Mutluluk anlık bir olay değildir. Geçmişe uzanan uzun bir kuyruğu vardır.Mutluluk bir yaşamın parçası olmuş her şeyden beslenir. Parlak bir görünüşe sahip değildir; görünüşü sonradan ortaya çıkan bir parıltıdır. Mutluluğumuzu geçmişin kurtuluşuna borçluyuz. Bu kurtuluş, şimdinin geçmişi bütünleştirdiği, böylece geçmişi süreğen bir etki haline getirdiği, hatta geçmişi yeniden dirilttiği bir anlatı gerilimi gerektirir. Mutluluk halinde, kurtuluş yankılanır. Her şey bir güncellik girdabının, bir olumsallık fırtınasının parçası haline geldiğinde, bizim için mutluluk olamaz.
Hayvan davranışının biyolojik olarak incelenmesi demek olan etoloji, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde ve sonrasında Kıta Avrupasında ortaya çıktı.
Namuslu bir insan olduğumun bilinci beynime vuruyor, karakter sahibi oluşum, gönlümü yüce bir duyguyla dolduruyordu: Gemi leşlerinin yüzdüğü bulanık insanlık denizinde bembeyaz bir fenerdim ben.