Beklentiyi sevdiğinden beklersin bu 1
2. Si Beklenti cevap bulamayınca KIRGINLIK oluşur
Çok defa da taraflar birbirlerinden habersiz
Beklenti içinde olur ASLINDA İKİ TARAF da ortak duygudadır ama ADIM atamadıkları için SONUÇ alamazlar
Onun için KIR ZİNCİRLERİ
KIR KORKUYU
KIR EGOYU
SONUÇ CENNET OLSUN
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle.
Ey dipdiri meyyit, «İki el bir baş içindir.»
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle
Mehmet Akif Ersoy "Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! '
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma."
Yaklaş; suda bir tohum çatlatıyor gölgeni
O mecnun pervaneler görmüş rüyada seni
Ve ben, yasak meyvenin çürüdüğü daldayım
Okyanuslara kırgın deli bir kumsaldayım
Yaklaş; mağrur savaşçı sadağında ölmeden
Elif lam ülkesini kaf ikiye bölmeden
Yaklaş ki; nağmeleri kan tutuyor şarkının
Yine viran olmasın minnet burcu korkunun
O gün siyah köprüye ağıt yakan kediler
Seninle göğe giden yolları görmediler
Yürü ıssız köşenin en vefalı yerine
Yürü henüz gelmeyen bir günün mahşerine
Kararmayan gündüzün kalbinde sûra yaklaş
Kır bütün zincirleri ey hayal, nûra yaklaş
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak..
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle.
Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir."
Davransana.. Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok.. Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana.. Sen böyle
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.'
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki
Psikiyatri kliniklerinde hastalara "duvarları yık, zincirleri kır, özgür ol, istediğin gibi yaşa" deniliyordu. Bu dönemde sunulan yaşam biçimi, sadece ruhsal hastalıkların tedavisinde kullanılmadı, aynı zamanda hedonizmi (zevkçiliği) de doğurdu.
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Seslerde: ''Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş!''
Lakin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da ''Yapışsam...'' demiyor bir tarafından!
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: Telafi edecek bunca zarar var.
Feryad ile kurtulması me'mül ise haykır!
Yok yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
''İş bitti... sebatin sonu yoktur!'' deme, yılma.
Ey millet-i merhume, sakın ye'se kapılma.