l Ayfer Tunç'un kalemi. Ayfer Tunç'un kelimeleri. Ayfer Tunç'un insanları. Ayfer Tunç'un dünyası. Hayranlık, hüzün ve tatmin. Ne mutlu ki yollarımız kesişmiş, bir yazar ve okur olarak. Bir olay yaşandığı zaman olayı tek taraftan değil de iki tarafın da penceresinden görmek isteriz ya, işte Suzan Defter okura tam olarak bunu
“Olan olmuş ne olur?
Hayata bir daha vur
Gülümse ne olur
Bugünler dün olur”
İnsanlara yaşam sevinci veren o kitap işte bu ! Tanrı hiçbirimizi unutmaz ama halk arasında bir laf vardır : ALLAH’IM BENİ UNUTTUN MU? GÖR BENİ! derler.. Böyle bir dönemde yüreğimiz her zaman hayata vurmalı.. O kadar çok alıntı (32) paylaştım ki daha fazla spoi vermek istemiyorum; büyüsü bozulmamalı. Eğer şu anda
oturduğunuz yerden kendinizi dünyanın en şanssız ve mutsuz insanı olarak adlediyorsanız sizden önce sırada Yiğit var ve yine kendinizi dünyanın en mutlu ve şanslı insanı olarak görüyorsanız sizden önce Yiğit var ! . İşte bu meyus(keder,umutsuz) takviminden geçen günleri okumadan hayatın nasıl böylesine beklenmedik ve mucizevi olduğunu bilemeyeceksiniz Bir başucu kitabı . İmkansızlıkların mümkününe inandırdı ; meyus (kederli, umutsuz) takvimi benim gönlüme baharı getirdi. Nasıl mı? OKUMADAN BİLEMEYECEKSİNİZ
Seven ; sevdiğine “ MEYUS TAKVİMİ “ alsın
Okuduğum ilk kitabı. Son olmayacağına da eminim . Siz yazmalı ; bizler de okumalıyız ..
Meyus TakvimiUmut Bayrak · İkinci Adam Yayınları · 202354 okunma
Soytarı Çiçekleri Bir hevesle alıp okumaya başladım. Altı üstü 77 sayfalık bir kitap ancak çok da sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Bir yazar, bir aşk, intihar, bir ölü diğerinin hastane günleri... Kısacası sıkıldım. Okuyup okumamak size kalmış.
"Karşıma çıkan her şey yetersiz. Soluduğum her şey yetersiz. Dalgalar, odalar, mekanlar, sevgiler yetersiz. Günlerin uzunluğu yetersiz. Haftaların günleri yetersiz."
İyi bir insan olmayı başarabildim mi bilmiyorum ama iyi hissetmeyi başardım. Artık geceleri ardı arkası kesilmeyen kâbuslar görmek yerine başımı tasasız yastığa koyabilmeyi zafer olarak kabul ediyorum. Artık aynada olmak istediğim kişiyi görmek yerine olduğum kişiyi görmekten memnuniyet duyuyorum. Kelimenin tam anlamıyla iyileşmiştim. Duvarlarda
"Bence önemli olan bugündür. Geçmiş değil. Geçmiş, geçmişte kalmıştır. Onu ayakta tutmaya çalıştıkça, eski günleri değişik şekilde hatırlamaya başlarız. Bazı olayları da iyice gözümüzde büyütürüz."
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Gençken, diye konuştu, romanı sevdiğim kadar başka hiçbir şey sevmiyordum. Pazar günleri bir köşeye çekilip, bütün kalbimle bir Miss Janny'nin mutluluğunu ve musibetini paylaşmaktan ne kadar hoşlandığımı, tanrı biliyor. Türün benim için daha başka çekicilikleri olduğunu da inkar etmiyorum. Ama elime öylesine seyrek bir kitap geçiyor ki, o zaman da bunun benim zevkime uygun olmasını istiyorum. Ve en sevdiğim yazar, kendimi, dünyamı bulduğum, etrafımdaki olayların meydana geldiği ve hikâyesi pek tabii bir cennet olmamakla birlikte, tanımsız bir saadetin kaynağı olan kendi ev yaşamımdaki gibi ilginç ve içten olan yazardır.
LYON'DA DÜĞÜN
Kitap üç farklı hikayeden oluşuyor.
*LYON'DA DÜĞÜN
*İKİ YALNIZ İNSAN
*WONDRAK
#İlk hikaye aşkın, kavuşmanın öyküsü ... Su gibi akıp gitti . Kitapta altını çizerek okuduğum kısımların olduğu tek hikayeydi.
# İkinci hikaye çok basit ama bir o kadar da hayatın içinden bir hikayeydi.
# En çok beğendiğim hikaye son hikayeydi. Annelik, mücadele, evlat ve savaş...
Kitabı bitirdiğimde Karel'in savaştan sonraki hayatını merak ettiğimi fark ettim...Annesinin yanında mı yaşamaya devam edecekti yoksa kendine başka yol mu seçecekti...
Ruzena oğlundan ayrı kaldığında neler hissetti, günleri nasıl geçti...
Lyon’da DüğünStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,6bin okunma
"Şu soytarı bile bize gülüyor. Sanki hayat bizi daha ileride bekleyen bir şeymiş gibi, günleri hiçbir zaman durmayacak ikinci bir elin ardından koşarak geçiriyoruz."