Tüketim toplumu, yeni dünya sisteminde sahip olduğumuz çoğu şey ya gereksiz, ya da kalitesiz, işin kötüsü ya da ikisi birden. bu şeylere, insan ilişkilerimiz, yediğimiz yemekler, giydiğimiz, kullandığımız her şey giriyor. her şeyin kalitesiz, tatsız tutsuz, quicky tadında üretilip, tüketildiği bu sevgili düzende 100 bullets gerçekten de farkını koyan şeylerden, tadı damakta bırakanlardan.
Hikaye inanılmaz, gerçek, yalın, sert, ki ben çeviri okurken bu kadar tat aldıysam diyecek hiç bir şey yok. eduardo risso' nun çizimleri de bir o kadar net, kusursuz, sade ve sert. gerçi yer yer deadline sıkıntılarına girilmiş, sanki latin abim biraz dört nala çizmiş bazı fasikülleri ama kesinlikle harika. kapaklar, benim yüz kurşunu, yüz yıl olmasa da on yıl unutmamış olmamdaki rolüyledave johnson kapakları... evet inanılmaz, yorum yapamıyorum o kadar inanılmaz. kapakların bir diğer güzelliği ise, kapak içerdeki çizimlerden de parçalar barındırıyor, aslında o kapağa baktığınızda nasıl bir güzellikle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. çizgi romanın bir diğer güzelliği ise, kapaklar ayrı güzel, içerisi ayrı güzel. yani kapağını esad ribic' in, içeriyi john romitan' nın çizdiği bir iş değil.
Birçok farklı yayın evinin çizgi roman bastığı, ülkemin geeklerinin şanslı hissettiği şu günlerde, bence greg capullo' nun batmanleriyle birlikte önümüze sunulan en iyi eser. gidin alın okuyun, hissedin. çizgi roman sevmiyorsanız bile okuyun. bu eser sayesinde çizgi roman da sevmeye başlayabilirsiniz.