Bugün bile Kur'an okurken ya da camilerinin duvarlarını süsleyen kutsal kitabın önünde otururken, Müslümanlar hâlâ ilahî ve gizemli bir gücü hissetmektedirler.
Ehl-i kitabın arasında geceleyin secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okuyup duranlar da vardır. Onlar Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği teşvik edip kötülükten sakındırırlar, hayır işlerde birbiriyle yarışırlar. İşte bunlar, sålih kullardandır."
Yaklaşık 9-10 yıl önce liseye gittiğim zamanlarda dizisini izlemiştim. Dizisinin ana hatlarini hatırlasam da detaylarını hatırlamıyorum tekrar izleyeceğim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu kitap 815 sayfa olması nedeniyle yaklaşık iki yılı geçkin bir süredir elimde. Kitap hediye geldiği için 200 küsür sayfasını okuduktan sonra bir köşeye atmıştım
"Bakın, biz psikopatlardan oluşan bir aile değiliz. Bazılırımız iyi, bazılarımız kötü ve bazılarımız da yalnızca şanssız. Ben hangisiyim? Henüz bunu çözemedim.
... Ben birini öldürdüm mi? Evet öldürdüm.
Kimdi o?
Haydi başlayalım."
Ernest Cunningham, her şeyden habersiz abisinin çağırdığı yere gider ve karşılaştığı manzara karşısında neye uğradığını şaşırır. Karşısında bir ceset ve çantayla para vardır. Abisi ise her ne kadar onu öldürenin kendisi olmadığını söylese de olanlar olmuştur ve her şey bu olayla başlar.
Daha sonra abisi Michael cezaevinden çıkacağı için tüm aile, Sky Lounge Mountain dağ evinde toplanır, amaç uzun zaman sonra tüm ailenin bir araya gelnesidir ancak geçmişte yaşanan olaylar, Cunningham ailesinin peşini bırakmaz ve bir seri katille kovalamaca oynarlar.
Kitap kompleks bir şekilde kaleme alınmış. Kitabın başında, aralarında Agatha Christie'nin de bulunduğu Dedektif Kulübü kuralları kalem kalem alınmış ve yazar buna dayanarak tüm kitabı ele alacağını göstermiş.
Olay örgüsünde her ne kadar olaylara dışarıdan baksak da yazar ara ara kendini hissettirerek dipnotlar vermiş ve samimi bir üslup havası oluşmuş.
Açıkçası, kitabın isminden hareketler her aile ferdinin bir cinayet işlediğini düşünmüştüm ama bunların hepsi fiili olarak değilmiş, şayet yazar da buna değinmiş kitabın sonlarına doğru.
Kurgu olarak güzel olsa da çok aman aman heyecan yaratan, şok geçirdiğim bir kitap olmadı ne yazık ki. Daha şaşırtıcı bir sonla bitmesini beklerken düğüm söker gibi tüm olaylar art arda çözüldü ve bitti.
Ne kadar alçak bir veletsin sen noboru ya kitabın devamı olsa keşke daha ne olabilirdi acaba. Biraz havada kalmış bence kitap. Çok fazla metafor var ya da ben anlayamadım. Okurken kendimi gerçekten Japonya’da hissettim ama karakterleri bilemedim…
1 günde bitirdim. Yazarın kitabın sonunu getirmek ile ilgili sorunlar yasadıgını düsünüyorum. Sumire ile ilgili COK fazla cevaplanmamıs soru var. Kitabın metoforu yalnızlık. Yalnızlığı çok güzel bir şekilde tanımlamış ama ne oldu sumiraya diye düsünmek istemezdim
Sputnik SevgilimHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20165,6bin okunma
Uzun zamandır okumak istiyordum. Cehennem Çiçeği ya da Oğullar ve Rencide Ruhlar kadar heyecanlanmadım ve gülmedim ama yine de güzeldi. Hikayede geçen silahların hepsi patladı. Önemli olan nokta da bu değil mi? Beklemediğin anda beklemediğin silahlar patlıyor. El mahkum yeni kitabın çıkmasını bekleyeceğiz.
"Şimdi kapıyı açıp girdiğim zaman beni soğuk
bir sessizliğin karşıladığı küçük evde senin güler yüzün tarafından karşılanmak bana saadetlerin en büyüğü gibi geliyor."
Elime kitabı aldığımda, kitabın kapağına bir süre dalıp gittim, mutlu yüzler, ışıldayan gözler, umut dolu bir fotoğraf vardı kapakta. Gelecek vaat eden bir fotoğraftı
Sonunda bitti...
Dile kolay tam 1000 sayfa! Dostoyevski reis yazdıkça yazmış, adeta sevişmiş kelimelerle, felsefeyle, edebiyatla ve psikolojiyle... Ne yazsam haddim değil, nasıl incelesem harcım değil bu kitabı...
Kimilerine göre dünyanın en iyi kitabıdır bu (benim için değil). Kimilerine göre ise her olgunluk seviyesinde yeniden okunması gereken bir başucu kitabı. Kitabı 76 gün gibi bir süredede bitirebildim. Bunun bazı nedenleri vardır (sağlık sorunları, sevdiğim diger yazarların yeni çıkan romanları vs.) Ama kesinlikle ve tabiiki harika bir kitap karamazov kardeşler. O karakterleri sanki gerçek insanlarmış, ve her bir karakterin kişiliğini, ruh halini ve psikolojisini sanki her biri kendisiymis gibi nasıl bu kadar gerçekçi yarattın be dostoyevski!!! Neden tolstoy ile beraber bu işin tanrısı olduğunu bir kere daha anlıyorum.
Evet roman yer yer akiciliktan uzak, evet bazen gereksiz gereksiz betimleme ve detay var ama o zamanlarda kitaba ara verin, bırakmayı düşünmeyin bile. Bu kitabın size katacaklari paha biçilemez çünkü.
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202133,9bin okunma
Kitabı ikinci defa okumaya başladım bende mi sorun var acaba diye ama Kitabın çevirisi Kitabı katletmiş eski Osmanlı dönemi Türk edebiyati eserlerde bile bu kadar bilinmedik kelime yok. Kitabın orijinalindeki sözcüğün bu çevirideki anlamı karşılamadığına, çevirmenin kendi kendine bir macera aradığına adım gibi eminim. Kitabın (dilini öğrenirsem eğer) orijinalini okumaya karar verdim. Beni bu derece rahatsız eden şey ise İş bankasının o kusursuz çevirilerinden sonra böyle bir çeviriye denk gelmek.
Kitabın dilini ve anlatım tarzını hiç beğenmedim. Hikayeler zaten kısa birde o hikayelere girene kadar saçma sapan diyaloglara alakasız olaylara giriyor. Birde çeviriside iyi gelmedi pek , belki yazarın dili böyledir. Kısacası beğenmedim.
Şuan dugularım param parça saat gece 2.21 ve 3. Kitabı bitirdim içim dışıma çıkana kadar ağladım bu seride 2. Kitabın ortalarında başlamıştı, ama bu seri beni öldürüp dirilti çok fazla anlatılacak şey var . Ama ben sadece şunu demek istiyorum eğer okumadiysaniz gerçekten almanızı tavsiye ediyorum zamanıniza değecek bir kitap .. tek mutlu olduğum konu iyiki 4 .kitabida almışım bu sonla nasıl uydurdum bilemiyorum 4. Kitaba başlamak ve başlamamak arasındayım beni düşündüğümden çok fazla etkiledi. Biraz uyumam gerek sanırım her şeye rağmen iyiki dedim sevgili yazarımız Aslı Arslan 'a bir kez daha çok teşekkür ediyorum emeğinize sağlık çok kıymetli bir eser olmuş
Kitap eskiden günümüze gelen çocuk yetiştirme şekillerinin nasıl değişip evrildiğini , çocuk büyütmeye çok farklı bir gözden bakılması gerektiğini anlatıyor. Sadece anne-babaların değil başta öğretmenlerin ve çocuklarla yolu kesişen herkesin yani herkesin okuması gereken bir kitap. Çünkü bu bakış açısına ihtiyacımız var. Kitabın beni en çok etkileyen cümlesi ise “Çocukluk bir cehennemdir.” Kitapta yoğun bir Alice miller vurgusu var. Bu da merak uyandırıcı .
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20185,9bin okunma
Dizi ile kitap karşılaştırılabilir mi?
Öncelikle bu soruyla başlamak istedim çünkü çoğunluk tarafından bilinen bir senaryonun kitabını okudukça benim bile istemsiz sorduğum soru buydu. Ve evet karşılaştırılabiliyormuş. Bunu istemeden de olsa yapmış bulunuyorum. Açıkcası kitapların dizi ve filminden ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bu kitapta bunu ayrı olarak kanıtlıyor. Dizide izlenirken karşılaşılan mantık hataları yok elbette. Her şey kafanızda net bir çerceveye ve olaya oturuyor.
Bazen hissetmek bilmekten daha önemlidir diye bir söz duymuştum. Ha işte bu kitap tam o sözü yaşatıyor. Kitabın genel çercevesi o. Olaylar sonlara doğru bir somut hale bürünüyor ama kitap boyunca hep soyutluk mevcut.
Kitabı beğendim mi beğenmedin mi bilemiyorum ama sadece şunu söylemek isterim ki dizisi bana daha ilgi çekici geldi.
Tabi okuyacaklara da küçük bir bilgi; 'tabi siz anneleri tarafından... ' ya da 'sen Bihter Ziyagil sın aptallık yapma' ya da 'beni beni Bihterini' sözlerini görmeyi beklemeyin çünkü yok. Buna da ayrıca üzülmüştüm.
Aşk-ı MemnuHalid Ziya Uşaklıgil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,6bin okunma