272 syf.
·
Puan vermedi
 DAĞA ÇIKAN KURT     Dağa Çıkan Kurt öyküsü, Milli Mücadele yıllarının panoramasını gözler önüne sermektedir. Hikâyenin başlangıcında yazar, Fransız bir sanatçının şiirinin çıkmasını beklemektedir. Bunun etkisinde kalarak rüyaya dalmaktadır. Rüyasında, işlerin sarpa sardığı bir orman görür. Ormandaki hayvanlar arasında mücadeleler yaşandığını
Dağa Çıkan Kurt
Dağa Çıkan KurtHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2021404 okunma
Yaprakların arasından sızan güneş, güneşin ışığında parlayan kırmızı elmalar, yattığı yerin yumuşak kumu, o kumun avuçlarında bıraktığı ılık his..
Reklam
Hiçbir şey için özür dileme aşk kendini aklar Kırmızı bir atkı al sade yalnızlığını saklar Edip cansever okuma bu kış ruhunu sakatlar Aşk gitti işte ikimize tüm bu alkışlar
“…ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu.”
Sayfa 39
Seni bulmak artık ülkemin meydanlarında Anadolu'da bırakılmış bir ses gibi sana denk gelmek her köşe başında Bir sese uzanıyor seni sevmek Meydan okumak dağlara,ovalara Bir sana kulak kesiliyor her şey Bir sana benziyor coğrafyam kırmızı toprak mavi gök Bereketli,diri Bir sana benziyor coğrafyam her şey olmaya hazır Hiç benzemediği kadar sana benziyor.
"Bu kapkara topraktan çıkan bu bembeyaz, bu sapsarı, bu mavi, bu kırmızı çiçekler acaba bize toprağın altında gizli olan harikulade bir alemden haber vermek istiyorlar da biz bunun bir türlü farkına varamıyor muyuz dersiniz?"
Reklam
Şimdi şehirlerin yalınkılıç yalnızlığındasın Geçtiğin kırmızı, durduğun yeşil... unutulmasın Dimdik önündesin bir fotoğraf karesinin O fotoğrafta hiç sarı kullanılmasın İyi çocuk ol, acınla büyü... unutulmasın.
Sayfa 566Kitabı okudu
Zamanın, ateşin ve ölümün Boyası beyaz. Aşkın, yalanın, kinin rengini Kırmızı yaz. Düşlerin, sevi'nin ve saygının giysilerini Maviye boya. Yoksulluğun, umutsuzluğun ve ayrılık gömleğini Kara çiz. Özdemir Asaf/Yalnızlık Paylaşılmaz
Bana bir önyargı verin ,dünyayı yerinden oynatayım
121 syf.
·
Puan vermedi
Çok garip bir his. İntihar ile hayatını noktalamyı seçmiş bir kadının günlüğünü okumak. Sesini hiç bir zaman hiç bir kalbe gerçekten işittirememiş bir kadın olarak şu anda günlüğünün okunup kalplerimize dokunması ne garip. Eminim bir çok hassas kadın aynı sonu paylaşmaktan endişe duyarak okudu bu kitabı. Bir taraftan da haksızlık gibi geliyor bunları okumak çünkü rızası olur muydu bunları yayınlamaya bilemiyorum. Kendini eşinden bile kısmen saklamış bir kadının en derin duyguları ifade ettiği bir günlüğü okumak biraz beni rahatsız etti. Umarım orada iyisindir ve içindeki çölün kumlarına, o süpüremediğin kumlarının ortasında güzel bir vaha oluşmuştur. Sevgilerle büyük anne. ( Karamsarlıkta bir torunun)
Kırmızı Kahverengi Defter
Kırmızı Kahverengi DefterNilgün Marmara · Telos Yayıncılık · 20001,379 okunma
Reklam
Gece lambası kırmızı bir kadın yapıyor beni Oysa limon ağaçları bahçede küçük sarı güneşler taşıyor. Dokunsam bile onlara yanmam. Ne tuhaf! Bir oyuncak ayım vardı, ismi Işıldak. Bir kızkardeşim vardı saçları simsiyah Ne tuhaf böyle hatırladıkça herşeyi, Ağrı Dağında saçlarımı karla yıkamak. Kırmızı bir mum olsam yakışırdım şamdanıma Oysa çok üşüyor ellerim bu akşam...
Didem Madak
Didem Madak
Çığlık
"Hava basık ve nemliydi, pas kokuyordu. Palyaço kafası artık uzak bir anıydı. Odadaki tek ışık, bir mağaranınkini andıran tavanda sallanan ve bir iskeleti, zombiyi ya da tabutundan kalkan bir vampiri ortaya çıkaracak kadar kısa bir süre için yanan kırmızı ampullerden geliyordu."
Sayfa 368 - Pegasus Yayınları
Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? N'eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Belki de sonsuza dek hoş görünmeye çalışanla­ rın nefreti daha derindir.
35 YAŞ ŞİİRİ
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.