100. Yılında Jön Türk Devrimi

Sina Akşin

En Beğenilen 100. Yılında Jön Türk Devrimi Gönderileri

En Beğenilen 100. Yılında Jön Türk Devrimi kitaplarını, en beğenilen 100. Yılında Jön Türk Devrimi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen 100. Yılında Jön Türk Devrimi yazarlarını, en beğenilen 100. Yılında Jön Türk Devrimi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmparatorluktaki huzursuzluk, eşkıyaların düzenledikleri baskınlarda gitgide daha cüretli olmalarına yol açıyordu. Hollandalı bir yurttaş olan Mock, İzmir’e 19 kilometre uzaklıkta olan Sevdiköy’de öldürülmüştü. Varlıklı bir Müslüman, Aydın yakınlarındaki bir camiden kaçırılarak dağa kaldırılmış; ailesi, 400 lira gibi o dönem için hatırı sayılır bir fidyeyi ödedikten sonra serbest bırakılmıştı.
1911-13 yıllarında İtalya ve Balkanlar’da yapılan savaşlar büyük bir istikrarsızlığa yol açmıştı. Zırhlı birliklerin eşkıyalarla mücadelede kullanılamaması, eşkıyalığın yaygınlaşmasına neden olmuştu. Orduya katılmak istemeyen köylüler ve asker kaçakları, dağların yolunu tutuyorlardı. Eşkıyaların arasında, Anadolu’da yaşayan Rumlar ve Yunanistan göçmenleri bile vardı.
Reklam
Çakırcalı’nın ölümünden sonra, yeni çeteler peydahlandı. Pire’den gelip Bodrum yakınlarına yerleşmiş olan Karabacak diye anılan eşkıya, o bölgede faaliyetlerini sürdürmekteydi. Bergama’daki iki çetenin jandarma tarafından izlendiği söyleniyordu. 1912 Şubat’ında, Sami adındaki eşkıyanın Çakırcalı’nın yerini aldığına ilişkin haberler geliyordu. Eski çete yok edildikten sonra, daha önce jandarmayla bağlantısı olduğu söylenen Sami, dokuz kişilik bir çeteyle dağları tutmuştu. Sığır hırsızlığıyla İzmir bölgesindeki çiftçi ve mal sahiplerini bezdiriyor; onun eylemlerinden küçük çiftçiler de mağdur oluyorlardı.
Ziya Gökalp’ın temsil ettiği Türkçülük ve Türk milliyetçiliği ideolojisi Garpçılıkla, milli devlet ideolojisiyle bir bakıma uyum halinde idi, fakat Ziya Gökalp, bir toplumu bir arada tutan, onun çimentosunu oluşturan şeyin, örfüâdat olduğunu söylüyor, Türk’ü bir arada tutan şey din dahil örfüâdattır, diyordu
Abdülhamid’in dinci politikası daha çok Osmanlı gayrimüslimlerini, “millet-i mahkûme”yi hizaya getirmeye çalışan bir ideolojik silah mertebesine düşüyordu. Bu politika Osmanlı “anasır”ı ya da “akvam”ı arasındaki düşmanlıkları artırmış ve 1890’larda Ermeni terörist eylemlerine ve Hamidiye alaylarının kırımlarına yol açmıştır
Abdülhamid devri, Tanzimat döneminin devamıdır; üstelik dinci istibdat, önceki dönemin laik ve çağdaş vatandaş yaratma potansiyelini de ortadan kaldırarak halklar arası düşmanlıkları kızıştırmış, “mukatele-yi azime”ye zemin hazırlamıştır.
Reklam
Geri13
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.