Talepkâr biçimde bağımlı olan bebek, yeterli özeni gösteren anneyle ileride, yalnızlık kapasitesi taşıyan bir yetişkin olup çıkacaktır, der normatif bakış açısı; ki bu yetişkin için, kendi içine çekilme sadece zulümden kaçmak değil, zenginleştirici bir mahremiyete sığınmak anlamına gelecektir.
Sayfa 43
İmam Şa'rânî der ki: Fütûhât'ı ihtisar ettiğim, (yâni kısalttığım) sıralarda "Ehl-i sünnet ve'l-cemaat" itikadına uymayan bazı yazıları gördüm ve durakladım. Kitabımdan çıkarmak istedim. Fakat tereddütten kendimi kurtaramadım. Nihayet bir gün Mısır'ın tanınmış âlimlerinden Seyyid Ebü't-Tabîbu'l-Medenî ile karşılaştım ve bu tereddüdümü söyledim. Kendileri hemen cebinden bir kitap çıkardı. Bu eser, Konya'da Muhyiddin-i Arabînin el yazısı ile yazılmış olan nüshadan kopye edilmişti. Esere baktım. Kitabımdan çıkarmak istediğim cümlelerin hiçbirini orada göremedim. O vakit anladım ki, Mısır'da elden ele dolaşan Fütûhât-ı Mekkiye nüshalarının hepsi Şeyh Muhyiddin-i Arabî'nin ehl-i sünnet inancına muhalif olduğunu göstermek ve kendisini halkın nazarından düşürmek için yazılmıştır, birtakım iftiralarla dolu nüshalardır. Nasıl ki kendilerinin Füsûsü'l-Hikem ve diğer nüshalarının da böyle karıştırılmış olduğu esefle görülmüştür. İtikat ve amelleri sapık olan birçok kimseler, yalnız Şeyh Muhyiddin-i Arabî'yi değil, birçok tanınmış tasavvuf erbabının manzûm, mensur eserlerini de bu sûretle ifsât etmişlerdir. Gayeleri yalnız o zâtları halkın nazarından düşürmek değil, İslam akaidini bozup dinî ihtilâle sebep olmaktır.
Sayfa 278
Reklam
Aristoteles hiçbir şeye hayran olmamayı kendini beğenme sayar. Arkhesilas da der ki, bütün iyilikler diretmekten, dediğinden dönmeyip dosdoğru gitmekten; bütün kötülükler de kadere boyun eğip her şeyi oluruna bırakmaktan gelir.
Sayfa 254Kitabı okudu
Bilgeler der ki, genç hazırlanmalı, ihtiyar yaşamalı. İnsan tabiatında bilgelerin gördükleri en büyük kusur da arzularımızın durmadan yenilenmesidir. Her gün hayata yeniden başlıyoruz. Öğrenmek ve arzu etmek iyi ama ihtiyarladığımızı da unutmamak gerek. Bir ayağımız çukurdadır, hâlâ içimizde yeni istekler, dilekler doğar. Ölüm karşına gelmiş, Sen mezarını düşünecek yerde Mermer yontturup evler yaptırmaktasın. Horatius
Sayfa 189Kitabı okudu
Sufiler der ki Allah'ın yükseltiği insanlar, çok defa melek huylu, tatlı dilli, insanların ayıplarını ve kusurlarını örtüp eksiklerini tamamlayan; onlara bütün imkanları ile yardım eden nazik, kibar insanlardır.
Daha önce söylediğimiz gibi, satrancı bize dedemiz öğretti. Bir dostumuz var, Sinan bey, Sinan Yaman, o her zaman, “Hayatınızdaki bülbülleri keşfedin, onları bırakmayın,” der. Bülbül; yolumuzu aydınlatan, ışık tutanlar oluyor. Sonradan anladık ki dedemiz de bizim bülbüllerimizden birisiymiş. Satrancı öğretti, hayatımız değişti.
Reklam
Lut So-ar'a girdiği zaman Güneş Dünya üzerinde yükseldi, diye okudum. Sonra Tanrı Sodom'a ve Gomora'ya gökten kükürt ve ateş yağdırdı; bu şehirleri yerle bir etti, ve bütün ovayı ve o şehirlerin bütün halkını ve yerde yetişen her şeyi. Oluyor işte. Her iki şehrin halkının da içleri kötüydü, herkesin malumu olduğu üzere. Dünya
Freud der ki: “Seçtiğimiz erkekler babamıza, kadınlar ise annemize benzeyebilir.”
Kendini beğenmek insanın özünde, yaradılışında olan bir hastalıktır. İnsan yaratıkların en zavallısı, en cılızıdır; öyleyken en mağruru da odur. Şurada, dünyanın çamuru ve pisliği içinde oturduğunu, evrenin en fena, en ölü, en aşağı katında, göklerin kubbesinden en uzakta, üç cinsten yaratıkların en kötü haldekileriyle birlikte, dünya evinin en alt katına bağlı ve çakılı olduğunu bilir, görür ve yine hayaliyle, aydan yukarılara çıkıp gökleri ayaklarının altına indirmek sevdasıyla yaşar. Aynı hayal gücüyle kendini Tanrı'ya bir görür; kendine Tanrısal özellikler verir; kendini öteki yaratıklar sürüsünden ayırıp kenara çeker, arkadaşları, yoldaşı olan varlıklara yukarıdan bakar; her birine uygun gördüğü ölçüde güçler ve yetenekler dağıtır. Biz insanlar öteki yaratıkların ne üstünde ne altındayız. Bilge der ki, göklerin altındaki her şey, aynı kanunun ve aynı kaderin buyruğundadır.
Şimdi size bir şey sorayim arabanızın lastiği patlak mi ? Camdan dışarı bakmayın ! İnsanlara ofisimde otururken bu soruyu sorduğumda neredeyse hepsi hayır der ama ofisimden arabalarını görmezler peki nasıl biliyorlar ? Kesinlikle emin değiller son kez arabalarını gördüklerinde lastikleri patlak olmadığından bu cevabı veriyorlar ve bu onlar
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.