Distopik bir eser olan Körlük kitabında verilen alt mesajlar okuyucaya çok güzel bir şekilde verilmekle birlikte, her mesajın gerçekliği karşısında mevcut modern! hayat düzenimizi sorgularken buldum kendimi. Kitap hepimizin hayatında bir defa olsun düşünmüş olduğumuz, Peki ya kör olsaydım ne yapardım? sorusunun cevabını daha da doğrusu cevaplarını
"Soğuk bir kış sabahı yerin altındaki dört kirpi, donmamak için birbirine sokuldu. Isınmak istediler. Dikenleri birbirlerine battı. Ayrıldılar. Üşüyünce tekrar yaklaştılar. Dikenleri batınca uzaklaştılar. Soğukta tek başına uyumak ile batan dikenlerin acısı arasında gidip geldiler uzun süre. Yaşadıkları bu ikilemi, aralarındaki uzaklık her
Said Nursi ve İslam bağlantısını nedense bir türlü kuramıyorum. Kur'an'ı anlamak için yazmış olduğu (pardon kendisi yazmadım diyor bana yazdırıldı diyor, yani vahiy) kitabı kesinlikle okumamız gerektiği hatta defalarca okumamız gerektiği, tecvid ile okursak sanırsam kısayoldan cennete daha rahat gidileceğinin düşünüldüğü külliyatın yazarı. Ne var
"Fakat bazıları için durum çok daha zordu. Sadece, hayatta kalmaktan bir adım ötedelerdi. Ama artık içlerinde dini inancın zerresi kalmamıştı."
Robert Hugh Benson, 1871 yılında İngiltere, Berkshire'da dünyaya gelmiş yazar ve aynı zamanda bir din adamıdır. Yazdığı kitaplar ise din, tarih, korku ve bilim-kurgu tarzındadır. Yazarın
Hristiyan ve Yahudi ailesini ortak payda da buluşturmayı başarmış kitaptan hepinize merhabalar...
Zebur, Tevrat'tan sonra Hz. Davud'a indirilmiş dini bir kitaptır. Yani içeriği bakımından öyle en azından. Anlamı ''parça, yazılı şey ve kitap'' demektir. İsra Suresi'nde (17/55) ''Rabbin göklerde ve yerde olanları en iyi bilendir. And olsun ki; biz
Ne?
Fidye mi?
Fidye olarak ne istiyorsun?
Fazla talepte bulun — bu okşar gururumu!
ve kısa kes — bu da okşar öteki gururumu!
Haha!
Beni — mi istiyorsun? Beni?
beni — bir bütün olarak?.
Haha!
Zulmediyorsun ya, ey deli, zulmün,
kırıyor gururumu?
Bana sevgini bağışla — başka kim ısıtır ki beni bir daha?
başka kim sever?
Bir insan ne kadar cesur olabilirse, o kadar cesur... Ne kadar kahraman olabilirse, o kadar kahraman... Ne kadar fedakâr olabilirse, o kadar fedakâr... Ve bir insan ne kadar vatansever olabilirse, Bombacı Mehmed Çavuş o kadar vatansever. Çanakkale'de sadece zaman değil, mesafeler kısalmıştır artık...
Siperler arasındaki mesafe yer yer on-on beş