Bu bir değerlendirme değildir.
Camus okumaya en baştan, Camus'nün karalamaya başladığı ilk günlerden tekrar başlıyorum.
"Tersi ve Yüzü" şimdi bitti. Camus'nün henüz 22 yaşındayken yazdığı satırlar bende parıldayan bir ışık yaktı. Tüm yalnızlığına, iç sıkıntısına, çocukluğunun çıkmazlarına, göğüs kafesinde taşıdığı dikenli tellere ve kendini korumak için çok erken yaşlarda ördüğü, kapkalın ve sımsıkı duvara rağmen,
satır aralarında bir yerden, çatlakların arasından,
yüzümü,
omuzlarımı,
gövdemi, ellerimi
ve kemiklerini ısıtan, sıcacık yapan bir yaz güneşi,
yanında getirdiği yemyeşil ovalarıyla, mavi bir gökyüzüyle,
korkunç güçlü bir enerjisi ve yaşama coşkusuyla,
aşkı arama ve bulmaya duyduğu inanılmaz merakıyla beni iyileştirmeye başladı.
Kendime sık sık hatırlatıyorum artık;
"Yaşama umutsuzluğu yoksa, yaşama aşkı da yoktur"