En derin korkumuzun sebebi, yetersiz oluşumuz değildir,
En derin korkumuzun sebebi, ölçülemez kudretimizdir.
Korktuğumuz şey karanlığımız değil, yaydığımız ışıktır.
Kendimize soruyoruz; "Ben kimim ki, parlak, harika, yetenekli ve etkileyici olabiliyorum?"
Esasen kimiz ki bu özellikleri reddediyoruz?
Sen, Tanrı'nın çocuğusun.
Kendini küçümsemenin dünyaya bir faydası olmaz.
Çevrendekilerin güveni sarsılmasın diye küçülmek, meziyet değildir.
Biz, Tanrı'nın içimizdeki gücünün yansımalarını göstermek için doğduk.
Bu güç sadece birkaçımızda değil, hepimiz de var.
Kendi ışığımızın parlamasına izin verdiğimizde, farkında olmadan bu şansı başkalarına da veriyoruz.
Kendi korkularımızdan kurtulduğumuz anda, varlığımız kendiliğinden başkalarını kurtarıyor.
Bizim düşüncemizin ne önemi var? Biz kimiz ki? Hayatımızı iktidardakiler yönlendiriyor. Beklemek zorundayız. Hayatımızın pek önemi yok, yerdeki toz gibi. Esen her rüzgar onu oradan oraya savuruyor. Birlikte olmamıza izin vermeyecekler...
Bizim düşüncemizin ne önemi var? Biz kimiz ki? Hayatımızı iktidardakiler yönlendiriyor. Beklemek zorundayız. Hayatımızın pek bir önemi yok, yerdeki toz gibi. Esen her rüzgar onu oradan oraya savuruyor.
“Hep bizim adımıza, bize benzemeyen insanlar çıkarıyorduk aramızdan. Kimse bizim tanımımızı yapmıyordu ki biz kimiz bilelim. Gerçi bazı adamlar çıktı bizi anlamak üzere; ama bizi size anlattılar, bizi bize değil..."
“Üç kişi Peygamber’in eşlerinin evlerine gelerek onun nasıl ibadet ettiğini sordular. Anlatılınca da, sanki onu azımsadılar ve:
-Peygamber’in yanında biz kimiz ki! Onun geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmıştır, dediler. Aralarından birisi:
-Ben, yaşadığım müddetçe geceleri hep namaz kılacağım, dedi.
Diğeri:
-Ömrüm boyunca oruç tutacağım, asla oruçsuz günüm olmayacak, dedi.
Üçüncüsü de:
-Kadınlardan uzak kalacağım ve hiç evlenmeyeceğim, dedi.
Peygamber bunların yanına geldi ve onlara:
-Şöyle şöyle diyenler siz misiniz? Allah’a yemin ederim ki, Allah’tan en çok korkanınız ve ona karşı gelmekten en çok sakınanınız benim. Böyle olduğu halde ben bazen oruç tutuyor, bazen de tutmuyorum. Hem namaz kılıyorum hem de uyuyorum ve kadınlarla evleniyorum. Benim sünnetimden yüz çeviren, benden değildir, dedi.”
Hadis-i Şerif
:Artık yeter! Bazen kazanıyorduk, bazen kaybediyorduk ve sonunda her zaman kaybediyorduk.
.....
Hesaplaşma günü geldi. Şimdiye kadar yalnız din kitaplarında yargılandınız.Biz fakirler, zavallılar, yarım yamalaklar, bu kitapları okuyup teselli olurken içinizden güldünüz. Ve çıkarınıza baktınız. Hatta gene sizlerden, sizin gibilerden, büyük