Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel
performansınızın kıyaslanmasını istemiyorsunuz. Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz.
Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz, sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir
"Seven kişi sevdiğini kıskanır." Tamam buna sözümüz yok ama kıskançlık çoğu zaman felaketle biter, Othello'da olduğu gibi.
Kıskançlık insan gözüne bir perde indirir ve bu perde hiç şüphesiz kapkaradır. kıskançlık her zaman beraberinde öfke getirir, Ee öfkeyle kalkan zararla otururmuş.
Shakespeare hiç şüphesiz bize bu kıskançlığı ve
RİCA EDİYORUM HERKES SONUNA KADAR OKUSUN!
Öncelikle; Bana uygulamada destek verdiğini her fırsatta dile getiren kim varsa, bu iletiyi profilinde paylaşmasını ŞİDDETLE rica ediyorum!
Bu benim için çok önemli! Herkes verdiği destek kadar benden değer görecek, kusura bakmayın.
Şimdi, UYGULAMA YÖNETİCİLERİ SİZE SESLENİYORUM!
Statükocu bir anlayışınız
Örneğin acının, yoksulluğun, sefaletin, ölümün ve bu buna benzer
tüm kötülüklerin olmadığı bir dünya hayal edelim. Açlık mı? Yok, herkes
rahatlıkla istediğini yiyip içebilmekte, çok güzel yerlerde barınabilmekte. Aşk
acısı? Yok, herkes istediği kişiyle beraber olabilmekte. Kimse kimseyi
kıskanmıyor, herkes birbirinin iyiliğini düşünüyor. Her şey dört dörtlük. Hatta
öyle ki birbirimize iyilik yapmaya bile gerek yok, kıskançlık olmadığı için aşkın
da tadı çıkmıyor. Çalışma yok, dert yok tasa yok… Böyle bir dünya bizde
duygu denilen bir şey bırakmazdı sanırım. Yüzyılların getirdiği kültür, uygarlık,
edebiyat, felsefe çöp olup giderdi. Özlem, aşk, hüzün ve belki de huzur,
mutluluk törpülenir hatta biterdi. Eğer evren bir simülasyonsa, bu simülasyonun
kodlarında büyük bir kargaşa çıkardı, arıza çıkar ve bir müddet sonra
simülasyon yok olurdu. Yani işin ironik tarafı tam hedeflenen mükemmeliyete
varınca mevcudiyet ortadan kalkardı. Yüzyıllar boyunca özlenen, hedeflenen o
kutsal gün aslında her şeyin bittiği günle aynı.
Var olduğumuzdan beri insan doğası bizler için hep soru işareti oluşturmuştur. Geldiğimiz noktada bile insanı, bu gizemli varlığı tam olarak anlayabilmiş değiliz. Yazar da insanı, insana anlatmaya çalışmak gibi zor bir işe girişmiş.
Ahlak, erdem, cesaret, korku, kıskançlık, merhamet gibi birçok kavramı ele alıyor. Bu kavramların yerine göre iyi
Bir çocuğun anne özlemi etrafında hayatı izleyişinden nereye varabiliriz ki? Proust, Swann’ların tarafı veya Guarmantes tarafından bakarak bize ne söyleyebilir?
Aslında anlatılan hikâyelerin hangi tarafta olduğunun bir önemi yok. İnsana, davranış biçimlerine, davranışın özündeki tutarsızlıklara dair bir sorgulama izleyeceğiz birlikte. Hangi
Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel performansınızın kıyaslanmasını istemiyorsunuz. Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz . Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz , sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Genç yaşta birini takıntı haline getirip adına aşk diyorsunuz. Aşk çok büyük bir kavramdır Kafelerde el ele gezmek değil, kıskançlık krizlerine girmek değil, zorla oldurmaya çalışmak değil, en ufak bir şeyde trip atıp köşeye çekilmek değil, gurur yapıp karşı taraftan ilgi beklemek değil, gidenin arkasından aptal gibi ağlamak hiç değildir. Aşk çift taraflı yaşanır ve fedakârlık ister. Fedakârlık olmadan aşk olmaz, fedakâr olmayana da aşık olunmaz. Saçma insanları takıntı haline getirip aşk kavramını basitleştirmeyin. Gençliğinizi böyle abuk subuk takıntılarla harcamayın. Kimse vazgeçilmez değildir, gideni kalmaya zorlamayın, gelmeyeni sevmek için kendinizi zorlamayın. Herşeyi hayatın akışına bırakın, gençliğinizi yaşayın. Gelmesi gereken gelir, fedakârlıklar yapılır, planlar yapılır, aşk yaşanır, alışkanlıklar başlar ve hayatımız bu döngü içerisinde akıp gider. Hayat böyledir, bu döngüye girmek için kendinizi zora sokmayın. Yaşıyorsanız bilin ki sizede sıra gelecek ve sizde bu döngüye dahil olacaksınız. Bu yüzden size sıra gelene kadar hayatınızı yaşayın, tecrübeler edinin genç yaşta aşkın ne olduğunu bilmeden kendinizi hırpalamayın.
Sağlıcakla Kalın
Bu hayat benim , kimsenin bilmediği kara kutum.
Ben bu hayatta burada doğdum , burada büyüdüm, defalarca burada ölümle yüzleştim.
Bütün umutlarımı , hayallerimi öldürdüm , sonra tekrar tekrar dirilttim.
Umutsuz aşklarda, umutlu hisler yaşadım , aldatıldım, ‘’ o kadın’’ nezninde bütün kadınlara yeri geldi sataştım.
Gün oldu çok
YouTube kitap kanalımda Victor Hugo'nun Sefiller ve diğer kitaplarını nasıl daha bilinçli okuyabileceğinizi anlattım: ytbe.one/nYN27KVPeFY
Sefillik* temalı bu inceleme bana 13 gün boyunca arkadaşlık etmiş 1724 sayfalık dünyanın en uzun sefalet destanının sadece birkaç sayfalık özüdür. Elek hayat, elekten geçemeyen taşlar ise sefil