Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dışardan göründüğü gibi değil ki hiçbir şey. Herkes her şeyi bilecek olsa oturduğumuz evlerde, mahallelerde duramayız. Herkes bir şey saklıyor işte. Biz kimiz ki, ne yalanımız olacak? Birbirimizle ne alıp veremediğimiz var? Koca dünyada küçücük insanlarız, bakınca herkes işinde gücünde.
Sayfa 138
Atam bile sevdiğine kavuşamamış. Biz kimiz ki kavuşalım..
Reklam
biz kimiz ki
Nuh ve Lut peygamberlerin bile hanımları onlara ihanet etmiş. Hayat bir imtihan, izniyle geçeceğiz.
''Dışarıdan göründüğü gibi değil ki hiçbir şey. Herkes her şeyi bilecek olsa oturduğumuz evlerde, mahallelerde duramayız. Herkes bir şeyler saklıyor işte. Biz kimiz ki, ne yalanımız olacak? Birbirimizle ne alıp veremediğimiz var? Koca dünyada küçücük insanlarız, bakınca herkes işinde gücünde. Ama şu kadarcık insanın bile birbirlerine bin tane yalanı var.'' ''AMA BENDEN ÇIKMASIN.''
Sayfa 138Kitabı okudu
"Sen şimdi bunu biliyorsun ve Kumru'nun o kadınla aynı eve gitmesine engel olmak istediğimde beni tuttun, öyle mi abi?" diye sordu Uraz burnundan soluyarak. "Tuttum tabi. Oğlum bunu kızın babası da biliyor, teyzesi de biliyor, hepsi biliyor. Kızın kendisi de öğrenecek, belki de ögrendi bile! Bak anlasana şunu, sen ben biz kimiz ki? Bizim bu hikayedeki yerimiz ne?" diye sordu Araz sigarasını küllüğe bastırırken. "Kumru benim..'' dedi ve durdu Uraz. "Senin ne?" "Benim... değer verdiğim...bir arkadaşım." deyiverdi sadece. Araz pencereyi kapattı ve Uraz'ın yanına oturdu. "Ne kadar değer verdiğin?" diye sordu sessiz bir sesle. "Neyi merak ediyorsun abi? Açık açık sor." Araz sinirle gülümsedi, Uraz'ın bu agresif halleri ona kendi gençliğini hatırlatıyordu. Onda kendini görüyordu. "Bak bir yıldır her gün hastanedeydin. Bana hiçbir zaman açık açık Kumru'nun sendeki yerini anlatmadın. Bu kız senin için ne? Siz bu kızla birbirinizi ne kadar tanıdınız? Olsa olsa iki hafta, hadi bilemedin üç hafta desen birbirinizi ne kadar tanımış olabilirsiniz ki?"
Peki Ya Sürekli “GÖRÜNÜR” Olsaydınız? –
Gyges’in Yüzüğü, Sosyal Medya ve Ahlak Felsefesi Sosyal medya ve artık her adımda bulunan kameralar ile birlikte sanki Gyges’in Yüzüğünün bir versiyonunu takıyoruz gibi. Ama bu sefer bu yüzük bizi herkese görünür kılıyor. Saklanma ihtimalimiz yok. Gelip geçenin göz attığı bir vitrindeymişiz gibi. Yani. Artık bilmeyen yoktur. Dijital çağda sürekli
Reklam
Din
Kaydedilen ilk din eski Mezopotamya diniydi. Mezopotamya halkı dünyanın geniş bir boşlukla, yani cennetle çevrelenmiş düz bir disk gibi olduğuna inanıyordu. Ayrıca evrenin uçsuz bucaksız bir denizden doğduğuna, suyun yukarıda, aşağıda, yanlarda her yerde olduğuna inanıyorlardı. Üstelik Mezopotamya'nın dini çok tanrılıydı. Yukarıdaki inançlar
Bizim düşüncemizin ne yararı olur? Biz kimiz ki? İktidardakiler bizlerin hayatını yönlendiriyor.
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun!
DAVETİYE Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Düce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden
Bir de şiir yazmıştım, o zamanlar. İçinde şöyle bir mısra vardı: “Beyaz bir bayrak dik düşlerime…” Vay efendim, Türk olan beyaz bayraktan nasıl söz açar? Beyaz, barış demektir, Türk olan barış ister mi, Türk demek erkek demektir, kan demektir. Biz o zamanlar bütün bu işlerin ne demek olduğunu pek anlamıyorduk. Bir de müthiş bir “kımız” sözüdür başını almış gidiyordu. Beş altı arkadaş bir araya geldik. Nedir bu kımız, diye düşündük. Nedir bu kımız? Kımız insanı esrikleştirir. Uzun bir araştırmadan sonra öğrendik ki, kısrak sütünden yapılan bir içkiymiş. Aklı başında birisi dedi ki, şimdi bulamazsınız. Orta Asyaya bile gitseniz, yok. İnsanlar artık öylesi içkiyi içemezler. Kımız at sırtında gezme çağının getirdiği zorunluktu. Herhalde çok kötü bir içki olacak. Birdenbire bizim kafamıza dank etti… Kötü kımız içkisi… Şorul şorul kan… Anadolu aç perişan sürünürken, Orta Asyaya elde ok yayla sefer…
Reklam
Herkes öyledir. Dışardan göründüğü gibi değil ki hiçbir şey. Herkes her şeyi bilecek olsa oturduğumuz evlerde, mahallelerde duramayız. Herkes bir şeyler saklıyor işte. Biz kimiz ki, ne yalanımız olacak? Birbirimizle ne alıp veremediğimiz var? Koca dünyada küçücük insanlarız, bakınca herkes işinde gücünde. Ama şu kadarcık insanın bile birbirine bin tane yalanı var
Sayfa 138Kitabı okudu
Herkes bir şeyler saklıyor işte. Biz kimiz ki ne yalanımız olacak? Birbirimizle ne alıp veremediğimiz var?
Sayfa 138Kitabı okudu
Arada bir bize benzeyen biri çıkıyor ve artık yeter diyordu. Onunla birlikte bağırıyorduk: artık yeter! Bazen kazanıyorduk, bazen kaybediyorduk ve sonunda her zaman kaybediyorduk. Onlar da sizler gibi onlardı. Düzeni çok iyi kurmuştunuz. Hep bizim adımıza, bize benzemeyen insanlar çıkarıyorduk aramızdan. Kimse bizim tanımımızı yapmıyordu ki biz kimiz bilelim.
Sayfa 343 - İletişim Sinan Yayınları, Birinci Bölüm
Cezalandırılanlara merhamet edelim. Ne yazık! Biz kimiz ki? Sizinle konuşan ben kimim ki? Beni dinleyen siz kimsiniz ki? Doğmadan önce kötü bir şeyler yapmadığımızdan emin miyiz? Dünya ve zindan arasındaki benzerlik göz ardı edilemez. İnsanın ilahi adaletin sabıkalısı olup olmadığını kim bilebilir?
Sayfa 298 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2. CiltKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.