İsmini sıkça duyup merakla okumak istediğim yazarlardan biriydi Gabriel Garcia Maquez. Kitaplığıma Yüzyıllık Yanlızlık ve Kırmızı Pazartesi isimli iki kitabını ekledim. Kırmızı Pazartesi daha az sayfalı bir kitap diye bir gece de okur yazarın kalemi hakkında biraz da olsa bilgi sahibi olurum diye tercih ettim. Çok fazla karakter olması biraz kafa dağınıklığına yol açtı fakat ikili diyologların iyi olması sonucu tek bir karaktere odaklanıp kitabı bitirdim. Yazarı ne çok çok beğendiğimi söyleyebilirim ne de beğenmedim diyebilirim.
Başrol karakteri'nin öldüreleceğini daha ilk sayfalarında belirtilmesine rağmen kitapta belli başlı bir sürükleyicilik mevcut. Yazar çocukluğunda yaşadığı kasabadaki yıllar önce işlenmiş olan bir cinayetin öyküsünü kendi sözcükleri ile kağıda dökmüş. Dönemin sosyokültürel yapısını göz önüne seren ve işlenen namus cinayetine herkesin sessiz kalmasını eleştiriren bu kitap Kolombiya ve dünyanın dört bir yanındaki pek çok ülkede sarsıcı etki yaratmıştır. Kitap işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü diye başlıyor, bu da benim aklıma kitabı okurken namus cinayeti, töre gibi sıfatlardan çıkarak deprem konusunu getirdi. Profesörlerimiz, bilim adamlarımız bas bas televizyonda, gazetelerde hatta bazı dergilerde bağırıyor; Ülkemiz için özellikle de İstanbul için deprem büyük bir risk diye fakat bizler kitapta ki gibi aldırış etmiyor, kendimizi avutuyor ya da inanışlara göre kulak mememizi çekip Allah korusunla geçiriyoruz. Keyifli okumalar.
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,7bin okunma