Yorgunum, başım kurşun gibi ağır. Kendi cehaletim de kayboldum. Kendimle yeterince oynadım. Kendimle ikiyüzlü oyunlar oynadım ve insanların dünyasında akıllıca olan bizden
bekleneni yapmak olmasaydı bunların hepsinden iğrenirdim.
Auster'ın özel dünyasını kapsayan öykülerden oluşan mini bir kitap. Gerçekten yaşadığı ya da tanık olduğu, yakınlarından dinlediği trajik ya da komik olayları, rastlantıların insan yaşamındaki önemini vurgulayarak anlatıyor. Her şeyin ve herkesin gizemli bir biçimde birbirine bağlı olduğunu sevdiriyor. Herkesin başına gelebilecek tuhaf, ayrıksı olayların, insanın değişken doğasını nasil ortaya çıkardığını anlatıyor.
Kırmızı DefterPaul Auster · Can Yayınları · 20231,305 okunma
Carl Gustav Jung'un "Kırmızı Kitap"ı, kötülüğün insan ruhundaki yerini ve önemini derinlemesine inceleyen bir eserdir. Jung, kötülüğün bastırılmaması gerektiğini, aksine onunla yüzleşilmesi ve entegre edilmesi gerektiğini savunur. Kötülüğün kabulü, bireyin ruhsal sağlığı ve gelişimi için kritik öneme sahiptir. Jung, kötülüğün tanınması ve yönetilmesinin, bireyi daha bütünleşmiş ve olgun bir insan haline getirebileceğini vurgular. Bu bağlamda, kötülük, bireyin kendini daha derinlemesine tanımasını ve daha yüksek bir farkındalık düzeyine ulaşmasını sağlayan bir araç olarak görülebilir. Burada kişinin kötü olmasından bahsederken asıl anlatmak istediği kişinin annesinin cenazesin de kötü olmasını kast ediyor o gün kişi için üzücü ve kötü bir gün kişi o günü kabullenip üstesin den gelebilmesi için o gün kötü olması gerekiyor, kişi kötü olması gereken günde iyi olmaya etrafa gülücükler saçmaya kalkarsa bedelini terapi görerek veya katil olarak öder benim tezim bu doğrultuda. Not gerçekten hayatımda okuduğum en uzun kitaplar arasında neden çünkü çok ağır anlayarak irdeleyerek ve tahlil yaparak 4 ayımı aldı. Felsefe ve psikoloji altyapısı olmayan kişilerin okuması biraz belirsizlik ve anlamsızlık sendromu yaşatabilir kişide psikolojiyle ilgilenen herkezin elin den geçmeli bence.
Kırmızı KitapCarl Gustav Jung · Kaknüs Yayınları · 2014554 okunma
Herkesin okumaya başlamasında bir kitap önemli rol oynar. Birisine anlatırken “bende bu kitapla okumaya başladım” dersiniz. İşte o kitap ya da seri demem daha doğru, benim için ayçöreği serisiydi. Benim kitap okumama ve insanların hikayelerinde başka kimliklerle varolmamı sağlayan Zeynep Sahra’ya buradan teşekkürlerimi iletmek isterim.
Ayçöreği ile başlayan Elmalı Turta ile devam eden ve Kırmızı Kurabiye ile son bulan. Bize aşk, arkadaşlık ve birçok duyguyu aşılayan çok tatlı bir seridir. Farklı karakterler ve buna bağlı olarak görüş, düşünce, istek farklılıklarıyla illa bir karakterde kendinizi buluyorsunuz. Romeo ve Juliet’ imizin hikayesinden keyif almanız dileğiyle.