Ahmet Kaya "O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız" derken
hepimiz Müjgan'ı bir kadın sandık.
Oysa ağlaşacak kimsesi yoktu ve müjgan sadece kirpik demekti...
İyi olsun geceler......
Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar
Konuşuyorsun,
Bir kuş şarkı söylüyor...
Bir kelebek kanat çırpıyor içimde
Bir deniz dalgası peyda oluyor saçlarımda...
Bir çocuk gülümsemesi
Kirpik uçlarıma kadar...
Gökkuşağının bütün renklerinde
Yan yana yürüyorum seninle
İç içe satırlarda
Bütün harflerle
Seni yazmışlar
Baştan sona kadar..
Sondan başa kadar..
Okuyorum seni
Hiç bitmeyen roman gibisin
Hep beklenen, özlenen
Aşkı anlatıyorsun.
6 Mayıs 1972 sabahı Attila İlhan radyoda deniz, Hüseyin ve Yusuf'a kıyıldığını öğrenmiş İzmirde vapurla karşıya geçerken "o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız" şiirinin sözlerini yazmıştır. Müjgan bilinenin aksine sevgili değil eski dilden gelen "kirpik" anlamındadır.
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız