Sayfa Sayısına Göre 1956 Macar İhtilali ve Türkiye Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre 1956 Macar İhtilali ve Türkiye sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre 1956 Macar İhtilali ve Türkiye kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hitler, Yugoslavya'yı işgal edince, Banat kısmını Macaristan'a vermiştir (1941). Macaristan savaşın başında tarafsız kalmasına rağmen, 1941 yılında Alman baskısına boyun eğerek Sovyetler Birliğine karşı savaşa girmiştir.
Macaristan'da "Küçük Stalin" diye anılan Matyas Rakosi, yönetimi, öteki Doğu Avrupa ülkelerine göre en yeni, kapalı ve halktan kopuk bir yönetim sergilemiştir.
Bela Keller, çalışanların kudretini son haddine kadar istismar eden zorlama, mecburi Marksist-Leninist seminerleri, jurnalcilik, en ufak bir şüphe üzerine yapılan hapisler ve işkenceler, değersiz kimselerin kolayca başarı kazanması gibi durumların hem gençleri hem de işçi kitlesini rejim aleyhine çevirdiğini söylemektedir. 1956 İhtilali başlamadan önce Macar işçileri çok kötü koşullar içinde idi. Yaşam koşulları çok ağırdı. İhtilal sırasında en kanlı çarpışmaların işçi kesiminin yoğun olarak bulundukları bölgelerde cereyan ettiği göz önüne alınırsa, durum daha da açıklığa kavuşur. Ücretlerin az ve yetersiz, konut sorununun en büyük dert oluşu, 1944-1954 yıllarında endüstriyel fabrikaların sökülüp götürülmesi ve Macaristan'dan taşınması, İhtilal öncesi ekonominin durumunu gözler önüne sermektedir. Daha Temmuz 1953 yılında hükümet, tarım politikasındaki kolektifleştirmenin başarısızlığını kabul etmiştir. Beş yıllık kalkınma planlaları tasarlandığı gibi "Sosyalizmin Zaferi" ile sonuçlanmamış, hedeflere ulaşmamıştır. "Rakosi'nin yanlış ekonomik reçetesi ve O'na karşı muhalefet, ülkede hüküm süren hoşnutsuzluğun kısa zamanda Sovyetlerin askeri varlığına karşı bir harekete dönüşmesi" an meselesi idi.
1953 yılına gelindiğinde Stalin'in ölümü ve 17 Haziran'daki Doğu Berlin Ayaklanması, Macaristan'a da etki etmekten geri kalmamış ve Haziran sonlarında bazı fabrikalarda işçiler ayaklanmışlardı. Sebep ekonomik hayattan şikayet idi. Bu durum Sovyetleri endişelendirmiş; "Küçük Stalin" Matyas Rakosi yerine reformcu bir komünist olarak tanınan Imre Nagy getirilmiştir. Bir Yahudi olan Nagy, komünist rejiminin birçok sert uygulamasını yumuşatmış, köylüye toprak mülkiyeti tanımış, din konusunda geniş bir hoşgörü göstermiştir. Tüketim malları üretimine hız vererek halkın ekonomik sıkıntılarını karşılamaya çalışmış ve kısa sürede halkın sevgisini kazanmıştır. Fakat Nagy'ın bu yumuşak komünizmi bu sefer Sovyet liderlerini korkutmuştur.
Artık kalabalık Sandor Petofi'nin "yemin ediyoruz, yemin ediyoruz, artık köle olmayacağız" dizelerini hep bir ağızdan okuyor, meydanları dolduran halk "Rus askerleri defolsunlar" diye bağırıyordu.