Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1915 Gelibolu Harbi Günlüğü

Kazım Şakir

1915 Gelibolu Harbi Günlüğü Sözleri ve Alıntıları

1915 Gelibolu Harbi Günlüğü sözleri ve alıntılarını, 1915 Gelibolu Harbi Günlüğü kitap alıntılarını, 1915 Gelibolu Harbi Günlüğü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
On binlerce metreden ateş ve ölüm yağdırmayı düşünen melun zekâlar, zulüm ve tahakkümü aynı haşmet ve kibirle devam ettirebilmek için milletleri çarpıştıran diplomatlar, biraz da insâniyetin refah ihtiyacını ve salahını düşünseler, insanlar arasındaki bağları yok ederek milletler arasında uçurumlar kazan katil kafalar biraz da itimat ve muhabbet esaslarını tahkim etselerdi belki dünya zaman zaman böyle bir mezbaha, iğrenç, uğursuz, kanla dolu bir mezbaha halini almayacak; insanlığın nasibi acı dolu iniltiler olmayacak, bugün ölümün haşin eliyle kapanan gözler arkasında yüz binlerce göz matem selleriyle çağlamayacaktı. Avrupa´nın kanlı ve kartal medeniyetine benden ebedi bir lânet...
Kalbim, vücutlarını vatan uğrunda birkaç kere, birkaç yerinden deldirdikleri halde yine de bir şikâyet sözü, hiçbir itiraz sesi çıkarmadan aynı ameliyeyi tekrara ve belki ölüme doğru zulmetler içinde kayan ve yalnız arada sırada dudakları ucundan birkaç dini kelime fırlayan bu muhip kafileyi hürmetlerle kucakladı.
Çanakkale Harbi´nde savaşan bir askerin kitap haline getirilen günlüğünden.Kitabı okudu
Reklam
Söylemek ve yazmak olmasaydı dünya ne kadar kör ve nankör olur, şüphesiz baştanbaşa bir deliler yurdundan başka bir şey olamazdı.
Yalnız, hayat gece başlıyor. Fakat büyük şehirlerin velveleli,neşe dolu,sazlı sözlü mesut gece hayatı gibi değil;gürültülü,ateşli,kanlı ve ölümlü bir hayat...korkunç bir hayat!
Gecenin kalpleri donduran zulmeti içinde binlerce göz, bir daha açılmamak üzere kapanırken arkalarında bıraktıkları vücutların gözleri de kanlı yaşlarla bir daha kapanmamak üzere açılıyor...
Sayfa 16
"Ağlarsa anam ağlar..." diyen Türk atasözü ne derece hayati bir felsefi hakikat imiş...
Sayfa 65
Reklam
Söylemek ve yazmak olmasaydı dünya ne kadar kör ve nankör olur, şüphesiz baştanbaşa bir deliler yurdundan başka bir şey olamazdı.
"' Ağlarsa anam ağlar...' diyen Türk atasözü ne derece hayati bir felsefi hakikat imiş..."
Sayfa 65
"On binlerce metreden ateş ve ölüm yağdırmayı düşünen melun zekâlar, zulüm ve tahakkümü aynı haşmet ve kibirle devam ettirebilmek için milletleri çarpıştıran diplomatlar, biraz da insâniyetin refah ihtiyacını ve salahını düşünseler, insanlar arasındaki bağları yok ederek milletler arasında uçurumlar kazan katil kafalar biraz da itimat ve muhabbet esaslarını tahkim etselerdi belki dünya zaman zaman böyle bir mezbaha, iğrenç, uğursuz, kanla dolu bir mezbaha halini almayacak; insanlığın nasibi acı dolu iniltiler olmayacak, bugün ölümün haşin eliyle kapanan gözler arkasında yüz binlerce göz matem selleriyle çağlamayacaktı. Avrupa'nın kanlı ve kartal medeniyetine benden ebedi bir lânet..."
Sayfa 69
Reklam
"Yazmak ve söylemek... Şükür ki beşeriyetin sürüp giden ıstırabını hafifleten şu iki işe yarar vasıtayı icat etmişler."
Sayfa 28
Askerlik böyle, dün gece rahat yatakta bu gece de Ahmet Çavuş'un öküz arabasında...
Sayfa 75
"On binlerce metreden ateş ve ölüm yağdırmayı düşünen melun zekâlar, zulüm ve tahakkümü aynı haşmet ve kibirle devam ettirebilmek için miletleri çarpıştıran diplomatlar, biraz da insâniyetin refah ihtiyacını ve salahını düşünseler, insanlar arasındaki bağları yok ederek milletler arasında uçurumlar kazan katil kafalar biraz da itimat ve muhabbet esaslarını tahkim etselerdi belki dünya zaman zaman böyle bir mezbaha, iğrenç, uğursuz, kanla dolu bir mezbaha halini almayacak; insanlığın nasibi acı dolu iniltiler olmayacak, bugün ölümün haşin eliyle kapanan gözler arkasında yüz binlerce göz matem selleriyle çağlamayacaktı. Avrupa'nın kanlı ve kartal medeniyetine benden ebedi bir lânet..."
Hereke, 23 Temmuz 1915 Geçen harbin son günlerinde susan kalemim, hatıralarımın artık umutsuzluk ve kederle dopdolu olan sahifelerini kapamak ihtiyacını hissederken şimdi duygularım bugün, bu yeni harbin nihayete ermez gibi görünen çok elim hadiseleri arasında yine yazmak ve söylemek ihtiyacı hissediyor. Yazmak ve söylemek... Şükür ki beşeriyetin sürüp giden istırabını hafifleten şu iki işe yarar vasıtayı icat etmişler... Söylemek ve yazmak olmasaydı dünya ne kadar kör ve nankör olur, şüphesiz baştanbaşa bir deliler yurdundan başka bir şey olamazdı. İşte ben de söyleşemediğim, hitaba lâyık insan bulamadığım şu elim hadiselerin seyri arasında defterimin beyaz sahifeleri üzerine narin ve sızlayan, ruh ve mevcudiyetimi ezip bitiren hisleri bugün yeni hayatın bazen feci ve bazen gülünç hadiselerini dökerek ruh ve mevcudiyetime bir miktarcık zevk ve teselli bahşetmek istiyorum.
"Söylemek ve yazmak olmasaydı dünya ne kadar kör ve nankör olur, şüphesiz baştanbaşa bir deliler yurdundan başka bir şey olmazdı."
Sayfa 28
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.