YAŞAMA SEVİNCİ
Yaşama sevinci nedir deseler? Bir dünya dolusu madde geçer aklımızdan. Ama ben diyorum ki: herkes birincil ihtiyacına göre sever hayatı. Mesela bir çocuk acıktı, markete gitme, yahut anne mutfağında yeni pişmiş tarçınlı cevizli kek onun yaşama sevinci, bir asker baba ocağında, kavuşma sevinci, hapsolunduktan sonra gökyüzüne bakma
Çiçeksiz bir zakkumun yanındaydı
Bahçe kapısı akşam saatinin,
İttim bir kanadını, fırlayan kırlangıç,
Cırcır böceğinin havuza düşen sesi.
Temmuzun susturulmuş sevincinde
Kıpkırmızıydı sıcak bahçe,
Konuşmak isteyen sardunyanın kokusu
Yıprattı alnımı çıplak su gibi.
Dipleri göl olmuş portakalları geçtim,
Vardım sundurması karaçam
Kitapların genellikle ilk sayfasına “kebîkec”, “yâ kebîkec”, “yâ hafîz yâ kebîkec” gibi ibarelerle yazılan kelimenin, Süryânîce’de haşeratı yok etmekle görevli bir meleğin veya kitap kurtları şeyhinin adı olduğu ve üzerine yazıldığı kitaba haşeratın, o melekten korktuğu yahut şeyhlerinin adına saygı duyduğu için zarar vermediği rivayet edilir.