Mucizelere inanması gerektiğini, çünkü mucizelerin gerçeklik duygusunun değil, gerçeğin bir parçası olduğunu anlatıyordu: Zaten gerçeğin kendisi bir mucizeydi. O her bakımdan şaşılacak, hayret edilecek ve hayran olunacak bir yaratıydı.
İnanılmaz bir kitap ihsan oktay ın tum kitapları gibi bu da muhtesem bu kadar kısa bır kıtapta bu kadar çok şey anlatmayı nasıl becermiş insan hayret edıyor doğrusu. Gerçek bir yazar ihsan oktay anar
Kitabın dili ve içinde bulunan çizimler biraz agır fakat konusu bakımından çok sürükleyici ve temelinde anlatılan muktedir olma tutkusu başarılı bir şekilde anlatılmış.
Okudum lakin neden yarım bırakmadığıma dair soruların cevabını henüz kendime verebilmiş değilim. İhsan Oktay Anar'ın büyülü diline kapıldıktan sonra kurtuluşun olmadığını en iyi anlatan eseri belki de. Edebi eserin sadece bir ilhamla ortaya konulmadığını her eserinde olduğu gibi burada da göstermiş. Nasıl büyük bir emeğin sonucu olduğu kitaptaki çizimlerden bile kolayca anlaşılıyor. Hiç bilmediğim makinelerin dünyasını hem de bugüne ait olmayan bir dolu terimle hem böyle doğal hem de her eserinde görülen masalsı atmosferde anlatması hayranlığımı kat kat arttırdı.