Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sözcükler , Jean Paul Sartre Kitap İncelemesi
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
: Pardon Monsieur?!?!? Kime itaat edecekmişim? Ona itaat edeceğim mi düşünülüyormuş?!! Benden ciddi ciddi bunu mu umuyorlarmış?!! Karşımda büyümüş de küçülmüş bir adam duruyordu. Bu boyu posu, yaşı küçük aklı büyük olgun tavırlı küçük akil adamın, yaşı ile tavırları arasındaki ters orantıya neyin sebep olduğunu, aradaki makas farkının
Sözcükler
SözcüklerJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20201,535 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Köy hayatı, kan davası, töre, düşmanlıklar, kin, nefret gibi olumsuzluklarla baş etmeye çalışan bir öğretmenin mücadelesini anlatıyor. Güzelliklere karşı kötülüklerin kaybetmeye mahkum olduğunu... "Ve insan kendi içinde, kendi nefsi ile yaptığı muharebede mağlup olursa işte harplerin en amansızına mağlup olmuş bir zavallı olurdu." Dikçe Mehmet'in mücadelesi unutulmaz. Zalimin silahına karşı ilim ile daima mücadele ediyor.
Yanık Buğdaylar
Yanık BuğdaylarAhmed Günbay Yıldız · Timaş Yayınları · 20183,824 okunma
Reklam
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
neden bu kadar uzun sürede okuduğumu bilmiyorum? bu kitabı okurken sürekli başka kitaplarda okuduğum için bir noktada odağımı toplayamadım sonradan çok akıcı geldi ama. kitap, adada yaşayan Alec' in hayatini anlatıyor. sakın ve durgun bir yaşama sahip.Sürüp giden bu sakin yaşam elektronik aletlerin birdenbire çalışmayı bırakmasıyla altüst oluyor. Alec’in aklına gelen şey beklenen nükleer felaketin sonunda gerçekleştiği. Elektrikten, internetten, dolayısıyla tüm iletişim kanallarından yoksun kalınca dünya ile tüm bağı da kopmuş olur. Daha sonra adada komşusuyla tanışır. Komşusuyla birlikte yaşananlari tartıştısirlar ve Alec yaşanan her olayı günlüğüne yazar. kitabın dilinin ağır olduğunu düşünmüyorum ama cümlelerin geneline baktığımızda çok felsefik ve okunması zordu. beni çok dusundurdugunu söyleyebilirim. Teknolojinin olmaması yaşadığımız dunyadan ne kadar uzakta olduğunu da gösteriyor. "Kin ve nefret duyguları sürekli yükseliyor, teknoloji de onlara zincirlerinden boşanıp her şeyi yok etmelerini sağlayacak araçları -bazen bile bile, bazen hiç farkında olmadan- hazırlıyordu. (s.197)" ana karakterin yalnızlık duygusu o kadar iyi işlenmiş ki kitabı okurken hep griyi bulutlu bir havayı içime çekiyormuş gibi hissettim. varoluş, yaşadığımız toplum, benliğimiz, sorunlarımızla basa cıkabilme yönümüz, insanlarla olan ilişkimiz gibi birçok felsefeye değiniyor. bir alıntıyla bitirmek istiyorum : Biz kimiz? Nereye gidiyoruz? Ne olmak istiyoruz? Nasıl bir dünya inşa etmek istiyoruz? Ve bunu hangi değerlere dayanarak yapacağız?” (s.207)
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215,2bin okunma
·
Puan vermedi
Öncelikle kitabın bu denli az bilinir ve az okunmuş olması beni çok şaşırtıyor . Karakterler ve duygusal iniş çıkışlar , hisler , entrika , tutku , kin , kibir adeta ince bir el işliğiyle işlenmiş ipek bir kumaşa. Bir incelemede de bahsedilmişti sanırım edebiyat tarihinin en mükemmel kötü adamlarından ilk 5 de olacak bir karakter dokusu var.Balzacın harika anlatımının yanı sıra kurgusal şölen büyülüyor. Okurken asla sıkılmayacağınız bir eser.( karakterler öyle iyi betimleniyor anlatılıyor ki okurken aklınızda 2 sezon entrikalı aşk dizisi çekiyorsunuz adeta) kitabın sonlarındayım Balzacın diğer eserleri gibi tanıdık isimler selam veriyor , kendini hatırlatıyor .Belki sizler için önemli olmayabilir fakat ben okuyucunun bir nevi sadakatini isteyen bu bütüncül eser yapısını severim. Okuyun okutturun her akşam dizim var niyetine okuya okuya sonuna geldim
Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti
Kibar Fahişelerin İhtişam ve SefaletiHonore de Balzac · Can Yayınları · 2012401 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Sindirerek ağır ağır okuduğum roman, yazarın varoluşçu kitaplarının genel havasının dışında umuda dair Apokaliptik dünya görüşü ile şekillenmiş. Bu kurguyu sıradan bir adamın yaşantısı üzerinden örüntülemiş. Toplumsal sorunlara, insanın içine düştüğü kısır döngüye ve sisteme dair tespitlerini “zerdüşt” minvalinde insanı düşünmeye telkin eden
Kuklacı
KuklacıEmre Timur · Az Kitap · 202416 okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
Kadın yazarların henüz hoş karşılanmadığı 19. Yy. İngiliz edebiyatının iz bırakan yazarlarından biridir Emily Bronte. Yazarımızın ilk ve tek romanıdır. Uğultulu Tepeler, aşkın ve nefretin romanı. Aşk, kin, nefret, sadakat, ihanet ve intikam tutkusu gibi güçlü duyguları okurken okura hissettiriyor. Uğultulu Tepeler kimi okurlar tarafından gotik kabul edilir fakat Uğultulu Tepeler’de doğanın yüzü vahşi, evlerin içi ise karanlık tutkuların yeşerdiği, kabusları gerçek hayatta iç içe geçtiği mekanlardır. Gün gelir insana ait olan tüm gözleri duygular geri çekilir, geriye uğultusuyla yabani bir doğa kalır. Ben geç bitirmiş olsam da severek okudum, okumayanlara kesinlikle tavsiye edilir.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Artemis Yayınları · 201942,2bin okunma
Reklam
134 syf.
9/10 puan verdi
Hakan Nesserden okuduğum ilk kitap. Belli ki yazar bu tarz kitap konularında baya deneyimli ve başarılı. Kitap bir polisiye cinayet kitabı. Değişik bir tarzı var. Kitabın ortalarında ne kadar kafam karışsa da sonlara doğru tüm düğümler çözüldü. Kitaptaki yer isimleri çok ilginç ve bu isimler akıcılığa ket vuruyor. İnsanların geçişlerinden gelen kin duygusunun nelere yol açtığının mesajı da veeilmekte eserde. Böyle suç polisiye ormanlarında genelde okurun dikkati canlı tutulsa da yazarın tarzı ve tekniği daha farklı. Çünkü mektuplarla ilerleyen bir çözüm ağı mevcut. Seri kitaplarıyla meşhur bu yazarın başarısı da galiba suç oranının en az olduğu bir ülkenin yazarı olması.
Sevgili Agnes
Sevgili AgnesHakan Nesser · İndie Yayınları · 202010 okunma
206 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Pierre Franckh tarafından yazılan Rezonans Kanunu, son zamanlarda oldukça popüler hale gelen ve geniş kitlelere ulaşan bir kitap. Peki, bu kitapta neler anlatılıyor ve okurlara ne gibi mesajlar veriyor? Rezonans Kanunu, evrendeki her şeyin titreşimlerden oluştuğunu ve benzer titreşimlerin birbirini çektiğini savunuyor. Bu prensibe göre, düşüncelerimiz ve duygularımız da birer titreşim yaydığı ve bu titreşimlerin hayatımıza giren olayları ve insanları etkilediği belirtiliyor. Rezonans Kanunu'nun içeriğini ve öne çıkan bazı noktalarını sizlerle paylaşacağım. ●Düşüncelerimizin gücü: Kitap, düşüncelerimizin ne kadar güçlü olduğuna ve hayatımızı nasıl şekillendirdiğine dair önemli mesajlar veriyor. Olumlu düşünmeye ve istediğimiz hayata odaklanmaya teşvik ediyor. ●Minnettarlık duygusu: Minnettarlık duygusunun önemi vurgulanıyor ve bu duygunun hayatımıza nasıl bolluk ve bereket çekebileceği anlatılıyor. ●Affetme: Geçmişe takılıp kalmanın ve öfke, kin gibi duyguları beslemenin bizi olumsuz etkilediği belirtiliyor. Affetmenin ve geçmişle barışmanın önemi vurgulanıyor. ●Hedef belirleme: Hedef belirlemenin ve bu hedeflere ulaşmak için harekete geçmenin önemi vurgulanıyor. ●Çekim yasası: Kitapta, çekim yasası hakkında da bilgiler veriliyor ve bu yasanın nasıl kullanılabileceği anlatılıyor. Rezonans Kanunu, kişisel gelişimle ilgilenenler için faydalı olabilecek bir kitap. Kitapta yer alan bilgiler yeni olmasa da, motivasyon ve ilham kaynağı olabilir. Özellikle, olumlu düşünmenin ve çekim yasasının gücüne inananlar bu kitaptan keyif alabilirler. Kitapla kalın sevgili arkadaşlar..
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Koridor Yayıncılık · 20194,337 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Yok Olacakken Var Olmak
Yok Olacakken Var Olmak
Yok Olacakken Var Olmak
Müjdat Gezen
Müjdat Gezen
ile söyleşi... "Efendiler!. Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim..." Bu, ATATÜRK'ün sanata ve sanatkâra karşı büyük sevgisini gösteren sözlerinden biridir. "Sanatkâr toplum
Yok Olacakken Var Olmak
Yok Olacakken Var OlmakMehmet Çağan · Alfa Yayıncılık · 201019 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Döşeğimde Öldükten Sonra
Savaşın gölgesinde yaşayan, her yerin ölülerle kaplı, insanların kimlik tespiti bile yapılmadan toplu mezarlara gömüldüğü, taziye merasimlerinin anlamının olmadığı, ölüm karşısında herkesin eşit olduğu, daha da vahim olanı ölümün öfkeye yol açmadığı ve hayatta kalanların kıskandığı bir kurtuluş yolu haline geldiği bir ülkede ölmek mi zordur yoksa
Ölmek Zor İş
Ölmek Zor İşHalid Halife · Delidolu Yayınları · 202320 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.