Sen kimsin ? Ben ...... şu mesleği yapıyorum, şuralıyım, evliyim vs.... Sen meslekmisin şehir misin ? Sen sahip olduğun şeyler misin ? Sahiplik egoya ya da nefse aittir. Özle ilgisi yoktur... Ne hissetiğim duygu, ne de zihnimdeki düşünceyim. Ve bu yüzden diyorum ki, Varlı'ğının gölgesi , kudretinin tecellisiyim. Hakkta varım, aslında yokum sadece bir gölgeyim.
256 syf.
3/10 puan verdi
Yine birgün kurgusu olmamış bir kitap okumuşumdur..
Ben ne okudum? Açıkçası kitabın konusuna falan bakmadım okumaya başladım ve çok uygun fiyata geldiği için kitabı almıştım ama çok pişmanım. Öncelikle yazanın kalemi çok kötü diyemem güzel ama kurgusu berbat. Öncelikte kitap o kadar hızlı hızlı başlıyor ki olayların ne olduğunu bile tam anlamıyorsunuz, Burçak sevgilisinin kendisini kandırması yüzünden evinin canlarini indiriyor ama bu sahneyi görmüyorsunuz kitap direk sevgilisinin evinin camları yerine kırdığı kişinin kendi evinin kapısında bitmesi ile başlıyor. Ve o kısımlar da o kadar hızlı ki yani olay ne zaman oldu bu adamla ne zaman tanıştı anlayamıyorsunuz bile. Daha sonrasında da olaylar arasında kopukluk var gibi hissediyorsunuz sanki daha fazla detay var ama siz o detayların yerine özet okuyormuşsunuz gibi. Acar, kıza sürekli sert çıkışıyor laf sokuyor ve bazı yerlerde o kadar hadsizce davranıyor ki. Benim sen kimsin be diyesim geldi. Kıskançlıkları o kadar saçma ki ‘kızım sen bu adamla olma bu seni eve kapatır’ demek istedim. Kitabın sonlarına doğru olanlar ise o kadar saçma ve anlamsızdı ki. Kitap aşırı saçma bir noktada bitti. Bence alıp okumayın ya yazık zamanınıza.
Bize Aşk Olsun
Bize Aşk OlsunAleyna Daşkıran · Lolla Yayınları · 202420 okunma
Reklam
Fakat sen kimsin ki benim için? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
O efsanelerden bir tanesi: Iğdırlı Hasan Onbaşı. Gazeteci İlhan Bardakçı 1972 yılında Kudüs'te karşılaşmış. Mescid-i Aksa'ya gittiğinde avlunun kenarında doksan yaşlarında, üzerinde eski bir asker üniformasıyla ayakta vakur bir du ruşla bekleyen birini görüyor. Bu sıcakta güneşin altında o elbiselerle neden beklediğini anlayamadığından
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Bir aile... Anne-baba, üç erkek çocuk, üç gelin. Dışarıdan bakıldığında kalabalık ve mutlu bir aile ama her birinin kendine ait bir hikayesi, kendi mutsuzluğu, yarım kalmışlığı var. Şermin Yaşar, tüm karakterlere ayrı bir sayfa açmış ve buyur sen anlat demiş. Nesin, aslında kimsin, neyi seversin, neyi saklıyorsun? Anne-baba olmak çocuk üzerinde her hakka sahip yapar mı insanı? Neler yüklerler çocukların omzuna? Sevgisizlik ya da doğru şekilde verilemeyen sevgi insanı nasıl yaralar? Öyle güzel yazmış ki Şermin Yaşar okuduktan sonra bir sızı bırakıyor insanın içinde ve görünenin arkasında neler saklı olabileceğini bir kez daha anlamanı sağlıyor. "İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor." "Ulan yaşamak ayrı dert, yaşadığını anlatamamak ayrı dert. Anlatsan, seni anlayacakları bile şüpheli, Sadece bu yetmez mi insana?” "Bazen suyun berraklaşması için önce bulanması gerekiyor."
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20235,6bin okunma
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.