12 Eylül Günleri kitaplarını, 12 Eylül Günleri sözleri ve alıntılarını, 12 Eylül Günleri yazarlarını, 12 Eylül Günleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hz. Yusuf (as)'dan İmam-ı Azam Ebu Hanife' ye, İmam Serahsî'den İskilipli Atıf Efendi'ye, Hasan El-Benna'dan Said Nursî'ye kadar bütün salih Müslümanlar cezaevlerini medrese gibi değerlendirmişler."
Sayfa 34 - Yüzde İki Yayınları - Muhsin Yazıcıoğlu
"10 yıl cezaevinde yattım, 5 buçuk yılı hücrede geçti. Günlerce gözlerimiz açılmadan elektrikle işkence gördük. Sonra dediler ki sizin hiç suçunuz yokmuş, çıkın. Ne kaderime küstüm, ne devlete küstüm."
Muhsin Yazıcıoğlu
Tarihte kara leke 12 Eylül !..
Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!
Mehmet Akif Ersoy
Türk Tarihinde Sultan Abdülaziz'in indirilmesi ile başlayan tüm siyasi darbeleri yapanları lanetliyorum.
Bu vesileyle 12 Eylül ile ilgili yazılmış üç kitabı tavsiye ediyorum.
Muhsin Yazıcıoğlu tarafından ön sözü yazılan bu kitap da 12 Eylül darbesinin astığı ülkücü şehitler ve hayatları anlatılıyor. Aşırı duygusal bir eserdi.
Biz ülkemizi çok sevdik; ülkem, milletim, değerlerim dedik; hep mevlana gibi hoşgörünün, Yunus gibi sevginin peşinde koştuk: ama sonunda işkence gördük. Hürriyetlerimiz alındı ve onlarca yıl cezaevinde yatmamıza rağmen, hiç mahkûm olmadık.
-Muhsin Yazıcıoğlu
İslam'ı kimi çöle sıkıştırmak, kimi de çağa göre yorumlamak istiyor. Halbuki İslam bütün çağlara hitap etmektedir. Biz beşerin yaptıklarını, söylediklerini, Allah'ın rızasına uygun olduğu ölçüde kabul ederiz. Allah'ın dininden uzaklaştıracak ve onunla çelişecek her türlü fikir ve davranışın da karşısında oluruz.
Eser merhum sehit yigit muhsin yazicioglu beyefendinin 12 eylul de tutukluluk anılarının farkli zamanlardaki dergi gazete verdigi roportajlarin kitaplastirilmis halini iceriyor gayet akici bir dil var okunasi bir eser.muhsin yazicioglu bu vesile ile tekrar rahmet diliyorum özü sözü bir islamiyeti ve milliyetciligi kendi siyasi ikbali icin kullanmamis ve geçmişini muhasebe etmis bir anadolu yigidi.
12 Eylül GünleriMelih Perçin · Yüzde İki Yayınları · 201861 okunma
Bir gün tecrit hücrelerinde, köşede bir çocuk ...
Halkın Kurtuluşu'ndandı herhalde tam hatırlayamıyorum. O bir komutun geregını yerine
getirmedi. Onu falakaya yatırdılar. 20-30 tane
vurana kadar çocuğun hiç sesi çıkmadı. Ama
20'yi 30'u geçtikten sonra çocuk yavaş yavaş
inlemeye başladı. Biraz sonra hafiften bağırdı, az
sonra çığlık atmaya başladı, çünkü dayanamıyor
artık. Ben hücremden bağırdım, "Yeter artık,
yeter artık", diye. Kim o dediler. 14 numara.
Geldiler benim yanıma, bir manga asker geldi,
beni dışarı çıkarttılar. Ondan sonra avucunu aç
dediler. Açmadım, yere yatırdılar. Falakaya
yatıracaklar. Bu sefer ben de, "Bu çavuşun adını
bana verene 100 bin lira ödül var" diye bağırdım.
Hemen beni içeri koyup gittiler. Yeni bir manga
geldi beni aldı idareye götürdü. "Sen askerin başına ödül koymuşsun" dediler. "Yok" dedim, "Ben askerin başına ödül koymadım. Mehmetçik benim kardeşim. Ama burada bir zulüm yapılıyor". "Sana ne dediler, ne ilgilendiriyor seni" diye sor-dular. Dedim ki, "Ben insanım, ona yapılan zulmü ben duyuyorum". Neticede insanız. Aynı ortamda yaşadığımız şeyler birtakım meseleleri oturup konuşmaya zorladı.