KİŞİLİĞİN AZALMASI
Tonus azalmıştır ve kişi bunu ağırlık, keyifsizlik ve melankoli biçiminde hisseder. İnsanın "keyfi" kaçmıştır, güne ve işe başlayacak hali ve cesareti yoktur. İçinde hiçbir kıpırtı olmadığı için kendini kurşun gibi ağır hisseder. Bunun nedeni, insanın içinde artık hiçbir enerjinin kalmamasıdır.
Sayfa 52 - TONUS: Psikolojik uyanıklık hali.Kitabı okudu
KİŞİLİĞİN AZALMASI
Kişiliğin, azalma biçiminde bir değişime uğramasıdır. Bunun bir örneği, ilkel psikolojide "ruh kaybı" diye bilinen şeydir. İlkel insanın ruhun kaybedilmesi biçiminde açıkladığı garip bir durumdur bu. Ona göre, bir ruh, gece kaçıp giden bir köpek gibi çeker gider. Bu durumda büyücü hekime düşen görev, kaçan ruhu geri getirmektir. Ruh çoğu zaman aniden kaybedilir, o zaman da genel bir rahatsızlık, keyifsizlik başgösterir. Bu fenomen, bizim bilincimizin bütünlüğünden yoksun ilkel bilincin yapısıyla ilgilidir.
Reklam
ilkel psikoloji>modern psikoloji
Kişiliğin azalması; Kişiliğin azalma biçiminde bir değişime uğramasıdır. Bunun bir örneği ilkel psikolojide "ruh kaybı" denilen şeydir. Ona göre bir ruh gece kaçıp giden bir köpek gibi çeker gider. Bu durumda büyücü hekimin görevi kaçan ruhu geri getirmektir. Ruh çoğu zaman aniden kaybedilir. O zamanda genel bir rahatsızlık, keyifsizlik baş gösterir.
KİŞİLİKLERİN GENETİĞİNDEN SÖZ EDİLDİĞİNDE BİRÇOK İNSANIN RAHATSIZLIK DUYMASINA (ÖZELLİKLE BATI DÜNYASINDA) YOL AÇAN DÖRT NEDEN - Yahudi-Hıristiyan geleneği: Dine göre, insan özgür bir iradeye (ekindelik) sahiptir. İyilik yapmak ya da günah işlemekte serbesttir. Bazı karakter özelliklerinin genler tarafından belirlenmiş olduğu düşüncesi bu din geleneği ile çatışmakta ve böylelikle, düşünce özgürlüğümüzün sandığımızdan daha az olduğunu çağrıştırmaktadır. (Ancak Yeni Ahid'deki "yetenekler" meseli, bireyler arasındaki gen eşitsizliğinin kabulu olarak yorumlanabilir.) - Cumhuriyetçi gelenek: Bu gelenek herkese tanınması gereken şans eşitliği ve bireyin gelişiminde eğitime verilen önemin altını çizer. Genetik farklılıklardan söz etmek, eşitsizliğin kabul edilmesi ya da eğitime verilen önemin azalması gibi algılanabilir. (Aslinda, kişiliğin oluşumunda genetik bir etkiyi tanımakla, eğitime önem verilmesi arasında hiçbir çelişki yoktur.) - Psikanalatik gelenek: Kişiliğin oluşmasında, çocuklukta yaşanılanların büyük önem taşıdığını ileri sürer. Genlerin etkisini savunmak bazı psikanalistler tarafından mesleklerine yönelik bir girişim olarak değerlendirilmiş olabilir. - Ürkütücü anılar: Naziler, çılgın genetik teoriler adına iğrençlikler gerçekleştirdi. Bu ırkçı dogmaların günümüzün genetik kuramlariyle hiçbir bağlantısı bulunmamasına karşın "genetik” sözcüğü hâlâ bazı kişiler için bu uğurda kurban edilenlerden yayılan kükürt kokusu anlamına gelmektedir.
Sayfa 288Kitabı okudu
Şahsi gayelerin, mücadelelerin ve hırsların kaçınılmaz olarak azalması da elbette nihayetinde herkesin tam üstüne oturan ve kimsede tek bir farklılık bile göstermeyen ortak bir kişiliğin oluşmasına yol açmıştı. Pek tabii insanların görüntüsünü şekillendiren tek şey onların kişiliği olduğu için bu insanlar zaman içerisinde az çok birbirlerine benzemeye başladılar.Zaten kişilik dediğimiz de çömlekçinin elindeki bir kil parçası gibi değil midir?
_İnsan, kendisini aşmakla kalmaz, kültürünü de aşar. Kültüründen ve toplumundan gittikçe ayrı düşmeye başlar. İnsanlık ailesinin bir bireyi olmaya başlayıp yerel grubundan ise uzaklaşır. Evrenselcilik’in temeli kesinlikle burada yatmaktadır. _Hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde
Reklam