"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
"𝐻𝑒𝑝𝑖𝑚𝑖𝑧𝑖𝑛 𝑘𝑖𝑙𝑖𝑡𝑙𝑖 ℎ𝑎𝑦𝑎𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑣𝑎𝑟 𝑐̧𝑜𝑐𝑢𝑘𝑙𝑢𝑔̆𝑢𝑛𝑎 𝑎𝑖𝑡."
Travmalar üzerine kurulu altı hayat. Çocukluklarını yaşayamamış altı genç.
Ve en önemlisi yalanlar ile sırlar üzerine kurulu altı hayat.
Yalan nedir? Hayatın vazgeçilmez bir alışkanlığı mi? İnsanların daha huzurlu yaşamak için durum kurtarma çabası mı? Yoksa insanların daha
Merhaba dostlar. Geldi, geliyor diyerek heyecanla beklediğimiz
Osman Şahin okuma etkinliğinin sonlarına yaklaşıyoruz artık. Gerçi henüz bir haftamız var, ama ben genç arkadaşlarımı kıramadığım için onların okuma etkinliğine katıldım. Gençlere destek her bakımdan önemli çünkü.
O geceyi anlatmaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, ya da ne kadar kendimi ifade ederim onu da bilmiyorum. Bazı acılara sözler anlam yüklemiyor, tesirsiz kalıyor. 2022'de Haziran ayında öğleleyin yatak alttan üstte doğru sıçradı tabi bu durum bana normal gelmedi. Herkesin dilinde bi maraş depremi vardı zaten, hep ne zaman olacak
Aziz Nesin maceram şimdilik burada son buluyor. Biliyorum çok sıkıldınız Aziz Nesin alıntılarından, ama inanın bana başlayınca insan bırakamıyor. Bu kadar kitap yazan, kimsesiz çocukları okutmayı amaç edinen ve bu amacını gerçekleştirmek için Nesin Vakfı'nı kuran bu eşsiz insan nasıl merak edilmez ki!
Özyaşam
Dünya ve Fransız edebiyatının en büyük isimlerinden biri de Romantizm akımının en önemli temsilcisi olarak gösterilen
Victor Hugo’dur. Onun eserleriyle ilk kez lise yıllarında "
Sefiller (2 Cilt Takım)” romanıyla tanışmıştım. Kitabın özetini okumama rağmen etkisini uzun yıllar üzerimden atamamıştım. Nerede kimsesiz, çaresiz ve kalbi kırık bir çocuk görsem Cosette’i
“Beyaz Geceler” Dostoyevski’nin, 1948 yılında, henüz 27 yaşında iken, bir gazetede yayınlanmak üzere tasarlayarak kaleme aldığı, saf, sade, sıcacık ve fazlasıyla melodramatik bir uzun öyküsüdür.
Öykünün konusu, Dostoyevski’nin hayalperest diye tanımladığı ve kendisine bir isim vermeyi dahi fazla bulduğu 26 yaşındaki sefil bir adam ile 17