120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kibar,nahif, güçlü bir anlatı, yüreğime mührünü bırakan kitaplardan biri,derin ve dokunaklı bir metin. Taşların sesine kulak veriyoruz. Fransa'da bir ailenin üçüncü çocuğu engelli olarak doğar, göremez, konuşamaz, yürüyemez...Bu çocuğun tüm ailenin hayatını nasıl etkilediğini ve çocuğun gidişinden sonra varlığının sessiz izlerinin aile bireylerini etkilemeye nasıl devam ettiğini görüyoruz hatta ölümünden sonra doğan sonuncuyu bile... Olumlu birer anne baba figürü var, çocukları için ellerinden geleni yapan, obsesif bir ağabey,engelli kardeşine kendini adamış ve isyankar abla, engelli kardeşine umursamaz davranan ve sonradan doğan sonuncu, o da hiç görmediği ölen kardeşinin varlığı ve izlerini yüreğinde hissederek büyüyor.Zaman geçtikçe ailede bazı roller değişiyor, bazı şeylerin izleri ise insanın benliğine yapışıp kalıyor. Çok güzel anlatmış yazar, taşların çözülen dilinin fısıldadığı cümlelere bayıldım. Üç ayrı bölümden oluşuyor kitap: Ağabeyi, kızkardeşi ve sonuncuyu taşların ağzından dinliyoruz. Hacmi geniş değil ama içeriği çok şey barındırıyor. Aile olmayı, kardeşliği,engelli bir bireye aile olmayı, geçmiş yaşantılarımızın ömrümüzün geri kalanını nasıl şekillendirebildiğini çok güzel anlatmış. Yazarın dili ve üslubu çok iyiydi. İyi ki okudum.
Taşların Anlattığı
Taşların AnlattığıClara Dupont · İletişim Yayınları · 202419 okunma
İslam'ı benimseyen beyazlar, beyaz olmayanlar gibi değişiyor bir başka insan oluyorlar. Kahire'den Cidde'ye, Kutsal Şehir Mekke'ye kadar gözleri mavinin mavisi, saçları sarının sarısı, derisi beyazın beyazı olan insanlarla aynı tabaktan yemek yedim. Nijerya'nın, Sudan'ın, Gana'nın Afrikalı Müslümanların sözlerindeki kardeşliği, içtenliği hissettim.
Reklam
Amerika, ırkçılık kanseriyle kendi kendini çökertmeden önce İslam'ın dini felsefesiyle donanmalı. Bu din birçok renkten insanı tek bir aile içinde toplamış bulunmakta şu anda. Dünyanın doğu tarafındaki ülkelerde, İslam Milleti kardeşliği her türlü engeli aşarak, bu ülkelerde yerleşmiş.
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
#gülvehaçkardeşliği
Nasıl ki Tanrı kendini 'bir'e dönüştürüyorsa yeryüzündeki biz insanlar da 'bir' için çalışmalıyız ve kebdimizi 'bir' olmaya adamalıyız. Bu sayıda 'Huzur' ve 'Barış' tan başka bir şey yoktur.
Sayfa 76 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir pazartesi günüydü. Günler, şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on altı saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yemeye
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
inançların ise temel bazı ortak noktaları
3. Sosyal ilişkilerin önemi (İFA-3): Tüm inanç sistemlerinde, hiç değilse bir "inanç kardeşliği" ve "birlikteliği" vurgusu çok temelde yer alır. İnsanlar mantıksal verilerle değil, duygusal motivasyonlarla harekete geçerler ve bu duygusal nedenleri, en iyi "inançlar" sağlayabilir.
464 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
her duygu için gözyaşı akıttığım o kitap
Hayatımda ilk defa bu kadar duygular üzerine olan bir kitap okudum. Aslında size onu söylemiyor sadece hissettiriyor. Yalnızlık, mutluluk, güven, hüzün ve acı… O kadar çok beğeneni vardı ki emindim seveceğime ama bu kadarını beklemiyordum. Hatta yeterince abartılmadığını düşünüyorum. Çok klişe bir konusu olduğunu kabul ediyorum. Arka
Yüz Karası
Yüz KarasıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 20222,079 okunma
Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı.Yaşamı onlara geri verebilir misin?
Reklam
159 syf.
·
Puan vermedi
Buram buram şarap kokan bir kitap. Uzun süredir alkolü daha az almaya başladım ama şu kitabı okurken tek düşündüğüm sarap ve puro içmekti. Bir ekstrası yok kitabın, standart bir Fante kitabı ve asla Toza Sor ayarında değil. Buna rağmen okuması zevkli ve ufak ufak da demlenmek gibi. Bazı kitaplara bazı alkoller çok yakışıyor, bu kitap tam bir şarap kitabı. Çok sevdiğim Tom Waits için güzel bir tanım vardır; "bir fıçı burbonda ıslatıldıktan sonra beş ay tütsülenmiş ve ardından da bir arabanın altında çiğnenmiş" bir ses denir, bu kitap da şarap fıçısına düşüp sırılsıklam olmuş adeta. Her sayfada şarap damlıyor zihninize. Kitap bittiğinde ağzınızda şarap tadı, üzerinizde de mutfakta pişen leziz yemeklerin kokusu kalıyor. Kitapla ilgili ilginç bir şey dikkatimi çekti. Başka bir kültüre ait hikaye olsa bile aile ile en az ilgilenen çocuğun en kıymetli çocuk olması, onun ufacık bir jestinin bile diğer çocuklarınkine kıyasla çok daha değerli sayılması bu hikayede de karşıma çıktı.
Üzümün Kardeşliği
Üzümün KardeşliğiJohn Fante · Parantez Yayınları · 2003357 okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Orta Dünya'da geziyormuş gibi hissettiriyor kitap. Sanki Kardeşliğin bir üyesiymiş gibi hissediyorsunuz okurken. Serinin ilk kitabı olan Yüzük Kardeşliği'nde; Frodo'nun yüzükle tanışmasını, Gandalf'ın ona yol göstermesini ve Frodo'nun uzun yolculuğunun ilk kısmında başından geçen olayları, maceraları ve zorlukları okuyoruz.
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318,5bin okunma