Devlet dairesine girer girmez onun mutlu hayatı artık bitmişti. Çünkü içerideki kalem efendileri, cahiliye devri boyunca Kabe'de bekleyen putlar kadar kımıltısız ve kayıtsızdılar.
Çünkü o bir makine, yani tabiatin esir edilmiş bir parçasıydı. Frenklerin mekanik diye adlandırdıkları hiyel ilmi de, tabiata emretmenin yegane yoluydu. ... Kısacası hiyel ilmi, emirlere asla karşı gelmeyecek sadık köleleri, yani makineleri yaratma sanatıydı.
Reklam
"And olsun ki biz, Davud'a katımızda bir imtiyaz verdik.'Ey dağlar!Onunla birlikte tesbih edin dedik. Kuşlara da bunu duyurduk. Ona demiri yumuşak kıldık. " KUR'AN, XXXIV, 10
Sayfa 7 - İletişimKitabı okudu
Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır. Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar. İcad ettiğin silah işte onların tutkularını büyütecek ve zulümlerini arttıracak. Sen onların kollarını uzattın. Oysa kılınçlar yeterince uzun değil miydi?
Hele hele, yakıtsız çalışabilecek bir makine ise imkânsızdan da öte bir şeydi. Eğer bir makina olarak düşünülebilirse, Kâinatın da yakıtı er ya da geç bitecekti.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.