Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
SINIRSIZ kitabında yazar Jim Kwik hepimizi birer süper kahramana benzetiyor ve bir şeyi öğretmeyi değil nasıl öğreneceğini öğretiyor.
Beynimizin yüzde yüzünü nasıl kullanabiliriz? Kitapta çeşitli alıştırmalar var. Hepimiz farklıyız kimimiz görselci, kimimiz işitsel, kimimiz kinestetik. Kendimizi tanırsak ve beynimizin nasıl işlediğini anlarsak hedeflerimize ulaşmak daha kolay olur.
Bir insan olarak kendinizi maksimum seviyeye getirmek için faydalı ve öğretici bir kitap.
İçinde hızlı okuma ile ilgili bir bölüm var. Denedim ve sonuç aldım
NLP-Zihninizi Kullanma Kılavuzu İncelemesi
Nil Gün, daha önce bir kitabını daha okuduğum bir hanımefendi. NLP, çekim yasası vb. alanlarda kitapları olan, üretken tarzını takdir ettiğim saygıdeğer bir yazar. ''NLP-Zihninizi Kullanma Kılavuzu'' ismindeki bu kitabında ise NLP tekniğini, bu tekniğin hayatımızda hangi alanlarda uygulanabileceğini ve daha birçok ilgili
2018'de en çok bilgilendiğim kitap oldu kendisi. İnsanların öğrenme stillerinin bu kadar farklı olduğunu, karakter ve ilişkileri bu kadar etkilediğini bilmezdim. Mutlaka okunmalı. Kitaptan aldığım notları paylaşıyorum.
Üç çeşit öğrenme türü vardır. Görsel, işitsel, kinestetik(dokunsal gibi). Bebekleri kinestetik olan ailelerin çocukları çok ağlıyor çünkü çocuk hareket istiyor, dokunmak istiyor vs. İşitseller kendi kendine konuşabilir çalışırken. Konuşma ve dinlemeleri çok iyi fakat yazma becerisi kötüdür. Kinestetikler kas belleğine sahiptir. Yaparak öğrenirler. İnsanlara dokunarak, el şakaları yapmayı severler. Kondisyon bisikletinde kitap okumak daha iyi anlamalarını sağlar. Kitapta değişik örnekler var. Zamanla tekrar okunabilir. İnsanlarla ilişkiyi bu öğrenme stilleri üzerinden yapabilirsin. Alacağın karının stiline dikkat et. Sen bir görselsin.
Kurgusal romanlar içinde okuduğum en iyi kitap diyebilirim. Kitabı yazabilmek için bir çok alanda bilgi sahibi olması gerekiyor. İnsan şöyle düşünüyor; "bu kadar şeyi bilmenin doğal sonucu olarak mı bu kitap çıktı yoksa bu kitabı yazabilmek için bunca konuyu araştırdı?" Hangi sebeple olursa olsun bağlantılar, kurgu ve anlatım çok iyi. Her türlü okuyucu kitlesine hitap eden dili yakalamış. Görsel, işitsel ve kinestetik algıların hepsine ayrı ayrı hitap eden cümlelerle konuyu anlatıyor. O yüzden kitabı okuyan herkes kendinden birşeyler buluyor. Çok fazla dikkat, emek ve zahmetle yazılmış. Bilim, sanat, felsefe neyle ilgilenirseniz ilgilenin sizden birşeyler bu kurgunun içinde var.
Zekâ; tanımlanması, sınıflandırılması ve ölçülmesi oldukça zor bir özellik. Fakat bu alandaki yoğun çalışmalar, belli ölçüde de olsa bize bazı objektif metotlar ve çıkarımlar sunuyor. Bunlardan biri olan Çoklu Zekâ Kuramı, 1983 yılında psikolog Howard E. Gardner tarafından ortaya atıldı. Halen Harvard Üniversitesinde çalışmalarını sürdüren Gardner, kuramında; zekâyı tekil ve baskın bir yetenek olarak görmek yerine birbirinden farklı boyutları olabilen bir yapı olarak sundu. Buna göre zekâyı 9 ayrı kategoride incelemek mümkün: Uzamsal, Sözel, Mantıksal-Matematiksel, Kinestetik, Müziksel, İçsel, Sosyal, Doğasal ve Varoluşsal. Sonuncu başlık olan Varoluşsal zekâ, ilk başta bir olasılık olarak sunulduysa da daha sonraları literatürde kabul gördü. Duyusal verilerin ötesindeki soruların veya olguların üzerinde düşünme yeteneği olarak özetleyebileceğimiz Varoluşsal zekâ, tahmin edebileceğiniz gibi evrenbilimciler, fizikçiler ve felsefecilerde ortalamanın üzerinde. İnsanın sadece toplum içindeki değil gezegendeki hatta evrendeki yerini de sorgulatan bu zekâ türü, şu an bu satırları okuduğunuza göre muhtemelen sizde de yüksek oranda mevcut. Bu ayki kapak konusu, bilimin kozmosa dair verdiği elle tutulur cevapların dikkate değer bir seçkisini içeriyor.
Öncülük etmiş dansçı ve koreografların kaleme aldıkları metinlerde, ritme, sanata, dansa, doğal ve yapay olana dair kimi zaman birbirini tamamlayan, kimi zaman da çatışan tanımlamalar; eğitimin dönüşümü, gelişimi, çeşitlenmesi ve bu süreçler içerisinde karşılaşılan sorunlar, tıkanıklıklara dair makaleler…
Çocuk gelişiminde ebeveynlerin elde edecekleri anektodlar. Çocukların farklı farklı zekaları vardır. Tek bir zeka türü yoktur. Bunlardan biri kinestetik zekanın çoklu zekaya katkılarıdır. Çocukların nasıl öğrendiklerini nasıl anladıklarını ve sonucu nasıl ifade ettiklerine iyi bir örnektir. Görür, dener, pratik yapar ve karşılaştırır. Çünkü çocuk hissetmediği, anlamlandıramadığı, bilemediği bir şeyi hiçbir dilde anlatamaz, bağ kuramaz ve sorumluluk alma ihtiyacı duymaz. Problemin odak noktasında her çocuğa aynı şekilde davranan bir eğitim sisteminin adil olduğu düşüncesi yanılsaması...
Günümüzde sürekli yaşanan olaylar, bilgi kirliliği ve insanların çekiştirmesi sizi reaktif olmaya zorlarken, algılarınızın açık kalması neredeyse imkansız hale gelmektedir. Bir çok kişi algıları kapalı yaşamını sürdürmektedir. Kendi yaratıcılık gücünüzün aktif kalabilmesi için bir spor dalı veya bir sanat dalı öğrenilmesi; çağdaşlaşma, bireysel özgün kimlik oluşturma sürecinde etkin rol oynayacaktır.
Yirminci Yüzyılda Dans Sanatı: Kuram ve PratikKolektif · Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi · 20113 okunma
Öğrenme stilleri; görsel, işitsel ve kinestetik/dokunsal olarak üçe ayrılıyor. Görseller, daha düzenli ve görsel sanatlara meyilli oluyor ve görerek öğreniyor. İşitseller, sesli çalışarak öğreniyorlar ve dinleyerek tabii. Müziğe yetenekli oluyorlar. Kinestetik/dokunsal insanlar ise, vücutlarıyla, hareketle öğreniyorlar. Spora yetenekli oluyorlar.
Öğrenme stilleri biz fark etmesekte kişinin hayatında büyük bir önemi var. Kişi öğrenme stilini bilerek hem kendini hem çevresini keşfeder. Yapılan davranış veya olayın sebebini anlayabilir. Bu kitap bana bu açıdan büyük katkı sağladı. İnsanların farklı olduğunu ve bu farklılığa göre davranışlarını anlayabildim. Kitap, görsel, işitsel ve dokunsal stilleri derinlemesine anlatıyor. Okurken büyük ihtimalle hangi stile sahip olduğunuzu bulacaksınız. Kendinizi tanımak için iyi okumalar :)
Gardner, ileri sürdüğü çoklu zekâ kuramını bu kitapta anlatmış. Çok geniş bir örneklem üzerinden ve birçok disiplinden faydalanarak bu kuramı oluşturmuş. Tabi bu kuramın kökeninin çok eskilere dayandığını kendisi söylüyor. Antik Çağ filozoflarının bu temel düşüncesi, bu kuramın en temel yapısı diyemeyiz elbette. Ama bir miktar katkıları olduğu
“Oğlumu öğretmeni kadar sık göremeyeceğimi anladığımda öğretmenlik mesleğim gözümde daha fazla önem kazandı” diyor yazar ve öğrencilere nasıl yardımcı olabileceği arayışından, kendini geliştirme ihtiyacından başlayarak kitaba giriş yapıyor. Bunları okuyarak kitaba başlayınca bir öğretmen olarak ben de iyiki bu kitabı almışım dedim ama kitap sadece öğretmenlere yönelik değil herkese hitap ediyor. Öğrenme stillerinin görsel, işitsel, kinestetik/ dokunsal diyebileceğimiz 3 ana özellikte toplanabileceğini söylüyor ve sonra bu stillerin özelliklerinden bebek, çocuk, öğrenci ve yetişkin olarak bahsediyor. İnsanların çoğu her 3 grubun özelliğini de taşıyabiliyor ya da bazıları baskın olabiliyor. Öğrenme stillerini öğrenmenin en güzel yanlarından birisi herkesin farklı olduğunu anlayabilmek. Öğrenme stilleri belirleme listesine de yer vermiş yazar ama bunun tek başına yeterli olmayacağını, mümkün olduğunca çok belirteç kullanmak gerektiğini ve tüm sonuçların gözlem ile desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Diğer bölümlerde kısaca evde ve okulda öğrenme stillerinden, çoklu zekadan bahsediyor. Derslerde ve evde kullanılabilecek örnek etkinlik ve senaryolar ile kitabı bitiriyor yazar. Yararlı bir kitap olduğunu düşünüyorum bence ebeveynler ve öğretmenler okumalı.