Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ah bu denk gelişler.
Şimdi içimde beni kemiren iki fare var. Tolstoy’un farelerine benziyor benim farelerim de. Sadece biraz daha onursuz ve biraz daha pisler. Bir tanesinin adı şüphe. Ama o denli şüphe ki, bazen şüpheleniyorum acaba adı şüphe değil de başka bir şey mi diye? Diğerinin adı ise kâh suçluluk, kâh vurdumduymazlık. Rengi belli değil.
Bir şeyin gideceğini bilince varlığının tadını çıkaramıyordu insan.
Reklam
Kalbim titriyordu desem kimse inanmaz mı?
Sayfa 79
Çünkü neredeyse sabah olacak ama ben uyumak mevzuunda muvaffakiyet sahibi değilim.
Sayfa 78
Reklam
Ağlamak kendi kendini alt etmekti ve o vazgeçmeyi reddediyordu..
Umut kırılgan bir şeydir, eğer çok sıkı tutulursa kolayca kırılabilir...
Sanki şu dar-ı dünyada tanıdığı hiç kimse yokmuş, eşi, dostu, ahbabı kalmamış gibi...
Sayfa 76
Sevinç ve üzüntü hayatın bir parçasıydı belki de işin sırrı,bütün bunları hissetmek,fakat sevince biraz daha sıkı sarılmaktı çünkü güçlü bir kalbin ne zaman duracağını asla bilemezdiniz.
Reklam
Neler yiyebileceğiniz sizi hayrete düşürür.Bakkalarda satılan sosislerin insan etinden yapıldığına dair söylentiler var.Artık bankalara gitmiyorum.Ne anlamı var ki?Güzel kürk paltoların ve mücevherlerin çok ucuza satıldığını ve depoların süprüntülerinden ve talaştan yapılan küspenin fahiş fiyatlara satıldığını görüyorum.
Bazen kandırması gerekmez mi insanın kendisini, değişmek, değişebilmek için, yenilenmek için. Nerede kaybettim ben kendimi?
Sayfa 57
Bazen mutsuzluğa bile varlığının kanıtı olsun diye ihtiyaç duyar insan. Bu kadar dipte miydim ben peki?
Sayfa 56
Gerekmez.
Bazen kandırması gerekmez mi insanın kendisini, değişmek, değişebilmek için, yenilenmek için.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.