Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
478 syf.
·
Puan vermedi
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2022748 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba sevgili kitap dostlarım nasılsınız? Bugün sizlere sevgili yazarımız
Yağmur Kutsal
Yağmur Kutsal
kaleminden YEDİVEREN KIŞI kitabıyla geldim. Eserde aşkın, çaresizliğin, tutkunun hikâyesini okuyoruz. Ben çok severek okudum. Kesinlikle tavsiye edilir. #kitabınkonusu 1807 yılında Hollanda Gloria Malikanesi. Emily evin küçük müberriyesi Emily kendini bu
Yediveren Kışı
Yediveren KışıYağmur Kutsal · Kumran Yayınları · 202424 okunma
Reklam
Türbe'deki Yeni Şark kahvesinde Yahya Kemal'in masasına rahmetli Süleyman Nazif de sık sık gelirdi. O civarda gazetesini çıkaran Rauf Ahmed Hotinli'yi de ilk defa orada tanıdık. Bu kahveye daha ziyade Hilmi Ziya ile beraber giderdik. Süleyman Nazif'i daha evvel Darülfünun'da verdiği Piyer Loti konferansında, bir de Yüksek
Sayfa 172
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
"...Bir mumun alevi mutlaka söner, yaz biter kış gelir, güzel şeyler hep güzel devam etmez. Öyle olsa güzelin kıymeti bilinmez."
Sayfa 177Kitabı okudu
Belki de benim de dahil olduğum Greve'de ölenler karanlık kış gecelerinde zaman zaman kendilerine ait olan o meydanda solgun ve kanlı bir kalabalık halinde toplanacaklar.Ay görünmeyecek,herkes alçak sesle konuşacak.Belediye konağı da,yosun tutmuş cepheleri,delik deşik olmuş çatıları orda olacak.Sabah dörtte meydandaki cehennemin giyotininde bir iblis bir celladı idam edecek.Biz de etrafında toplanacağız.
Sayfa 64
Reklam
Belki de, benim de dâhil olduğum Grève'de ölenler karanlık kış gecelerinde zaman zaman kendilerine ait olan o meydanda solgun ve kanlı bir kalabalık halinde toplanacaklar. Ay görünmeyecek, herkes alçak sesle konuşacak. Belediye konağı da, yosun tutmuş cepheleri, delik deşik olmuş çatıları ve hepimize acımasız davranan saatiyle orada olacak. Sabah dörtte meydandaki cehennemin giyotininde bir iblis bir celladı idam edecek. Biz de etrafında toplanacağız. Muhtemelen böyle olacak. Ama bu ölüler nasıl bir görüntüyle geri dönecekler? Eksik ve sakatlanmış bedenlerinde neyi muhafaza edecekler? Neyi seçecekler? Hayalet başı mı, yoksa hayalet gövdeyi mi?
Sayfa 63 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu da geçer yahu!
Seneler seneler evveldi. Soğuk bir kış günü. Hava ayaz mı ayaz. Başka bir yere gidiyorum. Gece sığınacak bir yer icap etti. Baktım uzakta, tepelerde bir köyün ışıkları yanıyor. Köye vardım. Hâlimi arz ettiğimde 'Burada bir Şakir Aga var. Misafir ağırlamaktan çok hoşlanır. Zengindir. Giderseniz o sizin müşkülünüzü görür.' dediler. Evini
365 syf.
·
Puan vermedi
Eylül romanının yazarı Servet-i Fünun döneminin önemli isimlerinden olan Mehmet Rauf'tur. Roman, Türk edebiyat tarihinin önemli eserlerinden biridir. Eser, edebiyatımızda psikolojik roman türünün ilk örneği olarak kabul edilir. Süreyya ve Suat Hanım birkaç yıldır evlidir.Süreyya ve Suat'ın evine, Süreyya'nın akrabası olan ve Süreyya'nın çok sevdiği, güvendiği Necip gelip gitmektedir. Necip'in eve geliş gidişlerinde yine akrabalarından olan Hacer de eve gelir. Hacer, Necip'le ilgilenir, fakat Necip Hacer'e karşı ilgili değildir. Suat; yaz aylarında yazlıkta bulunmayı çok ister. Suat, babasından yazlık kiralamak için para ister. Babası parayı gönderir. Necip ve Suat bir yalı kiralar, eşyalarını oraya taşırlar. Bununla Süreyya'ya sürpriz yaparlar. Yalıda herkes hayatından memnundur. Necip, kış ayını da yalıda geçirmek istese de Süreyya buna izin vermez, konağa giderler. Artık; Suat ve Necip birbirlerini çok sık görmeye başlarlar bundan dolayı Hacer ve diğer komşuların dedikoduları iyiden iyiye yayılır. Bu konuşma ve dedikodular Suat ve Necip'in görüşmelerinin azalmasına sebep olur. Necip konağı ziyarete gider. O gün konakta yangın çıkar, herkes dışarı fırlar. Suat, bilerek yangında dışarı çıkmaz. Bunun üzerine Süreyya ve Necip, Suat'ın odasına dalarlar. Süreyya da tam odaya girmek üzereyken tavan alevlenir, odada olan Suat ve Necip'in üstüne tavan çöker. İkisi de bu yangında ölür. Kısaca özetledim umarım anlaşılır olmuştur. :)
Eylül
EylülMehmet Rauf · İnkılap Kitabevi · 201739,9bin okunma
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.