Buruk Ayrılık
Osuma Dazai'den başka kitaplarda okuduğum için beklentim biraz yüksekti Buruk Ayrılık kitabında. Yüz sayfalık kısa bir kitap olduğu için hemen bitiyor zaten. Bir Çinli ve bir Japon iki tıp öğrencisi gencin arkadaşlıklarını, Çin ve Japon siyaseti hakkında düşüncelerini geniş kapsamlı bir şekilde anlatıyor.
Modern Tıp Eğitimi almak için Japonya'ya gelen Zu Cucin ve arkadaşı Takaşi Tanaka ile hocaları Fucino arasında geçen dostluğu ve yoldaşlığı, Rus-japon savaşını en ince ayrıntılarına kadar anlatılıyor. Edebiyat ile ilgili derin anlatımlarda mevcut. Keyifli okumalar.
Gereksiz şeyler,kimsenin bilmediği yerlere atılır.
Tek bir büyük tepsiye sahip olmaktansa,bir sürü küçük tepsiyi üst üste dizmeyi bil.
Edebiyat olmasa yaşadığımız dünya boşluklarla kaplanır.Edebiyat,doğasıyla,o tekinsiz boşluğu bir akarsu inceliğinde doldurur.
#burukayrılık#osamudazai#selyayincilik#okudumbitti#okudum#okumakgüzeldir#okumakiyileştirir#okumakgüzeldir#okumagünlüğü#kitapyurdu#kütüphanem#yazar#kitapvekahve#bookstagramitalia#booksandcoffee#keşfetteöneçıkar#keşfetteyiz#izmirkitap#tavsiyekitap#önerikitap#inceleme#alıntı#kitaplardanalıntılar#kitaplarvesözleri#booklover#bookstagrammer
Buruk AyrılıkOsamu Dazai · Japon Yayınları · 2021206 okunma
Romain Gary (Emile Ajar) kitaplarını beğendiğimi ve kitaplığımda başka kitaplarınada yer vermem gerektiğine karar verdim. Araştırmaya başladım ve yazarın
Partizan Nadejda adlı kitabı ilgimi çekti. İnternet üzerinden siteleri araştırırken kitabı, Truvakitap.com dan buldum. Siteyi inceledim ve kitap takası yaptığınıda öğrendim.
Bir
9 Ağustos 1945' te Nagasaki'ye düşen atom bombasını ve bombanın insanlar ve ülke üzerinde etkisini, radyolog olan ve bombadan dolayı yaralanan Takaşi Nagai' nin gözünden görmemizi sağlayan güzel bi kitap.
Edebi bir roman beklentisi olanlara önermem ama biraz bilimsel anlamda rapor biraz da otobiyografik bir kitap izlenimi verdi bana. Atom bombasının tüm yıkıcılığını anlamak açısından okunabilir bir eser.
Spoiler
Anime denilince akla gelen yegane manga galiba Death Note olsa gerek. Bende bu sefer tersten giderek önce mangasını okumaya karar verdim ve üç günde on iki cilt kitabı bitirdim.
İlk 6 kitabı bir günde okuduktan sonra şöyle düşündüm fantastik bir öykü ve polisiye ancak bu kadar güzel bir araya gelebilirdi. Her karakter başlı başına başka
9 Ağustos 1945'te Nagasaki'ye atılan atom bombasını, görevde olan bir doktor tarafından, orada yaşanan cehennemi anlatan bir kitap
Nagasaki'nin Çanları. Kendisi de yaralanmasına rağmen büyük bir fedakarlık göstererek hayatta kalanlara sağlık hizmeti götürmeye çalışan doktor Takaşi Nagai yaşanan dramı hem yıkımın biyografisi hem de travmatik otobiyografi şeklinde bizlere aktarıyor.
Geriye kalan bir doktorların hem öğrencilerini hem de dostlarını tedavi etmeye çalışmaları, anlatılan o yanmış, yaralanmış insan tasvirleri içimi parçaladı.
Yaşanan tüm bu yıkımda olan sadece suçu olmayan masum halka oldu. Geçtiğimiz zamanda, Oppenheimer filmini izledikten sonra kitapta yer alan bir cümleye hak vermemek elde değil.
"Bilimin zaferi, vatanımın yenilgisiydi. Fizikçilerin sevinci, Japonların kederiydi."
Yazar Nagasaki’ye atılan atom bombasının patlamadan önceki halinden başlayarak etkilerine kadar anlatmış. Otobiyografi gibi bir kitap çünkü yazarımız gerçekten o esnada oradaymış ve olayı yaşamış. Kendisi zaten Radyoloji uzmanı olarak görev yaparken yaşanmış olay. Kitabı okurken iliklerinize kadar hissediyorsunuz atom bombasının yıkımını. Ben okurken şu soru takıldı kafama Hiroşimaya iki gün önce bomba atılıyor ama doktorumuz yazarken ilk defa atıldığını söylüyor acaba haber onlara ulaşmamış olabilir mi? Bir de kitabın sonunda hakedilmiş bir durum olduğunu söylüyor ve ölenlerin iyi insanlar olduğunu kalanların ise onlar kadar şanslı olmadığını söylüyor. Ben içinde öfke kin beklerken yazarımız hiç öfke duymuyor. Sonradan kendi hayatını okuduğumda nükleer enerji taraftarı olduğunu öğrendim. Nükleer enerjiyi bu denli yakından yaşayıp etkilerini gördüğü halde fikrini değiştirmemiş tuhaf ve sinir bozucu geldi bana. İkinci dünya savaşı, atom bombası vs ilginiz varsa okumanızı tavsiye ederim. Lakin ben okurken ilk okulda lisede öğretmenlerimin Japonların Nagasaki ve Hiroşimayı genç nesillere geçmişten ders amaçlı gösterdiğini dinleyerek büyüdüm. Nesini örnek veriyorlar anlamadım. Bize bomba attılar ve biz korktuk koşulsuz teslim olduk mu diyorlar acaba? Açıkçası bir kere daha şanlı tarihimle gurur duydum ve öğretmenlerimin bilmeden karşılaştırma yapmalarına içerledim. Şayet bizler Sevr dayatmasına boyun eğmeyip aç bilaç savaşan ataların torunlarıyız.
Yıllar önce okumuştum bu kitabı o zaman tevhid dini İslam ile yeni yeni tanışmış gencecik bir kızdım. Kitabın sonuna doğru yaklaşınca ağlamıştım hatta. Sanırım kendimi kitabın kahramanı Macide'nin yerine koymuştum. Siyonizmin karanlık yüzünü ve tüm zorluklara rağmen Filistin halkının nasıl bir direniş gösterdiklerini anlatan, Filistin direnişcilerinin kamp hayatı başta olmak üzere nasıl bir sosyal hayata sahip olduğunu aktaran bir kitap olmuş.
Aynı yazarın otobiyografisi ve zindan hatıralarından oluşan iki serilik Yoldaki Mühendis kitapları da okunduğunda Filistin mücadelesinin okuyucunun zihninde daha anlaşılır olmasına fayda sağlayacaktır.
Bugün Hamas'ın, İsrail ile yapılması muhtemel esir takası anlaşmasının yıllardır İsrail hapishanelerinde tutulan 3 Filistinli liderin serbest bırakılması ile ilgili bir habere denk geldim. Hamasın istediği üç isimden birinin de kitabın yazarı olan ve Kassam Tugayları Komutanlarından biri olan hayatında 67 kez müebbet yiyen Bergusi olduğunu öğrendiğimde kitabı elime alıp tekrar okumak istedim. TV de bombacı olarak aktarılan fakat müslümanların "Yoldaki Mühendisi" olarak bilinen Abdullah Galip Bergusi'ye, onun gibi tüm esaret altında olan kardeşlerime ve şuan #Aksa Tufanı için mücadele veren mücahitlere muzaffer olmaları için duacıyım. Hem de göz yaşlarıyla her gece
Özgürlüğün FecriAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 20211,979 okunma