21. Yüzyılda Beyin

Steven Rose

En Beğenilen 21. Yüzyılda Beyin Gönderileri

En Beğenilen 21. Yüzyılda Beyin kitaplarını, en beğenilen 21. Yüzyılda Beyin sözleri ve alıntılarını, en beğenilen 21. Yüzyılda Beyin yazarlarını, en beğenilen 21. Yüzyılda Beyin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"...belirli bir kültüre özgü incelikli farklılıklar gösteren gülümseyişler"
Sayfa 168Kitabı okudu
Kızların beyni ortalama olarak 1.250 gram, erkeklerin beyni 1.375 gram kadardır. Her iki cinsin gelişim oranları arasındaki ilişki karmaşıktır ve az da olsa farklı oranlarda olgunlaşırlar. Kızların genellikle, buluğ çağına kadar ve bu süreç boyunca, beden ve kişilik gelişimi bakımından daha çabuk ilerlediği kabul edilir. Erişkinliğe gelindiğinde, her iki cinsin beyin beden oranı birbirine yaklaşmıştır.
Reklam
Beynin aşağı bölgelerinden kaynaklanan sinirsel süreçler genel olarak kortikal denetim gereksinimi duymazlar; kalp atış ve soluk alış hızının düzenlenmesi bu süreçlerle ilgilidir. Söz konusu yakın ilişkili ve iki taraflı düzenleyici işlemler, çok sayıda değişik düzeylerde gerçekleşir. Hipotalamus, hipofiz hormonlarının salınımını düzenler. Hipofiz hormonlarının başlıca işlevi ise adrenal bezler, testisler ve yumurtalık hormonlarının salınımını düzenlemektir. Buna karşılık, pek çok beyin bölgesindeki ( hipokampus, hipotalamus ve amigdala dahil) nöronlar, kortizol gibi stcroid hormonlara, oksitoksin ve vazopressin gibi peptit hormonlara ve aslında adrenaline tepki veren reseptörler taşırlar.
Söz konusu beyin olunca ortada çok sayıda paradoks bulunduğu yadsınamaz.
Sayfa 25
Aspirin baş ağrısını ne kadar tedavi ediyorsa, Ritalin de ADHD'yi ancak o kadar tedavi edebilir. Yıkıcı davranışlara yol açan psişik sorunları maskelemek, anne babalara soluk alacak bir zaman aralığı ve öğretmenlerle çocuklar arasında yeni ve daha iyi bir ilişki için fırsat yaratır yaratmasına ama, olanak değerlendirilmediğinde kendimizi yeniden toplumu değil ama aklı düzene sokmaya çalışırken buluveririz.
ligili genlere ve beyin yapılarına sahip olmalarına karşın şempanzeler konuşamıyorsa eğer, bu durum insanların onlara konuşmayı öğretmeye çalışmamış olmalarıyla ilgili olduğu öne süreriz. Araştırınacılar birkaç on yıldır, bebek şempanzeleri evlerine alıp birlikte yaşayarak, onlara konuşmayı değil ama semboleri mantıksal kullanımını, muz, su, istemek, getirmek, gıdıklaınak gibi nesne ve eylemlerle bağlantılı kan oyunları ya da bilgisayar grafiklerini öğretmeye çalışmak gibi kahramanca bir çabanın içindeler.
Reklam
Bıkmadan vurguladığım üzere, yaşlılık bir hastalık değil, yaşamın doğal evrelerinden biridir ve yaşlanmayı kabul etmeyen bir toplumun var oluş temelleri sorgulanmaya değer.
Genlerin gücüne en fazla inananlar bile, genetik etki ve buradan doğan kaderciliğin sınırlarını bir biçimde aşacaktır. Steven Pinker 'genlerim benim yaptıklarımı beğenmediği zaman, gidip göle atlayabilirler' dediğinde, ya da Richard Dawkins Bencil Gen adlı kitabında daha az popüler bir ifadeyle 'bencil replikatörlerinizin diktatörlüğüne karşı yapabileceğimiz tek şey isyan etmektir' dediğinde, aslında, 'bilimsel' görüşleriyle sürdükleri hayat arasında ortaya çıkan zengin uyumsuzluğu dillendirmekten öte bir şey yapmıyorlardı.
Hmm, Machine Learning?
Altı aylık bir bebek, insan yüzünü diğer türlerin yüzlerinden ayırabilmektedir, dokuzuncu ayın sonuna geldiğinde ise insan yüzlerini birbirinden ayırt etmekte çok daha iyi duruma gelmiştir. Bu durum, doğuştan ya da içgüdüsel 'modüler' beyin ya da akıl yetenekleri olarak değerlendirilen yeteneklerin, aslında öğrenmeye bağlı geliştiğini gösteriyor.
Bazı davranışsal deterministlere göre, insan beyninin merkezinde korumayı sürdürdüğü 'balık beyni' ve 'sürüngen beyni' pek çok bakımdan, o göklere çıkarılan serebral korteksten çok daha önemli bir işleve sahiptir.
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.