Fatma Aliye

Fatma Aliye
@kintsugizen
non scholae sed vitae discimus
"İnsanlarla genelde o kadar ilgilenmeyiz ki, bize bunca acı ve mutluluk verebilme gücünü bir kişiye yüklediğimizde, o kişi başka bir dünyaya aitmiş gibi görünür gözümüze, bir şiirsellikle sarmalanır..."
Sayfa 222 - YkyKitabı okudu
Reklam
"Bir insanın, bilinmeyen bir hayatın parçası olduğunu ve ona olan aşkımız sayesinde bu hayata nüfuz edebileceğimizi zannetmek, bir aşkın dogmasında en temel unsurdur ve başka hiçbir şeyin önemsenmemesine yol açar."
Sayfa 97 - YKYKitabı okudu
"Size yemin ederim ki beyler, haddinden fazla anlamak bir hastalıktır, gerçek, dört dörtlük bir hastalık!"
Sayfa 15 - Yordam edebiyatKitabı okuyacak

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bütün bu siz'ler, iz'ler, uz'lardan sıkılırım ben. Yapmacık, fazlalık gibi gelirler bana. İkinci konuşmamda 'sen' diyemeyeceğim biriyle bir daha konuşmam..."
Sayfa 76 - Can yayınlarıKitabı okudu
"Ne öğrettim ona? Dünyada tanımadığı bir deli daha olduğunu."
Sayfa 56 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yürüdükçe toprak altındaki köklerimin tabanıma doğru filiz saldığını duyuyorum.
'Onları öfkeme lâyık bulmuyorum. Öfkem bana ait bir şey. Yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu...'
Sayfa 371 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"ilkel insanların geleceklerini cennette, sıradan insanların çocuklarında, gelişmiş insanların kendi ellerinde, dünyanın en gelişmiş insanlarınınsa yeni bir düzende gördükleri..."
Sayfa 37 - Can Yayınları/3. BasımKitabı okudu
"Doğruyu söylemek doğru olmaya yetmiyor, doğru olmak da doğruyu söylemeye."
Sayfa 194 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Hayatımızın bir devrinden sonra başımıza gelen şeylere o kadar hazırlanmış oluyoruz ki, kederimizi kendi içimizde taşır gibi yaşıyoruz..."
Sayfa 325 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"...Galiba bizi benzerlerimizin karşısında her gün birkaç defa çıldırmaktan bu hayret kurtarır..."
Sayfa 114 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
"...Klasik psikolojinin şekillenmeye başladığı dönemlerde, kadınların merakına tamamen olumsuz bir anlam yüklenirken, aynı özellikteki erkeklere araştırmacı adı yakıştırılmıştır. Kadınların her işe burunlarını soktuğu söylenirken, erkeklere öğrenme heveslisi denmiştir. Aslında, kadının merakının sadece sıkı bir röntgencilikmiş gibi sıradanlaştırılması, kadının içgörüsünü, içe doguşlarını, sezgilerini inkâr eder. Tüm duyularını yadsır. Onun en temel güçleri olan ayırt etme ve neden sonuç ilişkilerine dayanarak belirleme(determinizm) yetkilerine saldırmaya çalışır..."
Sayfa 66
"...Sağlıklı kadın tıpkı bir kurt gibidir: Sağlam, kunt, diri, hayat verici, konumunun bilincinde, yaratıcı, sadık ve göçebedir..."
Sayfa 25