kadınlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde ’yetim-öksüz’ kalan çok olur. mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler... çekmecenin dibinde artık kimsesizdir eski tarak. sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar. bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların. sık sık boynunu büker ’sarıkız’. teki kalmış o eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının. balkon artık sessizdir. koridor kimsesiz. bir kadın gittiğinde... bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci... bir anne gider... bir dost... bir arkadaş... bir sevgili... ne çok kişi yok olur aslında, bir kadın gittiğinde. Bekir Coşkun
Hiç kimse yok kimsesiz, Herkesin var bir kimsesi. Ben bugün kimsesiz kaldım, Ey kimsesizler kimsesi. Kimse aradığım yollarda, Kimsesizlik kimsem oldu. Dinsin artık hicranın cana, Kimse aradığım yollar, Kimsesiz kimselerle doldu. Avnî (Fatih Sultan Mehmet Han)
Reklam
Zılli bir karanlığın tam ortasında, kimsesiz bir mekânın vustasında; kendisini, mazisini, herşeyini arkasında bırakmış bir garip, bir ağacın önünde el bağlamış, namaza duruyor. Kendi görmüyor ve bilmiyor belki, lakin bu kara gece onunla aydınlanıyor. Semada yıldızlar gıpta ile bakıyor ona. Kuşlar susuyor, rüzgar duruluyor, ağaç yapraklarını tutuyor düşmesin diye. Gecenin en kara vaktinde ve bir sahranin ortasında, bir garip yolcu, en kimsesiz olduğu anda, Kimse'sinin (c.c) huzuruna varıyor.
Ama sorarım sana yalnız değilde yapayalnız olduğunu hissettiğin zamanlarda yaşadın mı hiç? Çevrende kimse yokken yalnızsındır. Yaşamın ıssızlığında kimsesiz kalmaksa, bambaşka bir duygu. Yapayalnızlık budur işte. O zaman sığınacak bir yer ararsın kendine. İyi yada kötü diye düşünme lüksüne sahip değilsindir. Uzun vadeli olmayacağını bilsende, anlık sevinçler yeter sana.Uzanan el gerçekte bir canavarın pençesidir, bilirsin. Ancak onu tutmaktan başka yolun yoktur.Dostun kötüsü olmaz, felsefesine sığınarak bile bile aldatırsın kendini.
Mavi kadınlar... Kış kadınlarıdır onlar hep üşüyen, üşüdüklerinde bir mevsimi bahane eden... Zamansız gidişlerinde yalnız kalplerinin titrek ve ürkek seslerini gözleriyle sindiren. Kimse görmesin acının dalgalarını diye hep bir karanlığa sığınan gel-gitlerinden güneşin doğuşuyla sıyrılan... Yağmur bekleyen kadınlardır onlar rahmetin sağnağında bir çiğ kadar masum kalabilmenin peşinde ve toprak kokusuna hasret... Bir gün mutlaka diyerek avuttuğu yüreğine kinle nasır örmemiş;aldatmamış ama çok aldatılmış ve hiç alttan alınmamış... Mavi masmavi kadınlardır onlar... Sözsüz müziklere yeni sözler yazan,hayal kuran,çocuğunu kucağına alamamış ama dünyadaki tüm çocukları evlat bellemiş anne doğan kadınlar... Kimsenin yüzünden kimseyi feda edemediği için kimsesiz kaçışlarına mana yüklemiş birdir acı senin benim ne fark eder demiş kadınlar... Kaderi baştan yazılmış ama kaderine hiç ortak aramamış; oysa kaderdaşı çokça ve hep yanı başındaymış... Aynalardaki suretinden kaçmayı bir adamdan öğrenmiş öğrendiği hiç bir ihanetin adını koymamış bedelini başka bir adamdan sormamış kadınlar... Yalnızlığa inanmış huzurlu kadınlar; Bu dünyanın adaletini sorgulamayı bırakmış uzaklardan beklediği varmış gibi tavır takınmış kadınlar... Deniz kokan gökyüzü gibi bakan kadınlardır onlar hiç bir yere ait olamamış ama ait olanlara hep tebbessümlü yorgun kadınlar... Her yol ayrımında rastladığınız,dik yokuşlarda aradığınız bir daha hali nicedir hiç sormadığınız o yedek kadınlar!Onlar gri bir is olsalar da mavi masmavi kaldılar... YASEMİN BAŞ ANKARA '15
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bu kadını seviyorum yaa..Ne güzel yazıyor,ne güzel anlatıyor,karakterleri tanıyorum sanki.Tanımakla kalmayıp onlar ne hissediyorsa hissedip,onlara gönülden bağlanıyorum. SEDAT,DUYGU, ALİM şimdide BEKİR (Edward ve Jamie 'i de var tabii) Üstüne başka ne söyleyebilirim ki isimleri bile yeter, okuyanlar bilir. BEKİR.Kim mi? Daha küçük bir çocukken
Bekir
BekirIşıl Parlakyıldız (Işılca) · İndigo Kitap · 2015741 okunma
Reklam
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
330 syf.
7/10 puan verdi
Tarihte belki de hak ettiği kadri kıymeti göremeyen insanların en tepesinde yer alıyor İstiklal şairimiz.Onun küçüklüğüne de şahitlik ediyoruz ta o zaman doğru , dürüst ve imanlı bir sima.Aynı zamanda Arapça'nın yanında iyi derece Fransızca da bildiğini öğreniyoruz.Ve sporla haşır neşir.İyi bir güreşçi ve yüzücü imiş de.Boğaz'ı yüzerek
Mehmed Akif Ersoy
Mehmed Akif ErsoyM. Ertuğrul Düzdağ · Kapı Yayınları · 201381 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.