Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Hissetmek
İzlediği her film ve okuduğu her kitap sayesinde içindeki açlığın ne kadar derin olduğunu hissetmişti. Sanki buzul çağında donmuş ve günümüzde çözülmüş ilkel bir insan gibi kaçırdığı her şeyi görmek ve hissetmek istiyordu.
Reklam
Mobbing Bank bu safsatayı yeryüzünden sildi
Dinlere Sürekli Kimler Tabela Değiştiriyor? Ortadoğu'da ilk dini sömürge aracı ideolojisi olarak değiştirerek icat eden sonra ki dinleri işine geldiği gibi değiştirerek yeni bir din gibi sunmaktan kaçınmaz demiştim. Ortadoğu kaynaklı dinler sürekli marka ve tabela değiştirmiştir ilk kez söylemiştim. O dinlerin hiçbiri ham ve saf hali ile korunabilmiş değildir. Son din ile ilgili Hazreti Muhammed tebliğ ettiği dinin kitabını neden kendi zamanında kitap hâline getirilmemiş ve Yahudilere yakın halife Osman zamanında kitap haline getirilmiştir? Bugün neden mesih Anadolu'ya gelecek diye yaygara koparıyor emperyalizmin dinci karakolu tarikat ve cemaatler ile dijital peygamberler. İsa'nın yerine gökyüzünden mana Türk ile gelince film orada koptu. Ne demişti Mustafa Kemal Atatürk Araplar ve Ortadoğu'da yaşayan toplumlara mesafeli durun. Bu uyarıya kimler uymadı? İbrahim'i atası sanan zındıklar üredi. Türk böyle bir hilenin içinde eriyecek bir töre ve insanlık mıydı? Bu sırda böyle çözülmüş oldu. Önder Karaçay
➤Kitap okumuyoruz. Sloganik, romantik şeyleri sevip onlara bağlanıyoruz. Hikayeler ile ömür tüketiyoruz. Okumayı ve araştırmayı sevmiyoruz. Bu yüzden tuzakların farkına varamıyoruz ve bizi kolayca kuşatıp yok edebiliyorlar. ➤Müslümanlar birbiriyle uğraşmayıp bir zamanlar olduğu gibi birlik olsalardı, Batı'nın bütün kiliseleri ve Ülkeleri
Lopus Yayınevi
"Dünyanın gelmiş geçmiş en nankör varlıkları insanoğluydu. Çocuklar ölüyor, insanlık denen tabiatı en tehlikeli varlık seyretmekle kalıyordu. Tıpkı bir film izler gibi..."
"Hiç senlik bir kitap değil ki, niye okudun?" "Bu akşamki film de hiç benlik değildi Zeynep ama geldim. Bir insanı seviyorsan onun neyi merak ettiğini merak edersin. Onun izlediklerini izlemek istersin, okuduğu satırları okumak istersin, onu üzen ya da güldüren ne varsa bilmek istersin, onunla her şeyi paylaşmak istersin. Hayatı paylaşmak istersin. O istemese bile... Hani demin gözlerinin içi parlayarak söylediğin replik gibi, hayatının geri kalanını biriyle geçirmek istediğini fark ettiğinde, hayatının geri kalanının bir an önce başlamasını istersin."
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
“Sizin düşünceleriniz dış dünyaya tamamen açık. Saklayamazsınız.” Düşünceler nasıl saklanır? Kafa karıştırıcı konusuyorsun.“Demek istediğim, düşünceleriniz ve anılarınız dış dünyaya karşı şeffaf, tıpkı herkesin okuyabileceği bir kitap gibi ya da bir binaya yansıtılan bir film gibi ya da şeffaf bir akvaryumdaki balık gibi. Tamamen açıkta ve bir bakışta anlaşılabilir.”
Serhat Akdeniz yazdı... EFELYA ROMAN İNCELEME Bugüne kadar belki kimse bu kadar iyi anlatamadı diye başlamak istiyorum. Adına "aşk" dediğimiz bu "ruhsarı yangın telepatiyi". Okumaya başlayıp biraz ilerlediğinizde "abanoz ağacını delmeye çalışan bir ağaçkakan" gibi nefesinizi kesecek. Roman'ın
FİLİZ ŞAHİN YAZDI... ~~~~~~~~EFELYA~~~~~~~ Onu ilk çıktığı günlerde alıp bitmesin diye çok yavaş okuduğumu itiraf etmeliyim. Şöyle ki; kahramanlar İtalya'ya gidene kadar kitap inanılmaz bir atmosferde okuru büyük bir heyecanla sürüklüyor.Yazarın dile hakimiyeti özellikle uzun cümlelerde daha net görülüyor. Şöyle ki; uzun cümlelerde
Samle Çağla yazdı... MEHMET BİNBOĞA’NIN, “ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ” ADLI ROMANI HAKKINDA BİR İNCELEME DENEMESİ...Samle Çağla Mehmet Binboğa'nın geçen yıl birinci cildi yayımlanan "Efelya" seri romanının ikinci cildi, "Şiirkent'in Narçiçeği" adıyla İzan Yayınlarından çıktı. Kitabın kapak dizaynı, Efelya'da
Reklam
Bütün hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden aksın diye bekledim ama öyle olmadı. Bu şekilde neredeyse 10 dakika geçti.Şeritlerin her bir karesinde onun gülen yüzü vardı..
“Böyle beklemek o kadar sinir bozucu ki. Nasıl anlatayım… Sinemaya gitmişsin, ışıklar sönmüş ama film bir türlü başlamıyor gibi. Karanlıkta öyle bekliyorsun.”
Sayfa 261Kitabı okudu
Artık hepimiz birer seyirciyiz. Yanıbaşımızda yaşanan hayatı bir dizi, film seyreder gibi seyrediyoruz. Müdahale etmeden,içine katılmadan,sorumluluk almadan.
Bazı insanlar, kitap okurken hikâyedeki karakterlerin odada dolaşmaya başladığını hisseder. Yani her şey üç boyutlu bir film gibi izlenebilir hâle gelir...
Peygamberlerin ve Başka Kutsal Kişiliklerin Temsili
20. yüzyılın başından itibaren Peygamber'in tasvir edilmesi meselesinin sert tartışmalara yol açtığı asıl alan sinemadır. 1926'da Türk yönetmen Vedat Örfi kendi yazdığı ve Mısır'da çekmeyi düşündüğü bir filmde Peygamber rolünü Mısırlı komedyen Yusuf Vehbî'ye teklif etti. Basında yazara karşı yoğun bir kampanya başladı; el-Ezher, Hz. Muhammed'in ve bütün yakın akrabalarının ve sahabesinin temsilinin yasak olduğunu bildiren bir fetva yayımladı. Mısır Kralı Fuad, aktörü sürgüne göndermek ve Mısır vatandaşlığından atmakla tehdit etti. Bunun üzerine, yakın tarihli bir eserde biraz kibarca ifade edildiği gibi, komedyen bu rolü reddetti (Wassef, 1995: 21) ve film çekilmedi. 1947'de genişletilen sansür yasasıyla Peygamber'in yanı sıra ailesinin, dört halifenin ve sahabenin temsili de yasaklandı; gölgesini göstermek gibi simgesel temsiller de buna dahildi (Bergmann, 1993: 71-72).
Sayfa 83
549 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.