Uğultulu Tepeler, İngiliz yazar Emily Bronte'nin tek romanıdır ve edebi dünyada önemli bir yere sahiptir. Roman, aşk, ihanet, kin ve intikam gibi temaları işlerken, doğal ve duygusal bir üslup kullanıyor.
Kitap, Yorkshire'daki eski ve karanlık bir malikanede geçen hikayesiyle dikkat çeker. Cathy Earnshaw ve Heathcliff'in tutkulu ancak karmaşık ilişkisi, romanın temelini oluşturur. İki ailenin çatışması ve toplumun baskısı, karakterlerin yaşamlarını derinden etkiler.
Emily Bronte, romanın içsel dünyasını ustalıkla betimlerken, karakterlerin ruh hallerini çarpıcı bir şekilde aktarır. Uğultulu Tepeler, karmaşık karakter analizleri ve derin duygusal yönleriyle edebi bir başyapıt olarak kabul edilir.
Kitabın atmosferi kasvetli ve hüzünlüdür, ancak insan doğasının derinliklerine ve tutkuların gücüne dair çarpıcı bir portre çizer. Uğultulu Tepeler, romantizmin karanlık, çarpıcı bir yönünü yansıtır ve okuyucuyu derin düşüncelere sürükler.
Uğultulu Tepeler, edebi değeri, derinlikli karakterleri ve duygusal yoğunluğuyla edebiyat tutkunları için kaçırılmaması gereken bir eserdir. Emily Bronte'nin çarpıcı üslubu ve etkileyici hikayesi, okuyucuyu derin bir duygusal yolculuğa çıkarır ve unutulmaz bir okuma deneyimi sunar.
Safveti Ziya’nın ilk romanı olan 
Salon Köşelerinde kitabını bazı eksik yönleri olsa da beğendim. Bu aralar nedendir bilmem… Dönem edebiyatı kitaplarını okumayı, alıntılamayı, yazarlarının hayatını merak edip okumayı sever oldum. :)
Kitap maalesef dönemde çok görülen sansür etkisine uğramış önceleri tefrika edilirken daha
