İhtiyacımız olan şey…
“Kişilerarası ilişkilerin" “psikolojikleştirilmesi" ve sosyal hastalıklarımızın cevabının kalplerimizde ve zihinlerimizde bir yerde yattığının iddia edildiği bir "danışmanlık kültürünün" geliştirilmesi, güç sorunlarıyla uğraşmanın reddedilmesi, basitçe sosyal piramidimizin en tepesindekilerin yararınadır; bu insanlar, bilinçli olsun ya da olmasın yöntemlerinin daha yakından incelenmemesinden çok memnundur.
İhtiyacımız olan şey, sınırsız bir psikolojik terapi kaynağından çok siyasetin rehabilitasyonudur: Yani gücün iyi yönde de kullanılabileceğinin ve kullanılması gerektiginin farkındalığı.”
-David Smail, Mutsuzluğun Kökenleri, Okuyan Us Yayınları, syf: 62
Sayfa 62Kitabı okuyor
Her terapi seansı hem danışana hem de terapiste ve aralarındaki etkileşime aittir. Psikanalist Harry Stack Sullivan yirminci yüzyılın başlarında, kişilerarası ilişkilere dayalı bir psikiyatri teorisi geliştirmiştir. Sullivan, Freud'un zihinsel hastalıkların kaynağının intrapsişik (yani "kişinin zihninde") olduğu önerisinden koparak, sorunlarımızın etkileşimsel (yani "ilişkisel") olduğuna inanmıştır. Hatta şunu söyleyecek noktaya gelmiştir: "Kıdemli bir klinik tedavi uzmanını belli eden şey, kendi salonunda da ofisinde olduğu kişi olmasıdır." Danışanlarla ilişki kurmadan, onlara ilişkisel olmayı öğretemeyiz.
Sayfa 68Kitabı okudu
Kişilerarası şiddet veya aile içi şiddet konularında söylenecek söz çoktur; ancak devlet eliyle uygulanan şiddet, psikanalizi suskun bırakır.
Sayfa 166 - Timaş Yayınları 5. Baskı 2014Kitabı okudu
~ Wilhelm Wundt'un 1879'da Leipzig Üniversitesi'nde dünyanın ilk deneysel psikoloji laboratuvarını kurması, psikolojinin gerçek bir bilimsel ders konusu olarak tanınmasını ve daha önceleri keşfedilmemiş araştırma alanlarında yeni bir çığır açmasını sağlamıştır.
~ Yunan'da "ruh" ya da "zihin" anlamına gelen
Genel olarak, kişilerarası terapi kişilerin kendilerine verdikleri değeri artırmalı ve kopukluğu ortadan kaldırmak adına önemli bir adım olarak, olumlu özelliklerini daha fazla fark etmelerini sağlayıp motivasyonlarını tekrar inşa etmeli, terapi dışındaki yapıcı sosyal etkileşimler için gerekli özgüveni onlara kazandırmalıdır. Şizotipaller kişilerarası ilişkilerde neyin önemli olup neyin olmadığını ayrıştırmakta zorlandıklarından terapistler vakitlerinin büyük kısmını, şizotipalin kişilerarası gerçekliği sınamasına ve hayatında o an öncelik teşkil eden durumlarda hangi davranışların daha uygun olacağına dair bir anlayış geliştirmesine yardımcı olmaya ayırırlar. Davranış modellemesi, somut kişilerin bile taklit edebileceği örnekler sunar. Kişilerarası gerçeklikleri uygun biçimde değerlendirebilmek, sosyal kaygıyı ve ona eşlik eden paranoid semptomları azaltırken uygun duygulanım kapasitesi ve bir tür ödül duyumu oluşturabilmek açısından önemli bir adımdır.
Sayfa 558 - Şizotipal KişilikKitabı okudu
Model, özellikle hastanın kişilerarası ilişkilerine vurgu yaparak çocukluktan şimdiye kadar olan bu şemaları izler. Hastalar modeli kullanarak, karakterolojik problemlerini benliklerinden ayrı görebilme yetisi kazanır ve böylece onlardan vazgeçmek için daha güçlenirler.
Sayfa 28Kitabı okuyor
Pek çok tedavi edilmesi zor hasta, yaşamın erken dönemlerinde başlamış işlevsiz kişilerarası ilişkilere sahiptir. Önemli ötekilerle ilişkilerde yaşam boyu süren huzursuzluk, kişilik bozukluklarının bir diğer önemli belirtisidir. Kişilerarası sorunlar genelde temel problem olduğundan, terapötik ilişki, bu hastaları tedavi etmek ve değerlendirmek için en iyi alanlardan biridir. Bu husus geleneksel bilişsel-davranışçı terapide genelde ihmal edilen bir odaktır.
Sayfa 26
Başarılı sınırlı yeniden ebeveynliğin, büyük ölçüde terapistlerin, duygusal farkındalık ve iyileştirme sürecinin değişik aşamalarında ortaya çıkan temel ihtiyaçlara uyumlu yanıt verme yeterliliği gibi kişilerarası becerilerine dayandığı düşünülmektedir.
Sayfa 85Kitabı okudu
Cezalandırıcı eleştirel mod
Bu modda, kişi bir cezanın hakedildiğini düşünür, düşüncelerinde veya açıklamalanında kendini veya diğerlerini suçlar. Cezalandırıcı eleştirelin iletisi söze döküldüğünde, artık kişilerarası duruma gelir ve Uyum Bozucu Başaçıkma modu (örn. zorba-saldırgan modu) olarak tanımlanır. Cezalandırıcı eleştirel kuralların, aslında içeriğine değil uyulmamasına olan tepkidir.
Sayfa 39Kitabı okudu
İşkence, birçok dünya ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de iktidar tarafından bir kontrol yöntemi olarak görülen bir insan hakları suçudur. Üçüncü bir kişinin işlediği veya işlendiğine dair şüphe duyulan bir suç nedeniyle cezalandırma, ayrımcı davranışlar, bilgi alma, itirafta bulundurma gibi amaçlarla kamu görevlisinin kendisi veya başkası adına
Çok uzun gerçi :)
Kişilerarası Bilişsel Terapi (KBT) diye adlandırdığım tamamen farklı bir yaklaşım geliştirdim. KBT basit ama çok güçlü üç temel fikre dayanıyor.
1- Yakındığımız ilişki sorunlarını biz kışkırtıyoruz ve biz sürdürü- yoruz. Ama, bunu yaptığımızı fark etmiyoruz, kendimizi kurban gibi hissediyoruz ve sorunun hep karşı taraftan kaynaklandığını söylüyoruz. k
2- Çatışmalardaki kendi rolümüzü inkâr ediyoruz, çünkü kendimizi incelemek şoke edici ve acı vericidir. Ayrıca yakındığımız sorun bize kendimizi gizliden iyi hissettiriyor. Saman alundan su yürü- tüp ön planda masum gibi görünmek istiyoruz.
KBT'nin bu iki prensibi biraz olumsuz gibi görünebilir. Üçüncü
prensip oldukça olumludur:
3- Eğer karşı tarafı suçlamaktan vazgeçmeye istekli olup, kendimizi değiştirmeye odaklanırsak, sorunlu ilişkileri dönüştürebilmek için sandığımızdan çok daha fazla gücümüz var. İyileşme san- dığınızdan çok çok daha hızlı olabilir. Aslında acı ve güvensizlik dolu yılları anında geri çevirebilirsiniz. Ama böyle bir mucizeyi yaşamak istiyorsanız, çok çalışmaya ve biraz acı çekmeye istekli olmanız gerekir.
Sayfa 53
Kaygının kişilerarası bir yöntemle terapist tarafından düzenlenebilmesi bir terapistin kullanabileceği en güçlü terapötik araçtır
Sayfa 204Kitabı okudu
İrade ile ilgili okumalar yaptığım dönemde, yüksek irade düzeyinin öfke ve
suçta azalmaya, psikolojik iyi oluşa,
akademik perfrmansta artışa, daha iyi kişilerarası ilişkilere, daha az maddi sıkı
ntıya, daha az yeme bozuluğuna aracılık ettiğini öğrendm (Friese ve Hofmann,
2009).
