Çavdar Tarlasında Çocuklar adlı kitabı beğenmediğim için eleştiri aldım ve bana sunulan tek gerekçe ise ölmeden önce okunması gereken 1001 kitap arasında olmasıymış. Neresinden tutsam nereden gülsem bilemedim. 😁
Sonra düşündüm ki pek çok insan böyle sırf popüler ya da mesnetsizce yüceltildiği için herhangi bir konu ya da durum hakkında fikir belirtmekten çekiniyor bunun sebebi de sanırım dışlanma ya da sevmeyişinin altını dolduramayacağından korkup özgüvensiz ruh hali. Bir insan için bir sebep göstermeden yalnızca "hayır ya da sevmedim, beğenmedim " gibi cevaplar en büyük gerekçelerdir aslında. Nihayetinde bunları yorumlayan da sizin gibi insan ( ne hikmetse çoğu zaman The Newyork Times 😁) her zaman her şey herkese uymak zorunda değil. Bir şeyin size uymaması onun kötü ya da sizin yetersiz olduğunuzdan değil.
Atış serbest 🏹🙃
Kitabı okuduğum süre içinde, Aeterna'da yaşadım,
Mavi sarayı gördüm, turkuaz taşlı yolundan yürüdüm.
Kitaplardan beklentim çoğunlukla beni yaşadığım odadan kendi dünyasına alması ve içindeki karakterlerle bağ kurabilmemi sağlaması olur. Işığın Tacı'nı okurken bir kralın tüm giysi detaylarını, yüz ifadesini , gücünü , merhametini
Kazanırsak Kaybederiz ilk kitabın sonuyla çok merak ettirici bir şekilde bitmişti ve neler olacağını çok merak ediyordum. Öncelikle söylemeliyim ki kitap inanılmaz akıcıydı! Öyle ki yaklaşık 6 saatte hiç ara vermeden okuyup bitirdim. Hem okuması oldukça keyifli hem de heyecanlıydı. Bu kitap ilk kitaptan kesinlikle kat kat daha iyiydi. Özellikle
Kitap hakkında yorum yapmadan önce bir şey dile getirmek isterim. Benim bir takıntım var, ne kadar sürerse sürsün elimi aldığım kitabı mutlaka ve mutlaka bitirme zorunluluğu hissediyorum. Şimdiye kadar tahammül edemediğim ve yarıda bıraktığım tek kitap oldu. Onun dışında çok az sayıda kitap bana Erewhon kadar ızdırap verdi. Zor da olsa başardım ve
Beni Asla Bırakma / Kazuo Ishiguro
.
Kitap Dünyam 2019 okuma maratonu #yarınölecekmişgibioku listesinde olan kitaplardan biri Beni Asla Bırakma... Ara ara listeki okumadığım kitapları okuyup, maratonu dışardan tamamlama hedefim var bakalım...
.
Kitap çok çarpıcı bir kurguya sahip. Özel olarak ilgilenilen çocukların eğitim aldığı Hailsham okulundaki süreci ve sonrasını görüyoruz kitapta... Özel olma durumu da kitabın ortalarında ortaya çıkıyor ama size tavsiyem okumadan önce kitap hakkında yazılan yorumları okumayın eğer tatkaçıran istemiyorsanız... "Gönül rahatlığıyla" anlatanlar var çünkü... Bu durumu okurken öğrenmek daha iyi olacaktır...
.
Kitabın kurgusu insanı epey düşündüren bir durum. Böyle özel olarak yetiştirilen çocukların zamanı geldiğinde onlardan istenileni yapması durumu ise bana göre yürek yaralayıcı...
.
Peki çok mu sevdim kitabı?.. Hayır... Sevmedim mi?.. O da değil... Araftayım... Konu yaralayıcı evet ama anlatım öyle değil... Kitapta fazlasıyla soğukluk vardı... Duyguların okura geçişi kısmı bende fazla etkili olamadı ki etkili olması gereken de bir konu var ortada... Yazar Hailsham eğitmenleri ile tutarlı olması açısından soğuk bir anlatım mı tercih etti yoksa çeviriden mi kaynaklı bilemem tabii ama okurken kitapla aramızda duvar vardı...
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217.8k okunma
Kendimi bu dünyaya ait hissetmiyorum. Tek hikayem bu."
.
Kitabın konusu: Eylül kendini Abant Gölü'ne yakın bir yerde ormanlık alanın içinde Kar Küresi Psikolojik Destek Merkezi'nde bulur.
Buraya yalnızca psikolojik destek almak için geldiğini sanan Eylül kendisini bambaşka bir sona doğru giderken bulacaktır.
Önce Merih'le
Ancak yapayalnız çocuklar bu tutkuya sıkıya sıkıya sarılır; diğer herkes duygularını sohbetlerde konuşa konuşa tüketir, yakınlarıyla paylaştıkça köreltir, hepsi de aşk hakkında çok şey duymuş,okumuştur, aşkın ortak kader olduğunu bilirler
James C. Scott'ın tamamen kendi merakı üzerine yazdığı bu kitapta "Tarım toplumuna geçiş hakkında doğru bildiğimiz yanlışları ve evcilleşme sürecinin yolculuğunu" okuyoruz. Genellikle tarımla birlikte yerleşik hayata geçtiğimizi okuruz. Halbuki insanoğlu tarımsal faaliyetlerden çok daha önce yerleşik hayata geçtiğini söylüyor Scott. Kışkırtıcı bir soru soruyor okura. Biz mi çevremizi evcilleştirdik yoksa çevremiz mi bizi? Yerleşik hayata geçtikten sonra bitkileri yetiştirmek için sürekli onları sulamak ve böceklerden korumamız gerekiyordu. Keza hayvanlardan yük taşımacılığında, sütünden ve yününden faydalanmak için sürekli başında beklemek. İnsanı bir nevi ürünlerine bağımlı hale getirmiştir.
Avcı toplayıcılık döneminde sürekli konar-göçer olabilmek için doğum kontrolü uygulanıyordu. Çocuklar geç sütten kesiliyordu, düşük yapılıyordu veya doğan çocuklar öldürülüyordu. Fakat yerleşik hayata geçildikten sonra nüfus hızlı bir şekilde artmaya başladı. Bu hızlı artış beraberinde birçok yeni sorunlar getirdi. Güvenlik, barınma, savaş, salgın hastalıklar vs.
Kısacası bu kitap insanın tahılla beslenme ve yerleşik hayata geçiş sürecini anlatan James C. Scott'ın okuyucusuna ufak bir beyin fırtınası yaptırdığı bir eser.
Tahıla KarşıJames C. Scott · Koç Üniversitesi Yayınları · 2019160 okunma
Rize'deki üyelerimizin katılımı ile Karadeniz ekibi olarak Rize 1984 Kitap Cafe'de buluşmamızı gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Buluşmamızda günlük hayattan, tarihten, yazar söyleşilerimizden ve tabii ki üyelerimizin sevdiği yazar ve kitaplar üzerine konuştuktan sonra yemekler yenildi, bolca çaylar içildi ve günü ölümsüzleştirmek üzere