Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

havva…

İyi romanların kahramanı okuyucusu olmaktansa kötü romanların kahramanı olmak istiyordu. Bütün ümidini buna bağlamıştı.
Reklam
Ülkemiz büyük bir oyun yeridir. Her sabah uyanınca, biraz isteksiz de olsak hepimizin sahnenin bir yerinde bizi çevreleyen büyük ve uzak dünyanın sevimli bir benzerini kurmak için toplanırız.
Birisi kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve kanamaya başlıyor yeniden oluk oluk. Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıyor. O yüzden değil mi içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta gergin ve tedirgin dolanmalarımız? “Anlatsam mı, anlatmasam mı?” kararsızlığımız. “Bu sevgi beni acıtır mı?” kuşkularımız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ortaçağ’ da yaşayacak antik dünyanın insanı havasızlıktan içler acısı bir şekilde boğulup giderdi, bizim uygarlık ortamında bir ilkelin havasızlıktan boğulup gideceği gibi tıpkı. Öyle çağlar vardır ki, bütün bir kuşağın insanları iki çağ, iki ayrı yaşam üslubu arasında sıkışıp kalır, her türlü doğallık, her türlü gelenek ve görenek, her türlü korunmuşluk ve suçsuzluk duygusu çıkıp gider elden. Kuşkusuz herkes bunun aynı ölçüde ayrımına varamaz. Nietzche gibi biri bugünkü sefaleti bir kuşaktan çok daha fazla süre önce yaşamak zorunda kaldı; onun tek başına, hiç anlaşılmadan yaşadığını bugün binlerce insan yaşamakta.
‘’İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez.’’ Ne anlamlı bir söz değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için uğraş yaparsa,bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve gün gelir suda boğulur.
Reklam
Novalis: ‘’Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır.’’
Başkalarına, çevresindeki başka insanlara gelince, onları sevmek, onlara haksızlık etmemek, onları incitmemek için alabildiğine yürekli, alabildiğine ciddi çabaları aralıksız sürdürüyordu, ‘’hemcinsini sev’’ ilkesi kendi kendisinden nefret etmesi gibi kafasına iyice yerleştirilmişti. Dolayısıyla bütün yaşamı, insanın kendisini sevmeden hemcinsini sevemeyeceğini, kendinden nefretin en katıksız bencillikle aynı şey olduğunu, sonunda onun gibi aynı korkunç soyutlanmışlık ve umarsızlığa yol açacağını gösteren güzel bir örnekti.
havva…
@havvasen21·Bir kitabı okumaya başladı
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse
8.3/10 · 7,7bin okunma
Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?
Sevgili Bilge, işte bu yüzden hayal ve gerçek, benim onlara verdiğim anlamları kaybetmek üzere. Sen yaşadığım bir gerçek misin? Yoksa bir zamanlar yaşamış olduğum bir rüya mısın? Yoksa ikisi de değil misin? İlk gençlik günlerimin bir efsanesi misin, ey esrarlı kadın? Belki ben, efsanenin heyecanı içinde, ıssız bir adaya düşmüş zavallı bir ruh gibi, karaya çıkacak ilk canlıyı beklerken seninle karşılaştım.
Reklam
Beni şimdiye kadar otuzyedinci sayfaya kadar okudular, sıkılıp ellerinden bıraktılar, o sayfam açık öylece kaldım, o sayfada sarardım.
…bir gün sonraya çıkabilmek için ve güneşin bir gün daha doğmak üzere olduğunu görebilmek için her gün yeni oyunlar icat etmek zorundayım.
"Her gece gönlümün masalını okuyorsun Ertesi gün beni bir masal gibi unutuyorsun" H. A. Saye Sesime taşlar gibi kulak veriyorsun taştansın ve duymaksızın unutuyorsun ilkyaz sağanağı gibisin ve pencerenin uykusunu vesvese darbeleriyle darmadağın ediyorsun okşayışın yeşil dalı elimi ölü yaprakların kucağına atıyorsun şarabın ruhundan daha sapkınsın ve gözü aleve kesip kendinden geçiriyorsun ey kanımın bataklığının altın balığı sarhoşluğun hoş olsun beni içiyorsun zira sen gurubun menekşe rengi vadisisin ve gündüzü göğsüne bastırıp söndürüyorsun senin Furuğ'un gölgelerde kaldı soldu onu neden saye ile (gölgeyle) karartıyorsun.
Geh çeşmini tahattur ile girye-perverim, Geh zülfünü tefekkür ile nâle-güsterim, Her dem seni... Seni düşünür, ağlar inlerim Her lahza başka hüzn ile yâd eylerim seni. (Bazan gözünü anarak gözyaşı dökerim, Bazan zülfünü düşünerek inlerim, Her an seni…Seni düşünür, ağlar, inlerim Her an başka acıyla anarım seni.)
334 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.