Dünya böyle bir yerdi; kendine mahsus bir hayal kuramayanlar, başkasının hayali olma ya da başkasının hayalini gerçek kılma peşindeydi. Bütün hayallerin kırılmak üzere kurulduğunu bilmez gibi.
herkes kırılamaz
bazen ipince dal olmak gerekir
kırılmak için
Ama dünya kütüklerin...
ağlayamaz herkes
ağlayabilecek kadar büyümek gerekir
Dünya ise küçüklerin...
sevemez herkes
bir orman olmak gerekir sevmek için
Bak ki dünya çöllerin...
Ve vakur bir damla olmak
dalga için
katılmak okyanusa aşk için, isyan için!
***
Yılmaz Odabaşı
Muhtemelen birçok okuru gibi benim de elime aldıktan 1.5 saat kadar sonra bitirdiğim çizgi roman.
İnişli çıkışlı, belalara atlamalı, vurdulu kırdılı ve bol kavuşamamalıydı. Çizimleri incelemenin ve hissettirdiği duygular eşliğinde okumanın zevkini tattım, pek çizgi roman okuma alışkanlığı olmayan biri olarak belki yeni bir türe attığım ilk adımlardır bunlar.
Her ne kadar romanın sonunda gönül Devlerin Aşkı misali "Bırak gitsinler, onları hiçbir şey durduramaz, ölümü bile aşmışlar…" tadında bir son beklese de elbette "kavuşması imkansız iki aşık teması"na sadakatimi göstererek sayfaları hızla çevirdim.
Ayrıca Yalın Alpay'a ait incelemeyi okumak da epey keyifliydi.
Son olarak, canınız içinde hem nostaljik esintiler hem de bizden birileri olan bir çizgi roman okumak isterse Tabancalı Kız ilk birkaç seçenek arasında olsun, tavsiyedir.
"Olasılıkların valsi, Tabancalı Kız'da her daim boşa çıkarılır: Umutlar bu anlatıda yalnızca kırılmak için doğar." -Yalın Alpay