-i kerimeleri duymadın mı hiç?:
"Allah onları sever, onlar Allah'ı severler." (maide,5:54.)
"Ve ben, cinn ü insi ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat 51:56.)
Ya sevgili Peygamberimizin şu hadis-i şerifini daha duymadın mı ki hiç?:
"Allah bir kulu sevdiğinde, onu belaya dûçar eder,
Onu severse kendisine ayırır.”
"Bu nasıl olur Ya Resulallah?” diye sorulunca şöyle buyurdu:
"Onda ne mal ne evlat; hiçbir şey bırakmaz.”
Bunun sebebi şudur ki, kişinin malı ve evladı var ise onları sever ve sevgisi noksanlaşır, parçalanır; Allah ve diğerleri arasında ortak bir sevgi haline gelir.
Allah Teala Hazretleri ise şerik kabul etmez.
Gayûr’dur O, Kahir’dir.
Her şeyin fevkindedir. Kulunun kalbini şeriksiz olarak Kendisine mahsus hale getirmek için o şeriki helake sürükler, ademe mahkum eder.
Ve tahakkuk eder şu ayetin hakikati:
"Allah onları sever, onlar Allah’ı severler.”
(Maide 5:54)
Bütün bu rivayetlerin ortak tarafı, İstiklâl Marşı şairinin cenazesinin resmi ilgiden mahrum olduğu, Beyazıt Camii'ne herhangi birinin cenazesi gibi çıplak bir tabut içinde getirildiği, Küllük Kahvesi'nde onu bekleyen üniversiteli gençlerin dört bir tarafa dağılarak cenazenin kime ait olduğunu herkese haber verdikleri , tabutu hemen orada buldukları bir bayrağa sararak namazdan sonra, kolluk kuvvetlerine aldırmaksızın Edirnekapı Şehitliği 'ne kadar omuzlarında taşıdıkları ve törene tahmin edilenin kat kat üzerinde bir kalabalığın katı ldığıdır. Görgü şahitleri tabuta örtülen bir Kabe örtüsünden de söz ediyorlar. Gerçekten de elimizdeki fotoğraflarda, bu Kabe örtüsü tabutun ön kısmında görülüyor. O telaş i çinde bu örtü nasıl bulunmuştur, bilmiyoruz. Akif'in, Edirnekapı Mezarlığı'ndaki komşu ları, kafileye kendisinden önce katılan yakın dostlarıydı: Süleyman Nazif, Ahmet Naim ve Muallim Cevdet ...
İbadetin özü, kulluk; kulluğun esası ise sevgidir. Bunun için kendimize en cok kimi sevdiğimizi sormalıyız; vereceğimiz cevap bize, en cok kime kulluk ettigimizi gösterecektir.