Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
632 syf.
·
Not rated
~~~Evet, böyle başlayabilir, burada, biraz ağır ve yavaş bir biçimde, herkese ait olan ve hiç kimseye ait olmayan bu nötr yerde, insanların neredeyse birbirlerini hiç görmeden karşılaştıkları, bina yaşamının düzenli ve mesafeli biçimde yansıdığı yerde~~~
"""Hergun karşılaştıkları, hiç görmedikleri""" her cümlesi beni
Bir azmin öyküsü
Ernest Hemingway'in 1952 yılında yayımlanan "Yaşlı Adam ve Deniz" (The Old Man and the Sea) kitabı, modern edebiyatın en önemli eserlerinden biridir. Hemingway'in sade ve etkili anlatım tarzıyla yazılmış bu kısa roman, insanın doğayla mücadelesini, dayanıklılığını ve umudunu derin bir şekilde işler. İşte bu kitabın ayrıntılı
Düş Ülkelerine Yolculuk
Düş Ülkelerine Yolculuk, Jack London ‘ un 1911 yılında yayınlanan, gezi yazıları tarzında yazılmış romanıdır. Kitap, zaman olarak 19. Yüzyılın başlarında; mekan olarak da güney denizlerinde geçmektedir.
Kitap, gençliğinde de gemilerde çalışmış olan Jack London’ nın; o dönemde küçük yelkenlilerle maceraya atılan kaptanların yazdıklarından etkilenmesiyle başlıyor.
İlk önce kendisine ısmarlama bir yelkenli yaptırıyor. Kendisi ve tayfası amatör denizci bilgisinde olmasına rağmen, uçsuz bucaksız güney denizlerine yolculuk planlayıp, iki sene gibi uzun bir süre bu yolculuğu yapıyor.
Kitapta, yelkenlinin yapılmasında yaşanan gecikmeler, yelkenlideki yapım hataları, denizcilikle ilgili bilgiler, gezdiği yerler, gördüğü insanlar hakkındaki düşünceleri, gezdiği bölgenin hastalıkları, yaşadığı iyi ve kötü olayları anlatmıştır.
Bazı konuları çok uzun ve ayrıntılı işlemesine rağmen okunabilir. Sonuçta Jack London’ ın bu kitabı yazdığı ve bu yolculuğu yaptığı dönem; dünyada hala tam bilinmeyenlerin olduğu, yeni keşiflerin yapıldığı bir dönemdir.
Kitabı çok severek okudum, tavsiye ederim.
1950'lerin Fransa'sinda genç bir kız olmak
Annie Ernaux'nun "Kızın Hikayesi" (Fransızca özgün adı: "Mémoire de fille") adlı kitabı, yazarın kendi gençlik yıllarını anlattığı otobiyografik bir eserdir. İlk olarak 2016 yılında yayımlanan bu kitap, Ernaux'nun 1958 yazında, 18 yaşındayken yaşadığı olayları ve duygusal deneyimlerini ele alır. Bu dönem, onun kadınlığa ve yetişkinliğe geçişinin en kritik zamanlarından biridir.
"Kızın Hikayesi," Ernaux'nun ergenlik döneminde yaşadığı cinsel uyanışı, ilk aşkını, cinsellik ve kimlik arayışını, ayrıca toplumun bu konulardaki baskılarını ve normlarını içeren zengin bir anlatıdır. Ernaux, bu kitabında yine sade ve doğrudan bir dille yazdığı kişisel ve samimi hikayesini, geçmişiyle yüzleşerek ve hafızasının derinliklerine inerek anlatır.
Kitap, sadece bir bireyin büyüme hikayesi değil, aynı zamanda 1950'lerin sonlarında Fransa'da genç bir kızın karşılaştığı sosyal ve kültürel engellerin de bir yansımasıdır. Bu açıdan, "Kızın Hikayesi" hem kişisel hem de toplumsal bir belgesel niteliği taşır. Ernaux'nun diğer eserlerinde olduğu gibi, bu kitap da kendi yaşam öyküsünden yola çıkarak daha geniş ve evrensel temalar üzerinde durur.
Video: youtu.be/nBaqfF_B7-Y
Duvar.
Füruğ Ferruhzad'tan okuduğum 4. kitap.
Duvar, 128 sayfalık bir öykü kitabıdır.
Kitapta; aşk, gece, ölüm, özlem, sevgi, umut, vefa ve yalnızlık gibi temalarda şiirler yer alıyor. Ferruhzad, şiirleri Prof. Dr. Ali Güzelyüz tarafından Türkçeye çevrilmiş. Güleryüz'ün çok iyi bir çeviri yaptığını
Selammm Canımlar
Evetttt en bi sevdiğim serinin ikinci kitabıyla geldim. Her zaman bende yeri ayrı olacak bu serinin, çünkü deli gibi keşke kitap olsa dediğim günlerden şuan elimde kitap olarak tutmak da varmış diyorum her gördüğümde. Okumayı biraz geciktirdim üçüncü kitabın çıkmasına yakın okumak daha keyifli olacak diye düşündüm. Ama bir
155 Sayfaya kadar ancak gelebildim...
Bilmiyorum pek beklediğimi bulamadım, sanki kitap yeterli ama ben daha fazlasını ummuşum da tatmin olamamışın gibi bir his oldu bitirince (4/10)
Şaşırtıcı bir etki bıraktı
Yine ince ve dolu dolu bir kitap için kısa ve öz konuşmak istiyorum. Kitabı yaklaşık 2 saat içinde bitirdim. Öyküler sarsıcı ve edebi değeri yüksekti. Lakin kitapta bir ironi olduğunu düşünmek istiyorum. Rasyonel bir tabloda herkesin gördüğü ve yüklediği anlam başkadır gibi bir düşünce de olabilir.
Kitapta Faik beyin hikayesi beni çok etkiledi. Bir film olsa gri bir fonda bulutlu bir havada çekilirdi.
Belki spoiler olabilir bu söyleyeceklerim ama;
Kitap sanki aşka inanmayanları haklı çıkarmak içindi. Öyküler aşkla aranıza mesafeler koyabilecek türden. Beni bu özelliği çok şaşırttı ve sayfalar ilerledikçe aşktan korkutur hale geldi.
Yinede çok etkileyiciydi. Öykü severlere tavsiye ederim.
Sürüklenmek mi istiyorsunuz ? Doğru yerdesiniz.
Çok uzun zamandır roman okumuyordum, bu kitabı elime alır almaz ise sadece hemen bitirmek istedim.
Kitap romantik bir ilişki üzerine kurgulanmış, karakterlerimiz dini hassasiyeti yüksek olan kişiler. Olay örgüsü ve ikili arasındaki iletişim dili gerçekten inanılmaz sürükleyiciydi. Tamamiyle müsait olsam tek oturuşta bile bitirmek isteyeceğim bir kitaptı. Ve kitap bitince içimde inanılmaz bir boşluk oldu. Sanki hep devam edecekti etmeliydi gibi bir hisle kitaba çok alıştığımı fark ettim. Ne okuyacağım ben şimdi dedim, gerçekten bundan sonra böyle güzel aşk romanı nasıl bulunur bilemiyorum. Beni en çok çeken kısım karakterlerimizin iletişimiydi. Konuşmaları, düşünceleri, üslupları… Dini bir aşk romanı arıyorsanız asla pişman olmazsınız. İyi okumalar diliyorum:)
Ve tabi ki yazara çokça teşekkür ederim bizi böyle bi dil ile tanıştırdığı için.
Orhan Pamuk'un "Masumiyet Müzesi", yazarın Türk edebiyatına kazandırdığı en önemli eserlerden biridir. Kitap, bir aşk hikayesini, aynı zamanda Türkiye'nin tarihi, kültürel ve toplumsal dokusunu ustalıkla harmanlar.
Roman, İstanbul'un karmaşık ve büyüleyici atmosferinde geçer. Ana karakterimiz Kemal'in, aşık olduğu Füsun'a olan saplantılı aşkını ve bu aşkın onun yaşamını nasıl etkilediğini anlatır. Kemal'in yaşadığı içsel çatışmalar ve aşk ile arzuları arasındaki mücadelesi, romanın temel dinamiğini oluşturur.
Pamuk, "Masumiyet Müzesi"nde sadece bir aşk hikayesini değil, aynı zamanda Türkiye'nin yakın tarihini de işler. Kitap, Türkiye'nin modernleşme sürecinde yaşadığı değişimleri, toplumsal çalkantıları ve bireyin bu süreçteki yerini inceler. Ayrıca, Türk toplumunun değerleri, ahlaki çıkmazlar ve Batı ile olan ilişkiler gibi konuları da ele alır.
Romanın en dikkat çekici unsurlarından biri, Kemal'in Füsun'a olan takıntılı aşkını ifade etmek için bir "masumiyet müzesi" oluşturmasıdır. Bu müze, Kemal'in yaşadığı duygusal karmaşayı ve geçmişe olan bağlılığını simgeler. Pamuk, bu sembolik anlatımı ustalıkla kullanarak, okuyucuya karakterin iç dünyasını derinlemesine keşfetme fırsatı sunar.
"Masumiyet Müzesi", Pamuk'un benzersiz üslubunu ve derin karakter analizlerini barındırır. Yazarın karmaşık ve katmanlı anlatımı, okuyucuyu hikayenin içine çeker ve onları karakterlerin duygusal deneyimlerinin bir parçası yapar.
