Gelip geçici hisler, sahte sevgiler, göstermelik sevdaların kol gezdiği şu dünyada; bacası tüten, tefekkür ile sıvanmış, tebessüm tablolarıyla donanmış duvarları olan, yeşile ve maviye kıyı, kitaplarımla dolu bir ev hayali... Masamın kenarında seccadem, demli ve altı kısık sürekli tüpte olan çayım; papatya ekili bahçeye manzaralı genişçe bir cam önü hayali... Ve ezelî yaratılışta birlikte yaratıldığım çiftimle, birlikte şiir hayali...
Yâ nasip, yâ kısmet...
Ey müminler!
Doğru bir niyet, dürüst bir azim ve Allah'tan korkan temiz kalplerle ve ihlâs bahçesinden kısmet alan inançlarla onun için Allah'a yalvarıp yakarınız. Çünkü noksanlardan münezzeh olan Allah şöyle buyuruyor: 'Ey Resûlüm! Onlara de ki: Dualarınız olmasa Rabb'iniz size niçin kıymet versin?' (Furkân 25/77).
"Dünya iki kapılı bir Han'dır.", demiş Aşık Veysel. #Kapı metaforunu giriş ve çıkışlar için diye düşünürdüm hep... Bir kapıdan girip gece gündüz gidilen ve ötekinden çıkılan... Oysa şimdi öyle olduğunu düşünmüyorum. Her ikisinden de çıkmak için uğraşan ve hep içeriden o kapıya vuran kişiler olduğumuz fikri daha ağır basıyor. Kapı dediğimiz dümdüz bir duvarın ortasına açılmış bir delik... Üzerine yaşadığımız korkular nispetinde yerleştirdiğimiz örtülerle kapattığımız... Kimi demirden, kimi tahtadan, kimi öylesine bir tül perde... Dünya bizleri o kapının dışından gelen seslere dikkat etmemize şartlandırıyor. Bu yüzden içeride kalan asıl bizlerin aynı kapıyı döverek çıkmak istememiz duyulmuyor. Bak şöyle etrafına... Kapıları sırtında gezen bir sürü insan... Gece gündüz yol almakta... Ve asıl istedikleri içeriden vurdukları kendi kapılarının dışarıdan birileri tarafından duyulup açılması... Yani anlayacağın doğarken çaldın, açıldı kapı... Giderken de muhtemelen duyacak biri ve son kez açılacak öteki kapısı... Arada duyulsun diye çaldıkların ise kısmet! "Dünya içeriden çaldığın iki kapılı bir Han'dır." Bunun dışındakiler "Ya duyulur ya duyulmaz..."
#İçaforiz
O senin olmamıştır zaten,
Gittiğin yol işte.
Gidemedin sende aşkın esintisine,
Çünkü senin yaprağın yeni yeşerdi.
Sen bilmedin daha ne olacağını,
Kendi kendine yağmurlar yağdırdın.
O senin hiç olmadı zaten,