Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.7
Hayatı tiye almayan biri olarak
Bir ayının neden kiraz yediğinide iyibilirim çünkü onu bulmuştur bunkadar basit bi sebeptir lakin onun tadını almak için kat ettiği yoldur mesele olan hakikât ve sadece onu takip edenler o ağacı bulabilir.
Ayı gibi yaşamakta herkese nasip olmaz yani
Biz hayatın içinde ki oyuncularız. Rolümüzü oynuyoruz.
Bazı insanlar yalnızca doğar
Bazı insanlar ise en yakın arkadaşa sahip olarak doğar
Mafalda Estellaya sahipti. Onu hayata yön verecek şekilde saven kadın. Amozon kraliçesi.
Mafalda görme yetisini kaybetmeye altı ayı vardı. O ise yaşıtları tarafından dışlanıyor istenmiyordu.
Filippo ise tam bu sırada karşısına çıkmış ve Esetelladan sonra onun oyun arkadaşı ve belki de gelecekte büyük bir müzik grubu kurmasına vesile olmuştu.
Benimse en sevdiğim konu büyük dersler içermesiydi. İnsan hem kıza üzülüyor, hemde seveceği bir iş bulursa karanlık onu hiç etkilemeyecektir.
Aslında, karanlık senin engel değildir, eğer bir şeyi çok istersen onu yapman için hiç bir engel sınır tanımazsın.
Tavsiye ederim.
Giderek gözündeki hastalığı ilerleyen ve gözünün tamamen görmemesi için toplam 6 ayı kalan bir çocuk Mafalda. Bu kalan süreyi ise okulunun bahçesinde ki , en sevdiği ağaç kiraz ağacı ile ölçüyor.
Mafalda kiraz ağacına tırmanmayı çok seviyor ve gözünün hiç göremeyeceği zaman gelirse kiraz ağacının üstüne taşınmayı ve orada yaşamayı planlıyor.
Okulda çok sevdiği bir görevli var kadına hayallerinden bahsediyor veya yapmak istediklerinden . Kadın Mafalda' ya bir liste yapmasını ve o listeye yapmak istediklerini yazmadını söylüyor.Kadın ise kitabın sonlarına doğru hastalığı yüzünde hastaneye kaldırılıyor ve bunu Mafalda' ya bir mektupla anlatıyor.
Mafalda ilerleyen bir bölüm de okulundaki bir çocuktan hoşlanıyor. Çocukta Mafalda ' yı seviyor .ama bir gün bi kız Mafalada' ya iki insanın birbirlerini sevemeleri sonucu kızın karnında bir bebek oluştuğunu söylüyor. Mafalda ise bu durumu yanlış anlıyor ve kendini hamile zannediyor. Burda o kıza çok sinirlenmiştim.
Bir gün Mafalda ailesinin onu sevmediğini düşünüyor ve evden kaçıyor ve kiraz ağacına çıkıyor.
En sonun da kızın gözleri tamamen kapanıyor...
"Bütün iyilikler başka bir iyiliği hak ederler."
PİNOKYO
Oğlumla birlikte okuduğumuz nisan ayı okuma kitabımızdı Pinokyo. Baştan söylemeliyim çok büyük bir keyifle okuduk biz bu kitabı.
Kısmen öğretici bir masal kısmen de yetişkinliğe geçiş öyküsü sayılabilecek bir roman Pinokyo.
Çocukluğumda sadece yalan söylediği için burnu uzamasıyla kalmış benim aklımda Pinokyo. Yalan söylediğinde burun uzama hikâyesi ise yok denecek kadar azdı kitapta. Asıl mevzu başkaydı kitapta. Peki kim mi Pinokyo?
Kanlı canlı insan olabilmek için, kendinden istenilen şeyleri yapmakla sorumlu olan tahtadan bir kukla Pinokyo. Okumayı, çalışmayı bıraktığında eşek olan, yalan söylediğinde burnu uzayan, babasını, sevdiklerini üzünce başı beladan kurtulmayan, her defasında büyüklerine söz verip sonra onu türlü türlü bahanelerle tutmayan, başı bir türlü beladan kurtulmayan özünde
yufka yürekli, saf, iyi bir Pinokyo. Nihayet, yaşadığı olaylardan bi ders çıkarıp okuluna gitmeye başlayınca, öğretmenini, babasını, sevdiklerini üzmeyi bırakınca, serseriliğinden, tembelliğinden, yalan söyleme huyundan ve diğer bütün kötü alışkanlıklarından vazgeçince gerçek insan olma ödülü ile ödüllendirilir Pinokyo. Kısaca Pinokyo'nun hikâyesi bu.
Çocukluğuna tekrar dönmek isteyen herkes alsın okusun bence kitabı çok güzeldi cidden. Kitapta; Kiraz Usta, Geppetto, Cırcır Böceği, Mavi Saçlı Peri, Mumfitili gibi unutulmaz kahramlar da vardı. İthaki yayınlarının kitabın içerisine serpiştirdiği çizimlerde vardı bu sayede çok daha keyifle okudum ben bu kitabı. Sizlere de özellikle #ithakiyayınları' ndan okumanızı tavsiye ederim.
Kitaplarla kalınız.
Mafalda, kademeli görme kaybına ve sonunda körlüğe neden olan Stargardt hastalığından muzdarip dokuz yaşında bir kızdır. Doktorların görme yeteneğinin tamamen kaybolmasına sadece altı ayı kaldığını tahmin etmesiyle, Mafalda sevdiği ve artık yapamayacağı her şeyin bir listesini yazmaya başlar.Her gün okula yürürken, tırmanmayı sevdiği kiraz ağacı, giderek daha az net gördüğü için görüşünün ne kadar çabuk bozulduğunu ölçmenin de dokunaklı bir yolunu temsil ediyor. Aradaki mesafenin sabit olmasına rağmen görüş kaybı yaşadıkça Mafalda, kiraz ağacını görmekteki netliği azalmaktadır.Özellikle, okuldaki Romanyalı bakıcısı Estella’dan Mafalda, hayatta gerçekten neyin önemli olduğunu anlamayı öğreniyor. Kitap, gençlere ve yaşlılara ilham verecek etkileyici, güçlendirici bir cesaret ve kararlılık hikayesi.
Haziranda Ölmek Zor
"gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstümbaşım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!"
**************************
Merhabalar, bugün toplumcu- gerçekçi şiirin önde gelen isimlerinden biri olan Hasan Hüseyin Korkmazgil'in "Haziranda Ölmek Zor" adlı şiir kitabıyla geldim. Haziranda Ölmek Zor, Hasan Hüseyin Korkmazgil'in, 1977'de basılan şiir kitabıdır. Kitabın başında şairimizin "Dilerim Onüçüncü Ayda Ölesiniz!" başlıklı bir yazısı var. Korkmazgil, bu yazıda haziranın yurdumuzda gül, gelincik, kiraz ayı olduğunu, kıştan sonra gelen şenlik ayı olduğunu belirtiyor. Ama 3 Haziran 1963'te duyuyor ki, Nazım Hikmet vefat etmiş. İşte o zaman "Hava leylak ve tomurcuk kokuyor / uy anam anam/ haziranda ölmek zor" dizeleri dökülüyor dudaklarından. 2 Haziran 1970'te bu sefer Orhan Kemal vefat etmiş. Yine kendiliğinden, aynı dizeler... Kısaca şairimizin duyduğu derin acı ve üzüntünün şekil bulmuş halidir bu eser. Kitapta otuz iki tane şiir var. Şairimiz özgürlük, emek, barış diyor bu şiirlerde. Ben yine severek okudum. Eğer siz de şiir okumayı seviyorsanız bu kitabı öneririm. Şiirle ve sevgiyle kalın dostlar.
Mafalda, dokuz yaşında bir kız çocuğu ve altı ay içerisinde görme yetisini kaybedecek. Bu durumla başa çıkmak hem çocuk hem ebeveynler için oldukça bir güç durum. Ama Mafalda öyle olgun ki... Altı ayı öyle güzel değerlendiriyor ki... Ebeveynlerin kabullenme durumu da bir o kadar güzel ele alınmış. Kitabı okurken ağlamamak, üzülmemek elde değil. Kitabın duygusu okuyucuya öyle bir geçiyor ki bitsin istemiyorsunuz. Yazarın hayatından, gerçek bir öyküden ele alındığını öğrenince bir ayrı güzel. Dili, anlatımı, olayların ilerleyişi hepsi çok güzeldi. Kitaplıklara eklenmesi gereken bir eser. 10 yaş üstü küçük büyük herkes okumalı.
dün gibi hatırlıyorum... 96 yılıydı... ölüm orucunu ve açlık grevini... ben daha 10 yaşındaydım... evet, siyasi sebeplerden yapılan eylem'ler olduğunu biliyordum ama neden, niçin?.. merak etmiyordum... kitabı elime alır almaz, korsakoff sendromu yaşayan insanların trajedi yaşam öyküleriyle başbaşa kaldım... .bir zamanlar, bir ağacın gölgesinde, kalplerini birbirine mühürleyen ama sonra.... evet... iki büyük ve bir o kadar çocuk insan var karşımda... saçlarını çekiyorlar birbirlerinin... oyuncakları paylaşamıyorlar... bir film sahnesi gibi... aklın almıyor bu tanıklığı... bir an önce film bitsin, her şey benim için acı da olsa eski haline dönsün istiyorsun... bir daha hiç anımsamak istemeyeceğin bir aralık... cenazelerin taşındığı bir ocak... eskisi gibi olamayacakların serbest bırakıldığı bir şubat... zorla müdahale edilenlerin tamamının bırakıldığı bir mart ayı.... yedi gününden gözyaşı akan haftalar... o çemberde sana tanıklık rolünün düşmesinin hafifliğinden gözlerinin yere baktığı zamanlar....
Ah Estella…
Mart ayı güzellikler ayı sanırım. Bu kadar kısa bi romanda bu kadar ağlayacağımı kim tahmin edebilirdi? Zaten hangi romanda küçük çocuk, yaşlı kadın, hastalık, yalnızlık gibi temalar işlense göz pınarlarım hemen yaşlarım için hazırlanıyor. 10 yaş ve üzeri çocuklar da okuyabilsin diye çok çok yalın bir şekilde yazılmış. Çok tatlı ve üzücüydü. Mutlaka tavsiye ediyorum…