"Hz. Yusuf (as)'dan İmam-ı Azam Ebu Hanife' ye, İmam Serahsî'den İskilipli Atıf Efendi'ye, Hasan El-Benna'dan Said Nursî'ye kadar bütün salih Müslümanlar cezaevlerini medrese gibi değerlendirmişler."
Sayfa 34 - Yüzde İki Yayınları - Muhsin Yazıcıoğlu
Biz ülkemizi çok sevdik; ülkem, milletim, değerlerim dedik; hep mevlana gibi hoşgörünün, Yunus gibi sevginin peşinde koştuk: ama sonunda işkence gördük. Hürriyetlerimiz alındı ve onlarca yıl cezaevinde yatmamıza rağmen, hiç mahkûm olmadık.
-Muhsin Yazıcıoğlu
İslam'ı kimi çöle sıkıştırmak, kimi de çağa göre yorumlamak istiyor. Halbuki İslam bütün çağlara hitap etmektedir. Biz beşerin yaptıklarını, söylediklerini, Allah'ın rızasına uygun olduğu ölçüde kabul ederiz. Allah'ın dininden uzaklaştıracak ve onunla çelişecek her türlü fikir ve davranışın da karşısında oluruz.
Mamak Cezaevi'nde bulunduğum sırada Ali Bülent Orkan bana küçük bir not göndermişti Notta "Ağabey benim infazım bir hafta daha ertelendi, çok sevinçliyim. Ancak bu sevincim dünyada bir hafta daha kalacağım için değil, yeni başlamış olduğum hatimi bitirmemiştim. Şimdi o hatimi bitirme fırsatı bulduğum için sevinçliyim" diyordu.
Ben bedenen çok şükür sağlıklıyım. Belki iç dünyamızı diri tutan, bizim bir özelliğimiz olan inançlarımızdan kaynaklanan bir sabır kültürü var. İnançlarımız bizi öbürlerinden çok daha fazla korumuştur.
Ya kendi inançlarımızı reddecek ya da Türkiye Cumhuriyeti Kanunları'na göre suçlu düşmüş olacaktık. İnançlarımız uğrunda yaptığımız fedakarlıktan dolayı pişmanlık duygusu içinde değiliz