Şimdi içimde beni kemiren iki fare var. Tolstoy’un farelerine benziyor benim farelerim de. Sadece biraz daha onursuz ve biraz daha pisler. Bir tanesinin adı şüphe. Ama o denli şüphe ki, bazen şüpheleniyorum acaba adı şüphe değil de başka bir şey mi diye? Diğerinin adı ise kâh suçluluk, kâh vurdumduymazlık. Rengi belli değil.
Sevinç ve üzüntü hayatın bir parçasıydı belki de işin sırrı,bütün bunları hissetmek,fakat sevince biraz daha sıkı sarılmaktı çünkü güçlü bir kalbin ne zaman duracağını asla bilemezdiniz.
Neler yiyebileceğiniz sizi hayrete düşürür.Bakkalarda satılan sosislerin insan etinden yapıldığına dair söylentiler var.Artık bankalara gitmiyorum.Ne anlamı var ki?Güzel kürk paltoların ve mücevherlerin çok ucuza satıldığını ve depoların süprüntülerinden ve talaştan yapılan küspenin fahiş fiyatlara satıldığını görüyorum.